Fotomontaj gazeteciliği
SON zamanlarda âdet oldu; çoğu yandaş ya da havuz gazeteleri olarak tanımlanan gazetelerde birinci sayfalarda fotomontajla desteklenen manşetler göze çarpmaya başladı.
Bunun temelindeki gözü kara militanlığı, ölümüne savaş mantalitesini bir kenara bırakırsak bu durum aslında Türkiye’nin üzücü durumu hakkında önemli ipuçları içeriyor.
Son yıllarda bir çılgınlık sarmalı içindeyiz. Toplumun her kesimi bir diğeri hakkında hayali, toptan yalan olan söylemler tutturuyor.
Gündelik yaşamla bağlantılı olmayan, gerçekle alakası bulunmayan söylemler bunlar ve hepsi de gerçekmiş gibi en sorumlu olması gereken ağızlar tarafından anlatılıyor.
Ağızdan çıkar çıkmaz yalan olduğu bilinen türde söylemler bunlar, ancak buna rağmen ne yazık ki bir yönetme ve yönetimi sorgulama üslubu haline dönüştü.
Bunlar o kadar arttı ki neyin gerçek, neyin yalan olduğu karışır oldu. Türkiye gerçeküstü bir distopia haline dönüştü.
Bunun sorumlusunu aramasam da iktidar partisinin bu konuda hiç de masum olmadığı aşikâr, muhalefette olanlar da bazen kendilerini tutamıyor, karşı oldukları hakkında gerçeküstü söylemlere bsşvuruyor.
Basılan camiler, sokakta tecavüz girişimleri, her yerde darbe girişimleri kâbusu görmek, saray entrikaları, üst iradeler hakkında anlatılan garip hikâyelerle Türkiye gerçeklikle tamamen bağlantısını koparmış, düşünmek yerine kâbus gören bir ülkeye dönüştü.
Bu ortamda gazetecilik yapmak zaten zorken bir de yandaş gazeteci olmak neredeyse imkânsız hale geldi.
Dibine kadar yandaş olsanız da eğer kafayı tamamen yemediyseniz kendinize ve okuyucunuza sürekli yalan söylemeden yaşayabilmeniz, ayakta durabilmeniz imkânsız hale geldi bu durumda.
Taraf olduklarınızı desteklemek için birtakım manşetler atacaksınız tabii ki ama hitap etmek istedikleriniz de çoğunlukla okuma yeteneğinden uzaklar.
Böyle durumlarda görsele başvurmak kaçınılmazdır. Bu, 19’uncu yüzyıldan bu yana biliniyor.
O dönemde New York Times, şehirdeki yolsuzluklar hakkında yazıp duruyordu. Haklarında yazılanlar bunu umursamıyorlardı bile çünkü okuyucu denilen insanlar fazla okuyamıyorlardı. Tam da bu zamanda tabloid gazeteler karikatüristleri devreye sokarak haberleri çizgiyle anlatmaya başladı. Şehirde rüşvetçi tutuklamaları da ancak bundan sonra başladı.
Yalan rüzgârlarının estiği Türkiye’de bir tarafın yalanını savunmak zorunda olan gazeteciler, o yalanı çoğunlukla cahil olan kitleye anlatmanın en kolay yolu olan photoshop’lu görsele başvuruyor. Mesele aslında bu kadar basit.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce