Atiye Eurovision'a gitsin, sıkıntı bitsin
İtiraf edeyim Atiye'nin ilk klibiyle karşılaştığım zaman pek heyecan duyduğumu söyleyemem. Hatta ikinci klibini de ben bu mizanseni bir yerden hatırlıyorum deyip kaydetmemiştim hafızama. Ama onu sahnede izleyince durup düşünme kararı aldım. İlkönce Bodrum'da daha sonra da Çeşme'de izlediğim genç kız bende direkt; tartışmaya gerek yok, Eurovision'a Atiye gitsin, fikrini doğurdu. Onun sahne elektiriğini o kadar doğru ve inandırıcı buldum ki, çok iyi bir star olacağı kafama saniyesinde yatıp diğer konuya geçtim bile! Bir kere sahnesi çok çok iyi. Koreografilerini kendi yaptığı şarkılarındaki dans performansının benzerini sergileyen biri daha olduğunu düşünmüyorum bu ülkede. Uluslararası standartlardaki gibi hissederek dans ediyor ve bu çok önemli. Atik, seksi ve dinamizim dolu. İkincisi; sesi ve İngilizcesi çok iyi. Üçüncüsü; çok sahici. Çalışma azmine ise diyecek yok. Bodrum'da cumartesi gecesi dışarı çıkmayı teklif ettik ama o pazar günü yine konseri olacağı için dinlenmeyi istedi. Ben genelde sanatçıların sabaha kadar azıp akşamda boru gibi sesle sahneye çıkmalarına alıştığım için bunu bile garipsedim. Disiplin tenine sinmiş kızın ve bu işin artısı. TRT kurulundan ricam Atiye'yi bir yerde canlı izlemeleri. Fikirlerini hemen değiştireceklerine eminim. Zaten Şebnem Ferah'ı' bu işe katmaya hiç gerek yok. O kendi çabasıyla yarattığı müthiş aura'sını böyle bir yarışmaya kurban etmemeli bence. E Hande Yener de kimsenin anlamayacağı elektro-tatmin şarkısıyla bizi temsil edeceğine hiç yorulmasa daha iyi olur. Hani Lordi'nin yolundan gidilecekse onu bilemem!
Tarkan'a yastık
Salı günü yayımlanan Tarkan yazımdan sonra herkes birbirinin meme uçlarının büyüklüğü-küçüklüğü hakkında konuşa dursun, konserin yankıları bitmiyor. İşin enteresanı yazımdaki hiçbir şeye itiraz eden yok. Ama konser bitince havada uçuşan yer minderleri konusunda herkes şikâyetçi. Öyle ya, oturmanız için verilen minderleri konserde sahneye atan bile oldu! Bir tanesi de benim arkadaşımın kafasına geldi. Yumuşacık minderler hızlı atlınca taş etkisi yapıyor. Şimdi caz festivalinde de aynı minderler var ama böyle bir sahneyle karşılaşmadım. Konserde Tarkan'la göbek attıktan sonra neden hayatımızın asıl merkezi olan şiddete dönülüyor onu anlamıyorum!
Sıcaklayana BUZ!
Bu sene Çeşme'de Granda Beach açık ara öne geçmiş. Hizmet, ortam, müşteri kalitesiyle ağırlığını koymuş! Alaçatı'nın soğuk denizinden sonra Aya Yorgi Koyu'nun güzelim suyu da ilaç gibi geliyor. Geçen senelerdeki gibi geceleri de açık olmayan mekânda yine de cumartesi ve pazarları eğlenceli plaj partilerine katılmak mümkün. Buradaki gençlerin yeni eğlencesi de koca buz paketlerini üstlerine döktürüp serinlemek. İlk gördüğümde arkadaşa yapılan bir şaka sanmıştım ama insanlar bayağı bayağı garsonlara, üzerlerine yüzlerce buz parçacığıyla dolu poşetleri döktürüyorlar. Güneyin eğlencesindeki yaratıcılık bitmez!