Başkanlık da uyar
DÜN analiz etmeye çalıştığım “X faktörü” yüzünden AK Parti iktidarının bin yıl daha sürebileceğini anlattım.
Tahmin ettiğim gibi çok küfür yedim.
Bugün bu küfürlerin daha da artmasına yol açacak başka bir şey daha yapacağım.
O bahsettiğim “X faktörü” yüzünden özellikle Türkiye’ye başkanlık sisteminin de çok uyacağını söylemeliyim.
Amerika’dan döndüğüm gün daha evime bile gitmeden bir arkadaşım bana kitap tavsiyesinde bulundu.
“Atalarımızın Gölgesinde” adlı bu kitabın yazarları Carl Sagan ile Ann Druyan.
Detaylı ve titiz bir çalışma, bu yüzden konusunu özetlemek pek de mümkün değil.
Alt başlığında söylendiği gibi kitabın “insanın doğa içindeki yeri üzerine” bir çalışma olduğunu söylemek mümkün.
Kendimizin çok özel olduğunu, özel konumlarımız bulunduğunu düşünmeyi bir kenara bırakıp hayvanlar âleminde var olan hiyerarşideki yerimiz açısından kendimizi anlamaya ve hayvanlar âlemindeki davranış biçimlerinden yola çıkıp kendi hayatımızı da tanımlamaya gidebilmemiz gerekiyor.
Sagan ile Druyan’ın önemli çalışması işte bunu yapmaya çalışıyor.
Kitapta, yılandan ve fareden tutun da yüzlerce türün yaşamlarından örnekler var.
Yerküre üzerindeki tüm canlıların yaşamında -ister bu milyonlarca yıl önce olsun isterse şimdi- daima bir güce tapınma ve güçlü olana itaat güdüsü mutlaka var.
Benim gibi yıllardır, yapacaklarını açıkça söylemesine rağmen Hitler’in sıradan Alman insanından bu kadar inançlı destek alabildiğini veya İtalyanlar gibi hayatı hoş yaşamaya alışık insanların Mussolini’ye destek verebildiklerini, dahası komünizm gibi insanlar arası eşitlik söylemine sahip bir ideolojinin sonunda Stalin, Mao gibi isimler yaratabildiğini merak eden bir insanı hiç de şaşırtmadı bu kitaptaki analiz.
Siyasi analizler, tabii ki sadece bu çerçevede yapılmaz; hepimiz değişik yaklaşımlar getirebiliriz, “Kurtuluş şundadır bundadır” diyebiliriz.
Ama “X faktörü”nün bulunduğu her durumda doğada var olan güdülerin de önemli rol oynadığını unutmazsak, o zaman pek hayal kırıklığına uğramayız.
Eğer siz de benim gibi Türk insanının nasıl olup da kısa sürede bu kadar değiştiğini, sanki önceden var olan halkın ihraç edilip yerine yeni halk ithal edilmiş gibi davranışlarının hızla farklılaştığını merak ediyorsanız, o zaman bu kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
Ondan sonra fazla şaşırmamaya başlayacaksınız. Bu arada bazı kimseler, “Başkanlık sistemi bize uymaz” diyorlar.
Ben yine o “X faktörü” nedeniyle, “Özellikle Türkiye’ye başkanlık sistemi kesinlikle uyar” diyorum.
Uymayı bırakın, başkanlık sisteminde hele biraz da otoriter olursa bizdeki “X faktörü”, çok da mutlu ve memnun yaşar, bunu da bilin.
Not: Seçim üzerine hiç yazmam diyordum. İki gündür bu konuya farklı bir açıdan girdim. Bir daha seçimi düşünmem bile. Bu analizden sonra güncel gelişmeler üzerine laf söylemeye çalışmak abestir.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce