Periscope, Meerkat'a karşı
BİR süre önce Kayvon Beykpoor adlı genç, Stanford Üniversitesi’nden arkadaşı olan Jessica Verrilli’yi kahve içmeye davet etti.
Bu çok masum davet, iş dünyasında ender görülen bir büyük rekabetin, hatta savaşın başlamasının başlangıcıydı.
Jessica, görüşmenin bir aşamasında arkadaşına, “Bugünlerde ne üstüne çalışıyorsun?” diye sordu.
Bunu her insan arkadaşına sorabilir, ama soran Jessica olduğunda işler değişebiliyordu tabii. Çünkü Jessica Verrilli, Twitter’ın “Corporate Development and Strategy” bölümünün başındaydı.
Onun bu sorusu üzerine arkadaşı, cep telefonunu çıkarıp üzerinde çalışmakta olduğu “internet üzerinden video akışı” (internet streaming) yapan yeni aplikasyonu gösterdi.
Jessica bunun potansiyelini anında görüp arkadaşına bir teklif yaptı. Aplikasyonu Twitter için satın almak istediğini söyledi. Ve sonradan sızan haberlere göre bu aplikasyonu 120 milyon dolara almış.
Böylece “start-up” tarihinde ilk kez, üzerinde çalışılmakta olan bir aplikasyon 120 milyon dolara satıldı.
Yeni aplikasyonu bu kadar para ödediler; çünkü Twitter o aralar internet video akışı dünyasında roket hızıyla yükselen “Meerkat” adında bir aplikasyonun artan gücünü seyrediyordu.
Meerkat aplikasyonu, kullanıcıya video çekimlerini bulunduğu yerden başkalarıyla kolayca paylaşma imkânını getiriyordu. ABD’deki “South by Southwest Festivali” yaklaşırken bir hafta içinde 200 bin yeni kullanıcıya sahip olmuşlardı ve bunlar arasında NBC’nin etkili gece şovcusu Jimmy Fallon ile BBC de vardı.
Jessica’nın o gün satın aldığı sistem, daha sonra “Periscope” adını alacaktı. Bu Periscope, aynı Meerkat gibi kullanıcıya bulunduğu yerden video akışı yayını yapma ve paylaşma imkânını veriyordu.
Twitter sistemine dahil ettikten sonra üzerinde çok konuşulan bu aplikasyon, dünyanın en çok ilgi gören top 10 listesine girdi. Aynı zamanda Meerkat ile Periscope arasında ciddi bir savaş da başladı.
Twitter, Periscope’u ilk tanıttığı dönemde, rakibi Meerkat kullanıcılarına Twitter aracılığıyla çalışmalarına kısıtlamalar getirdi.
Buna karşılık Meerkat ise kendi sistemini paylaşma ve kullanıcılar arasında iletişim konularında hızlı yenilikler yaptı. Twitter da video aracılığıyla mesajlaşma sistemini mükemmelleştirme yolunda atılımlar yaptı, yani rekabet tüketicilerin işine gerçekten çok yaramaya başladı.
Bütün bunların dışında Meerkat, bir dış destek olsun diye Madonna’nın “Ghosttown” adlı yeni parçasının klibini ilk kez kendi sisteminde yayınlamak için harekete geçti. Hatırlayın, daha önce Madonna “Living For Love” parçasını da “Snapchat”in Discover sisteminde bu şekilde yayınlamıştı.
Şimdi ise aynı şeyi “Tidal” ile yapması beklenen Madonna, “Meerkat”ta karar kıldı. Nitekim bu yayın yapıldı da ama bir şanssızlık olup yayın sırasında bazı teknik arızalar yaşandı. Yayın esnasında 500 adet “error” mesajı görüldü.
Meerkat yine de bunu atlatacak gibi görünüyor, ama tüm yorumcular, “İnternet video akışı dünyasında sadece bir kral olabilir” diyorlar. Bu kralın da Meerkat mı yoksa Twitter’ın Periscope’u mu olacağı ise önümüzdeki üç-dört ayda belirlenecek.
İnternet dünyası bu yaz gerçekten hayli sıcak geçecek.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce