Esta carta é para você, Sr. Jesus
Sayın Jorge Jesus,
Hoşgeldiniz. Sizi, bizi yarı finalde elediğiniz 2013 yılından beri takip ediyorum. Benfica ile finali kaybetmeniz sizin kusurunuz değildi. Guttman laneti sürüyor belli ki. Şimdi siz, dilinizi konuştuğunuz ülkeler dışında 2. tecrübeyi Türkiye'de yaşayacaksınız. Burada başınıza nelerin gelebileceği ile ilgili birkaç şey söylemek isterim. Etrafınıza sorabilirsiniz; bendeniz kullanmayı bilenler için erken uyarı sistemiyim. Yararlanırsanız sizin faydanıza olur. İzninizle başlayayım:
• Bir kere ülkenin yüzde 70'i sizden nefret edecek. Hiç ama hiçbir şey yapmanıza gerek yok. Doğrudan nefret edileceksiniz. Çünkü Fenerbahçe'desiniz.
• Sizin ülkenizde nasıldır bilmem ama bizde tüm statlarda "Ayağa kalkmayan Fenerli olsun" denir. 'Fenerli Olmak' hakaret sayılır o statlarda. Dolayısıyla rakipleri Fener'e özel hazırlanır.
• Ayrıca emin olun, şu anda size sallayan en az 5 Türk teknik direktör vardır. Hepsi, size özel hazırlanacaktır. "Jesus'un bildiğini ben unuttum" demek için hazırda beklediklerini bilin.
• Türkiye'de ciddi bir hakemlik problemi vardır. Aslında yargı konusu her alanda sorunlu ama futbolda barizdir. Asla tam adalet beklemeyin. 'Bize öyle şuna neden böyle' dersiniz. O konuyla mücadele yönetiminizin işi ama başınıza gelecek, bilin.
• Bizde hakemlerin yüzde 95'i yeteneksiz ve eyyamcı; 5-6 tanesi doğrudan tetikçidir. Hakem atandığında ekibinizden size bu hakemlerin ne türden olduğunu anlatmasını isteyin. Kenarda hareketlisiniz. Size kırmızı kart göstermek için sabırsızlandıklarını hemen hissedeceksiniz.
• İçinde spor kanalı da barındıran bir medya grubu genelde Fenerbahçe'den, özelde Ali Koç'tan nefret eder. O yüzden o grupta devamlı sizi eleştirecekler. Önemli olan o değil. Sizi oyundan atmaları için hakemlere seslenecekler. Fazla ceza almanız için koro halinde seslenecekler.
• Eski oyuncularınızla yapılmış, size sallayan röportajlar, eski kulüplerinizdeki olumsuz algı yaratabilecek davranış-demeçleriniz varsa bunları piyasaya sürecekler olduğuna emin olun.
• Siz hızlı ve presli oyuna inanıyorsunuz. Bizde oyun akmaz bir. Presle top kapamazsınız çünkü hakemler zırt pırt düdük çalar iki. Bazen kenarda akmayan oyuna, yerde yatıp kalkmayan oyunculara, rakibin ayağından topu kapan oyuncunuza alakası yokken faul çalan hakeme çıldıracaksınız. Hakkınızdır. Biz de çıldırıyoruz ama maalesef bunu düzenleyecek bir irade henüz yok.
• Bu ülkede duran top gol bulma yöntemi olarak öne çıkar. Organizasyon yeteneği zayıf olduğundan en iyi savunmacılara sahip takımlar bile duran toptan gol yer. Ayrıca oyun akmadığından gol bulabilmek için ideal yöntemlerden biri duran toplardır.
• En önemli uyarım bu: Türk futbolculara birden fazla görev tebliğ ederseniz verim alamayabilirsiniz. Birden çok taktik verip, bazı futbolcuların devrelerini yakan Aragones başarısız oldu. "Senden hücumdayken şunu, savunmadayken bunu istiyorum" gibi net-basit-ve tek bir görev verin. Birkaç ileti/görev verirseniz mavi ekran verecekler olacaktır.
• Türk futbolcular, belki görüp görebileceğiniz en duyguları ile hareket eden yarı profesyonellerdir. Onlarla konuşmazsanız öyle olmamasına rağmen "beni sevmiyor"a bağlarlar. İletişiminizi önemseyin. Bazen 2 dakikalık bir görüşme birçok sorunu çözer. Hepsi ama hepsi bu sene tek bir kaprislerinin bile çekilmeyeceğini biliyor. O yüzden 2 dakikalık görüşmeler, bir baş okşama bile size bir oyuncu daha kazandırır.
• Taraftarınız hemen her koşulda arkanızda duracaktır. Onların sizden 2 temek beklentisi olacaktır: Dinamik futbol ve Arda Güler'in mümkün olduğunca sahada olması. Dinamik futbol oynayan; elinden geleni yapan bir takım görürlerse sonuç gelmese de sizi ve takımınızı alkışlayacaklarından emin olun.
☆☆
Size taktik, teknik, antreman metodu gibi öneriler vermeye gerek yok. Ülke gerçeklerini az çok aktardım. Umarım hazırlıklarınızı yaparsınız. Tekrar hoşgeldiniz diyorum.
Başlık: Bu mektup size Sayın Jesus
