Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Salı gecesiFatih Altaylı’nınTeke TekprogramındaAli Babacan’ı izlerken başta yapmakta olduğum diğer işlerin yanı sıraonu da dinlerim havasındaydım. Çağımızın trendi veya hastalığı diyebileceğimiz şeyi yanimultitasking(aynı anda birçok şeyi bir arada) yapmak peşindeydim.

        Siyasete zaten ilgim yok.Oy vereceğim zaman kendimi otomatiğe bağlamışım direkt CHP’ye veriyorum oyumubu yüzden yeni partilerin de ilgimi çeken yanı bulunmuyor.

        AKParti içinde neler olduğu zerre kadar ilgilendirmiyorbeni, yeni bir sağ partinin aklı başında olan bir insana heyecan vermesi mümkün olmamalı diye de düşünüyorum.

        Bütün bu ruh halimle programı izliyordum.

        Ama bir süre sonra"Diğer işlerimi bırakayım da daha dikkatli dinleyeyim bunu"dedim ve dikkatimi sadece programa verdim.

        *

        Üstelik Ali Babacan yeni ve sürpriz gelebilecek bir şey de söylemiyordu.

        Hattadediklerinin oldukça eskimiş kavramlar olduğunu söylemek de mümkün.İnsan hakları, özgürlükler, demokrasi ve demokrasi de devletin rolü gibi özellikle Avrupa’da bir zamanlar toplumlarda üzerinde konsensüssağlanmış yaşlı, olgun kavramları anlatıyordu Babacan.

        Atatürk’ün kurmuş olduğu bir cumhuriyette zaten doğal olarak var olması gereken kavramları anlatmasına rağmen Babacan sanki çok yeni ve insanın içini ferahlatan bir şey söylüyormuş etkisi yapıyordu insanın üstünde.

        Bir anlamda bize sadece kaybetmiş olduklarımızı hatırlatıyordu Babacan, bazı mutlaka olması gereken kavramlardan nasıl da uzaklaştığımızı veTürkiye’nin doğasına uymayan noktalara girmekten vazgeçip kendi ruhumuza uyan adımlar atmamız gerektiğini düşündürttü bana konuşması.

        *

        Bir yandan da bu ülkede özellikle düşünen gençliğin var olan siyasi yapılaşmalardan nasıl da bıkmış olduğunu ve artık yeni tavırlar görmek istediğini iyi tespit etmiş gibiydi Babacan. Bu yüzden liderlik kültüne önem vermiyor veAltaylı’nın dediği gibi partiyi kurarken bile bir kurucu lider olarak değil bir tür organizatör olarak çalışıyordu. Belagatigüçlü olan ve yumruğunu masaya vuran güçlü lidere alışık olan Türkiye'yeuymayabilir Babacan ama onun gibi siyasetçileri özleyip isteyen bir Türkiye de var ve o Türkiye’nin gençlerden ve kadınlardan ağırlıkla oluştuğunu hatırlarsak bunun aynı zamanda bir güç de olduğunu anlarız.

        *

        Programı seyrederkenbir ara sanki Turgut Özal’ı seyrediyormuşum gibi bir duyguya kapıldım.

        Sakinliği, ağır lafı bile söylerken kiyumuşaklığı ve ekonomiye yaptığı vurgular bana bu duyguyu verdi. Farklı görüşlere açık fikirli olması da bu duygumu güçlendirdi.

        Partisi ortaya çıkmaya başladığında her partiden gelecekler olduğunu söyledi Babacan. Buna inanmamak için bir neden yok. Yeni partinin AKParti'ye etkisi tartışılıyorkamuoyunda haklı olarak ama ben Babacan'ı dinlerken bu partinin asıl CHP’ye etkisinin güçlü olacağını düşündümçünkü demokrasi, laiklik, insan hak ve özgürlükleri söylemlerini CHP’nin elinde alabilecek potansiyeli olduğunu hissettim.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar