Deli, veli, dahi..
Altınordu bu sezon 1. Lig'den 2. Lig'e düştü.
Küme düşmeden sonra, 2012'den beri kulübü yöneten başkan Seyit Mehmet Özkan, profesyonel şubeyi satmayı düşündüğünü bildirdi.
Bu sözü sinirle mi, üzüntüyle mi söyledi, bilemem.
Ancak bildiğim tek şey var ki, o da yaşanan küme düşme olayının Altınordu'yu çıktığı kutsal yoldan asla döndüremeyeceği ve yarattığı muhteşem tabloyu asla küçültemeyeceğidir.
Küme düşme bir burukluk, bir üzüntü yaratır, ama kısa sürede gelip geçer.
Çünkü, Altınordu'nun asıl varlık sebebi ve amacı profesyonel yarışta derece yapmak değildir.
O yarış bir araçtır, evet orada olması gerekir, ama temel yaşam nedeni değildir.
Altınordu'nun kutsal amacı, üretimdir, üreticiliktir, futbol altyapısıdır.
Nitekim, bu uğurda herhangi bir sapması yoktur ve yoluna aynen devam etmektedir.
*
Altınordu'yu anlamayanlar ve onu liglerde alınan haftalık sonuçlarla ya da şampiyonluk-küme düşme yaftalarıyla yorumlayanlar için konuyu biraz açalım.
Başta Avrupa olmak üzere, dünyanın çeşitli yerlerinde futbolla ilgilenenler Altınordu'nun kurduğu altyapı sisteminden bahsediyorlarsa ve onu örnek almaya çalışıyorlarsa, burada bir başarı öyküsü var demektir.
Tabii ki her öykünün bir de kahramanı vardır.
Altınordu'daki kahraman da “delilik”, “velilik” ve “dahilik” üçgeninde yaşayan başkan Seyit Mehmet Özkan'dır.
Kırmızı Şeytanlar gibi bir öykü yazmak isteyenler, önce bu kimlikte bir başkan bulmaları gerekiyor.
Sonrasında ise 7 ana ilkeyi kayıtsız uygulamak zorundalar.
*
İlke 1: Çocuk sevgisi.. İçinde çocuk sevgisi taşımayan hiç kimse Altınordu Futbol Okulu’nda çalışamıyor.
İlke 2: Her zaman tempo olacak. Hareketli, sesli ve aktif bir sistem uygulanacak.
İlke 3: Topla oynama.. Çocukların ayağına top mümkün olduğunca çok defa değecek.
İlke 3: Aynı eğitim formatı.. Sistemden asla taviz verilmeyecek.
İlke 4: Eğitici 6 pankart beyinlere kazınacak.
İlke 5: Ölüyü bile diriltecek müzik yayını yapılacak.
İlke 6: Güler yüz, bakımlı görünüm, tek tip kıyafet, sağlıkçı bulundurma, sporcu başına 1 top ve yeni topla oynatma, zamanında başlama ve zamanında bitirme, ufak tefek armağanlar başlıca kurallar olacak.
*
Seyit Mehmet Özkan’ın temel anayasası böyle.
"İyi birey, iyi vatandaş, iyi futbolcu" sloganıyla çıktığı yolda yalnızca Türk futbolcu oynatan Özkan, müzikli, eğitimli, ilkeli, futbollu, şefkatli ama mutlaka ve mutlaka kaliteli-sürekli-hırslı-üretken-farklı bir okul formatı kurdu.
Sonrasında da bir devrim gerçekleştirdi.
*
- Altyapı futbolcu sayısını onbinlere yükseltti.
- Altınordu Futbol Akademisi’ni kurdu, futbol meslek okulu açtı.
- Akademi’de yüzlerce antrenör görevlendirdi.
- Spor okulları sayısını 1’den 70’e çıkardı, 170 antrenörü göreve başlattı.
- Daha önce olmayan 6 yaştan 19 yaşa kadar tüm takımları oluşturdu.
- Kuşadası’nda, Torbalı'da, Selçuk'ta havuzlu, restoranlı, ofisli, çim sahalı kamp merkezleri yaptı.
- A Takım’da kadroya giremeyen oyuncular için, pilot takımlar kurdu.
- Gençler için inek, keçi, koyun ve tavukların bulunduğu Besi Hayvanları Örnek Yaşam ve Organik Tarım Alanları yapıldı.
- Gezici Altınordu Store kurdu.
- Altınordu markasını tescilledi.
- Taraftar kitlesini genişletmek için kadınlar için “Sheytan”, çocuklar için “Şeytancık” diye taraftar grupları oluşturdu.
- Her maça futbol okullarından farklı 1000 çocuk getirerek, çocuk tribünü oluşturdu.
- “ALFA Harekatı” adı altında, Altınordu Fikir Atölyesi kurdu.
- Beyin Merkezli Eğitimleri başlattı.
- Düşmeyi öğrenme ve ayakta güçlü kalabilmeleri için futbolculara judo öğretmeye başladı.
- Türkiye’de kimsenin kullanmadığı kaleci refleks makinesini, Passence şut duvarını ve performans ölçüm cihazlarını getirdi.
*
Önce Bucaspor Akademi’yi kuran, peşinden de 2012 yılında Altınordu’yu satın alıp başına geçen işadamı Seyit Mehmet Özkan, kim ne derse desin, müthiş bir adam.
Türkiye’de üç büyükler dahil, futbol altyapısında hiç bir kulübün sağlamadığı standartları yarattı.
Ancak, hiç bir adım gelişigüzel atılmadı.
Çünkü hepsinin bir anayasası, felsefesi ve ilkesi vardı.
*
Özkan, zaman zaman yaptıklarını “delilik” olarak da niteliyor.
Delilik ile velilik, delilik ile dahilik arasında çok ince çizgi bulunduğunu, kendisinin de bu çizgiler üzerinde dolaştığını söylüyor.
Bana göre ise, Özkan’ın “delilik” ile bir ilgisi bulunmuyor.
Onun için en doğru ifade “altyapı dahisi” olduğudur.
O yüzden..
Altınordu'nun küme düşüp düşmediği, hangi ligde oynadığı hiç önemli değildir.
Önemli olan, onun yarattığı devrimdir, altyapıda dünya çapındaki başarı öyküsüdür.
Hiç bir şampiyonluk veya küme düşme onun önüne geçemez, gölge edemez.