Karpuz !
‘‘Karpuz alalım’’ dedik. Bu sıcakta yenebilecek üç-beş alternatiften biri olarak, mükemmel tercih. Beyaz peynir eşliğinde iyi gider.
Manavın ‘‘Orta-büyük?’’ makul soru dizini ile başladı alış-veriş. Boyuta ilişkin soruya verilecek cevap ile tartma-ödeme finaline geçilmesidir normal olan. Bilmediğim ve çoğumuzun bilmediği bir yerden türemiş bir soru eklendi final eylemi öncesine. ‘‘Hangisinden?’’ dedi manav. Hazırlıksız yakalanma şaşkınlığı, algı sorunu yarattı. Sıcağın bezginliğine eklenmiş gün yorgunluğu baskısına rağmen ‘‘Nasıl yani?’’ nezaket sınırında kaldım. Manavın ‘‘Organik mi yoksa normal mi abi?’’ cevabı sabır sınavı gibi geldi.
HAFTALARCA DAYANIR
Belli ki hal’deki toptancıdan yüklerken malı, ‘‘halimden anlayacak’’ benzer deneyimi yaşamış manav. ‘‘Çocukluğumuzda karpuz çubuklu forma gibi miydi abi hatırlasana’’ dedi eline aldığı iki ayrı karpuzun arasındaki farka baş işareti ile dikkat çekerek. ‘‘Biri bildiğin koyu yeşil bir top, öbürü çizgili. Çizgilinin kilosu 50 kuruş, düz olanın 2 lira. Çizgilinin çekirdeği torağa düşünce sırra kadem basar, düz olanın çekirdeği toprakla kavuşunca gelecek yaz yeniden karpuz olarak sofraya konar’’ diye ekledi.
Memleket meselelerini dar siyaset kalıplarında görmemizden kaynaklanıyor bu aymazlık. Karpuz da bir siyaset meselesi aslında. Nasıl mı? Şöyle;
‘‘Hibrit Tohum’’ ürünü manavın ‘‘Normal’’ tabir ettiği karpuz. Kabaca, birbirleriyle yakın akraba olmayan bitkilerin döllenmesiyle üretilmiş. Üründe hastalıklara karşı dayanıklılık, her biri tornadan çıkmış gibi yakışıklı görüntü, haftalarca dayanabilecek kadar uzun raf ömrü, hava şartlarından etkilenmeyecek kadar “sağlam irade” de olunca gerisi teferruat kalıyor anlayacağınız. Yani dışarıdan bakıldığında ‘‘cillop’’ gibi görünen, doğal şartlarda içinde barındırması gereken vitamin ve mineralleri barındırmayan, bir şeye derman olmayan endüstriyel kabaklar, patatesler, ıspanaklar, domatesler gibi manavın ‘‘Normal’’ tabir ettiği karpuz da.
HİBRİT TOHUM
Canan Karatay’ın yorumuyla; “eskiden 1 elma yediğimizde aldığımız vitamin ve minerali almak için şimdi 26 adet elma yememiz gerekiyor.” İşte tarımın durumu bu. Araştırırken rastladım. Türkiye tohumcular birliği başkanı Yıldıray Gencer, ülkemizde yapılan tarımın %99’unun hibrit tohum olduğunu söylemiş. Kanım dondu.
Neyse ki durum ümitsiz değil. Türk bilim adamları bir süredir yerli tohum üretimi konusunda çalışmalar yapıyor. Balıkesir’in Edremit ilçesindeki bir ar-ge firması, Balıkesir Valiliği ve Balıkesir Üniversitesi desteğinde hibrit tohumlara olan bağımlılığı yok edecek düzeye gelmiş. Yerli tohum üretimine başlamış.
- Gören körlerin kör bilgesi5 yıl önce
- 103 yılımı satamazsınız!5 yıl önce
- Çeşme'de olan5 yıl önce
- Bana kalsa Bergama hattının bitmesini beklerdim5 yıl önce
- Hiç parasız kaldın mı?5 yıl önce
- Rezil bir durum!5 yıl önce
- Dolandırıcı!5 yıl önce
- Ağır kaya!5 yıl önce
- Gazetecilik5 yıl önce
- Tahtalıköy'ü buldum5 yıl önce