Piyasaların diktatoryası
“Dorian Gray’in Portresi” nde Oscar Wilde, “Günümüzde insanlar her şeyin fiyatını biliyor, ama hiçbir şeyin değerini bilmiyor” demiştir.
Oscar Wilde’ın amacı farklıydı bunu yazarken, ama bu aynı zamanda piyasaların pençesine düşmüş ekonomik yapıyı, piyasaların acımasızlığını anlatan en güzel sözdür.
Kapitalist ekonomik düzen, feodalizmin bağrında oluşup, gelişip onu yok etmeye başladığında, klasik politik-ekonomi yazarları “piyasa” kavramını fetişleştirdiler.
Buna mecburlardı. Çünkü feodalizm ölürken direniyordu ve kapitalizm ona karşı güçlü ideolojik kavramlara ihtiyaç duyuyordu.
“Piyasa”, bireysel davranış özgürlükleri, serbestlik çağrışımları ile feodalizmin baskıcı yapısına karşı kullanılacak etkili bir kavramdı.
O çok daha saf olan dönemde bile piyasa denilen kavram hiçbir zaman ekonomik dengeleri, adaleti sağlamadı.
Bunun olduğunu söyleyen teorik modeller kâğıt üzerinde kalmış, gerçekte denenmemişlerdir.
Bir tek Marx, piyasaların normal işleyişiyle adaletsizliği, sömürüyü yarattığını ortaya koydu.
Onun dışındaki klasik ekonomistler piyasayı hep yücelttiler.
Piyasa gerçekte onların dediklerini yapmasa da onlar söylemeyi sürdürdüler.
Piyasanın dengeleri sağlayacağı, olabilecek en adil bölüşümleri gerçekleştireceği yalandı ama bu yalan hep sürdürüldü.
Baştaki saf dönemde belki mazur görülebilirdi, ama piyasalar kavramının cılkı çıkarılmışken 21’inci yüzyılda bunun hâlâ mazur görülmesi mümkün değil.
Piyasalar hiçbir zaman dengeye ulaşmaz, piyasaların asıl yaptığı dengesizlik yaratmaktır.
Piyasalar hiçbir zaman adil bir sistem yaratmazlar, adaletsizlik piyasa mekanizmalarının esasında vardır.
Piyasa oyuncuları denilen kişiler, hep bu dengesizlikten para kazanan ve dengesizlikleri artırmaya çalışan insanlardır.
İşte bu yüzden kötü haberleri piyasalar özellikle severler.
Çünkü her kötü haberlerden bazı çıkar gruplarının para kazanma yolları bulunmuştur.
Bir süre var olan piyasalarda bunlar bulunamadığında da yeni piyasa kavramları oluşturulmuş ve devreye sokularak özellikle çalışanlara darbe vuran koşullardan, para üzerinden para kazanma imkânları oluşturulmuştur.
Bu kadar güçlü altyapısı olmasına rağmen Amerikan ekonomisinde arada büyük krizlerin yaşanması, bizlerin arada bir filmlerde gördüğümüz davranışlarla para vuranlar yüzündendir.
Türkiye maalesef global ekonomiye bu yönüyle bağlanmıştır, eklemlenmiştir.
Piyasaların her kötü durumundan para kazandırıcı, sömürücü yanına Türkiye göbeğinden bağlıdır.
Dolar kurundaki artış sürecinde bu mekanizmaları net olarak görüyoruz.
Muhalif arkadaşlar bana kızacak ama içinde bulunduğumuz döneme ait en net, en doğru yorumları Yiğit Bulut yapmakta.
O içgüdüsel olarak piyasaların gerçek anlamını görüyor ve anlıyor.
Darısı sosyal demokratların başına.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce