Türkiye, ABD'den daha gelişmiş olmalı!
ÖYLE şeyler görüyorum, yaşıyorum ki, bizdeki vurdumduymazlığa baktığımda, “Galiba Amerikan ekonomisinden daha gelişmiş, daha sorunsuz olmalıyız ki onlar hâlâ canla başla çalışırken bizler durmayı, kısırdöngüler içinde yaşamayı yeterli bulabiliyoruz” diye düşünüyorum.
Ekonomik güç, yaratıcılık, üretim ve yenilikler konusunda Amerika bizim yanımızda gayet tabii ki dev gibi kalıyor ama bizdeki konuşmalara, kavgalara, ekonomi konusunda inanılmaz vurdumduymazlığa baktığımda “Acaba güç sahipleri, çocuklarımızın geleceğini karartmak için bütün bunları bilerek mi yapıyor?” diye de korkuyorum.
Örneğin, son olarak Foreign Affairs adlı dergide, “Start-up yavaşlaması-Amerika, yatırımcı, yenilikçi avantajını tekrar nasıl kazanacak?” başlıklı bir makale vardı.
Başlıktan da anlaşılabileceği gibi, bu kadar güçlü, yaratıcı ve dinamik olmasına rağmen Amerikan yönetici sınıfları, gelinen düzeyi yeterli bulmuyor ve “Amerika’yı daha güçlü nasıl yaparız?” diye düşünüyorlar, politikalar üretiyorlar.
Bizler maalesef Amerika düzeyinin binde biri bile değiliz, üretim bazımız neredeyse hiç yok, korkunç yapısal sorunlarımız var ve uzun vadede hiçbir şeyi çözmeyeceği belli olan bir faiz tartışmasıyla yetiniyoruz. Hâlâ düşünebilen beyinleri bu sorunları aşmak için yönlendirmeyi düşünmüyoruz.
Bahsettiğim makalede adı geçen “start-up sektörler”, yenilik yaparak kurulan şirketlere verilen ad. Hemen her gün yeni bir teknolojinin, yeni uygulamaların çıktığı bu ülkede yetkililer, start-up dinamiğini yeterli bulmuyor ve bunu tekrardan canlandırmak için beyinlerini patlatıyorlar.
Piyasa ekonomisinin en kısıtlamasız uygulandığı bu ülkede, piyasaya tapınma yok. Teşviklerle, fiyat politikalarıyla, gelecek hakkında verilen sinyallerle durmadan gizli bir planlama yapılıyor. Bizde ise plan denince tüyler diken diken oluyor, “Piyasa çözer” deniyor, ama tabii ki çözmüyor, sorunlar katlanarak büyüyor.
ABD yeni kurulan dijital şirketlere, neredeyse bedava kuruluş maliyeti sağlamaya başladı. Hiçbir vergi alınmıyor, bu şirketlere banka kredileri ve yatırımcılar bulunuyor, mallarını/hizmetlerini pazarlamada yardımlar yapılıyor. Biz ise nedense bu sektöre yasaklar getirmekten başka bir şey düşünemiyoruz.
Amerika yakın bir gelecekte yabancılar politikasını tamamen değiştirecek; yeni teknolojilerde, yeni sektörlerde uzmanlığı olan yabancılar geldiğinde neredeyse otomatik vatandaşlık alacaklar. Bunun zaten beyin gücünü kaybetmekte olan Türkiye’ye ne kadar büyük darbe vuracağını düşünmek bile istemiyorum.
Bunları düşünen sadece Amerika değil. Şili, ülkesine yatırım yapanlara altı aylığına 40 bin dolar ve tamamen hazır ofis alanlarını bedavaya veriyor. Yatırımcılar Şili’de kalıcı olmaya karar verirse teşvikler çok daha artıyor.
Hindistan’da ise “Nirvana Fonu”, gelen her yatırımcıya teşvikler yağdırıyor. Örnekleri çoğaltabilirim ama görünen o ki global dünyada sadece Türkiye sorunları yokmuş gibi davranıyor, kendi kısırdöngüleri içinde çırpınıp durmayı yeterli sayıyor.
Ülkemizin bir an önce çok kapsamlı yeni bir ekonomik yöne ihtiyacı var. Bunu yapacak beyinler bizde hâlâ var, ama bunu yapmak için gereken irade nedense yok. Böyle giderse Türkiye global düzende oyuncu olma durumundan düşecek ve ne yazık ki bu yüzyılın kaybedenleri arasında yer alacak. Bunca potansiyele rağmen bu gerçek bir tehlikedir.
- Seçim sonucu neden böyle oldu?1 yıl önce
- Kitabın ortasından konuşuyorum ve diğer lüzumsuz seçim notları1 yıl önce
- Alevi tartışması1 yıl önce
- Dün bu yazıyı yazarken...1 yıl önce
- Mea Culpa1 yıl önce
- Post-modern seçimin yankıları1 yıl önce
- 'Cool'un büyük kaybı1 yıl önce
- Z Kuşağına güvenilerek siyaset yapılır mı?1 yıl önce
- Muhalif yazarları bekleyen büyük kriz1 yıl önce
- Cumhuriyet Müzesi halk yüzünden kapanabilir1 yıl önce