Mutfağın arka sokaklarından hepimize bir insanlık dersi
BaştaSuriyelilerolmak üzereTürkiye’ye kaçmak zorunda kalmış insanlara karşı bir kaba milliyetçi tepki var.Milliyetçi tepki insana özgü içgüdüsel, düşüncesiz bir davranış bozukluğudur. Bunu kontrol etmek için insanın kendisini rafine biçimde eğitmesi gerekiyor. Bu da kültürle, okumakla, düşünmekle olabilen bir şey. Bunlar da memleketimizde kolay bulunan şeyler değil.
Bu hayatta yapılabilecek en kolay şey, hele deTürkiye’de yaşıyorsanız, milliyetçiliğin kaba ideolojik kollarına sığınıp bütün kendi sorunlarınızı öteki insanların sorumluluğuymuşgibi düşünüp kızmaktır.Ona buna bağırıp çağırmaktır..
Türkiye’de kaba milliyetçilik yolunda zaten son derece elverişli bir ortam vardı bir de insanları vuran ekonomikkriz nedeniyle ortam daha sertleşme eğilimine girme potansiyeli taşıyor.
İnsanın kendi içgüdüsel kaba tepkiselliğini terbiye etmek için biraz rafinelik gerekir dedim ya bunun pratik olarak nasıl yapılabileceğini bana‘Culinary Backstreets’adlı girişim gösterdi.
‘Mutfağın Arka Sokakları’diye çevirebileceğimiz bu girişim zaten kendisi büyük turist cazibe merkezi olan ülkelerde, az bilinen ve şehrin arka sokaklarında gizli kalan güzellikleri insanlara duyuruyor internet sitesinden ve makro turizm yerine daha mikro düzeyde de şehirlerin derinliğine girilerek turist olunmasını sağlamaya çalışıyor.
Culinary Backstreets 2020 yılı için mutlaka ziyaret edilmesini tavsiye ettiği şehirler ve semtler listesini de yayınladı.
Yiyecek/içecek kültürünün canlı ve zengin olmasının demokrasinin olabilmesi ve yaşaması açısından gerekli olduğunu düşündüğümden Culinary Backstreet sitesini de düzenli takip ediyorum.
Bu yıl için global düzeyde tavsiye edilen yerler listesi şöyle:
-Barselona’da Saint Andreu
-Lizbon’da Alvalade
-Marsilya’da Cing-avenues
-Mexico City’de Narvaete ve Dal Valle
-Tokyo’da Kiyosumuki Shirawaka
veİstanbul’da Fatih’tekiAkşemsettin Sokağı
Bu bölgeyi Culinary Backstreets için çekici yapan Türk yemeklerinin yanı sırabölgede var olan Suriye lokantaları da olmuş. Yorumcular Fatih’in kozmopolit niteliğine dikkat çekiyorlar ve Suriyelokantalarından mönüleri de anlatmışlar.
Buradan hepimiz bir ders çıkarmalıyız.Milliyetçiliğin kolay tepkisel kucağına oturmak yerine mültecilerden bir kültürel zenginlik çıkarmamız ve bunu tavır olarak içselleştirmemiz gerekiyor.
İstanbulluya da yakışan budur.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?6 ay önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları6 ay önce
- Alevi tartışması6 ay önce
- Dün bu yazıyı yazarken...6 ay önce
- Mea Culpa6 ay önce
- Post-modern seçimin yankıları6 ay önce
- 'Cool'un büyük kaybı7 ay önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?7 ay önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz7 ay önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir7 ay önce