Söylemiştim!
BU köşeyi sürekli takip eden okurlar hatırlayacaktır. 18 Şubat tarihinde bu köşede “Bu Fener normal şampiyon olamaz; Ya şike yapar ya kaleci satın alır” başlığıyla bir yazı yazmıştım. Yazıda özetle “Fenerbahçe ne zaman başını kaldırıp yarışa ortak olsa ligin kalecileri şaibeli, hakemleri satılmış, Federasyon F.Bahçe’nin kölesi olur” gerçeğini ortaya koyup şu cümleleri kullanmıştım: “Hep beraber göreceğiz, daha sezon sonuna kadar neler işiteceğiz. Fenerbahçe başını kaldırmasa; söz gelimi Trabzon bu kadar puan kaybetmese; Kadıköy’deki Trabzon maçı berabere bitse bunların hiç biri yazılmayacak; takım eleştirileri genellemeye vurulacaktı. Hakemler ve Federasyon 3 Büyükler’in hiç birini kayırmayacaktı. Anadolu takımlarının sertliğinden dem vurulacak, “Büyükler olmasa lig de olmaz” teraneleri anlatılacak. Seneye nasıl da süper işler yapılacağı anlatılacaktı.”
O günkü yazının tamamını isteyen internetten bulup okur. Ama bu yazıya aldığım yukarıdaki paragrafın ilk cümlesi bugün Trabzonspor ve Beşiktaş’ın yangınının öngörüsüydü.
Benim açımdan daha fazla anlatılacak bir şey yok. Aslında bir sürü soru var aklımda ama sormayacağım.
Örneğin;
*Sadri Şener kendi ağzından “Aykut Kocaman’ın yaptığı açıklamalar kimyamızı bozdu” dedi. “2 cümleyle kimyanız bozulacaksa siz yönetim olarak ne iş yaparsınız?” diye sormayacağım.
* Ya da hakemlerden dert yanan Trabzon, futbol tarihinde en geçerli laf olan “Gol attınız da hakem vermedi mi?” cümlesini bir rakipleri için sorsun bakalım. “Kayseri yöneticilerine sorun. Ligin ilk devresinde Kayseri’de oynanan maçta Kayseri’nin nizami golünün ofsayt gerekçesiyle sayılmadığı da mı gerçek değil?” diye de sormayacağım.
* Hele hele “Bu TFF’yi tehdit eden; Başbakan da dahil tüm Türkiye’yi bağlamış; hakemleri kölesi yapmış; ligdeki kalecilerin yarısını satın almış Aziz Yıldırım; akılsız mıymış ki son 5 sezonda 2 kez son maçlarda şampiyonluk bırakmış; 28 yıllık dalga geçilen Türkiye Kupası alınamama kadersizliğini bitirmemiş?” diye hiç sormayacağım.
Yıldırım Kulüpler Birliği Başkanlığı’nı bırakmalı
Sadri Şener’e katılıyorum. Bence de Aziz Yıldırım Kulüpler Birliği Başkanlığı’nı bırakmalı. Kimsenin sorununu çözmemeli, vergi indirimi için Ankara çıkarmaları yapmamalı. Yayın ihalesiyle de hiç mi hiç ilgilenmemeli. Hatta bence Fenerbahçe Kulüpler Birliği’n den ayrılmalı. F.Bahçe Kulüpler Birliği’nde hiç aktif değilken, toplantılara vekaleten bile katılmıyorken, 2 yıl üst üste şampiyon olup ertesi sezon son maçta 2. olmuştu. Kulüpler Birliği’nden ayrılmak F.Bahçe’ye çok şey kaybettirmez. Kulüpler Birliği’nin dağılması; ya da havuzun bozulması gibi çok radikal gelişmeler bile ülkede sadece F.Bahçe ve G.Saray’ı olumsu etkilemez. Beşiktaş da bugünkünden çok daha kötü bir gelir düzeyin de olmaz. Ama başta Trabzonspor olmak üzere geri kalan 14 takım böylesi bir depremden son derece kötü etkilenir. Şimdi; “Yayın ihalesinin ertesi günü yazdığım yazıda da ‘Aziz Yıldırım parayı artıran unsurlardan biridir. Parayı kazandıran ağadır; ağabeydir. Aziz Yıldırım ’ın ağa veya ağabey olması Türk futbolu için ne kadar iyidir, onu da zamanla göreceğiz’ demiştim“ diyeceğim ama; ‘sen de amma kendini övüyorsun be birader ’ dersiniz diye korkuyorum!
Galatasaray’da vesayet rejimi mi var?
İnan Kıraç’ın “Polat gitmeli; Ünal Aysal 100 milyon Euro ile gelmeli” açıklamaları çok tartışıldı. Ben de “G.Saray’da vesayet rejimi halen devam ediyor galiba” diyecektim ama camia tepkisiz kalmadı. SarıKırmızılı önemli isimler bu açıklamaya karşı durdu. G.Saray camiasını iyi bilenler, duayen isimler Kıraç’a tepki gösterdi. “G.Saray’da biat kültürü yoktur” denildi. Bunların hepsi gelecek için iyi gelişmelerdir. Polat gider bir başkası gelir ama vesayet rejimlerinin bitmesi en başta o camia içinde yaşayanlar için iyi bir şeydir.