Gaziantep, mülteci meselesini nasıl aştı?
Gaziantep dendiğinde çoğu kişinin aklına antepfıstığı ve yemekleri gelir. Doğru, Gaziantep mutfağı 2015 yılında UNESCO dünya mirası listesine girdi. Kimileri ise Zeugma mozaik müzesini hatırlar, ama çok az kişi bu müzenin aynı zamanda dünyanın en büyük mozaik müzesi olduğunu bilir. 2014 yılında Dünya Bankası uzmanlarının, dünyanın en rekabetçi 7 şehrinden biri olarak Gaziantep’i seçtiğini ise çoğu kişi duymamıştır bile. Oysa Gaziantep son 20 yıldır Türkiye’nin iki katı büyümekte.
Kent sadece “rekabetçi” değil, yeniliklere açık ve “anaerkil” hüviyeti giderek daha fazla göze çarpar hale gelmekte. Türkiye’nin ilk kadın fen işleri daire başkanı Gaziantep’te mesela. Türkiye’nin ilk kadın makine ikmal daire başkanı Gaziantep’te. Mali Hizmetler Daire Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı gibi önemli makamlarda da kadınlar bulunuyor. Çünkü şehrin eğitimlileri, zenginleri, “asset”leri şehrini bırakmıyor, geri dönüyor. Çünkü Güneydoğu’nun ilk kadın bakanı Fatma Şahin, bu kentte belediye başkanlığı yapıyor ve bunların yanı sıra Gaziantep’i mülteci meselesini başarıyla yöneten kentler arasına sokmuş bulunuyor.
ŞEHRİN ŞANSI
Şahin’in davetlisi olarak bir grup kadın gazeteciyle gittiğimiz kenti; kadını, erkeği, çocuğu ile beraber çalışırken buluyoruz. Sadece başarılı bir kadın yönetici değil, kadını ve erkeğiyle, mültecisi ve yerlisiyle kaynaşabilmiş bir kent görüyoruz.
Ve bunun hiç kolay olmadığını tahmin etmek mümkün. Gaziantep ihtiyaç olan yatırım alanlarında devletin öncelik verdiği bir kent, ancak bu kadar kapsamlı bir sorunla baş etmek için fazlası gerekiyor. Zira koskoca İngiltere sadece 10 bin 120 Suriyeli mülteciyi kabul etmiş iken Gaziantep’te kalan Suriyeli mülteci sayısı yaklaşık 400 bin. Kentin % 17’si Suriyeli mülteci ve sadece % 15’i kamplarda yaşıyor.
Gaziantep’in şansı, şimdi şehrin Belediye Başkanı olan Fatma Şahin’in bakan olduğu dönemde göç üzerine çalışması ve tecrübelerinin çok yoğun mülteci alan Gaziantep’te avantaja dönüşmesi.
Hatun kişi sadece mültecilere hizmet vermeyi değil, hizmet veren kurumları koordine etmeyi de başarmış. Böylece kadın sığınma evleri, rehabilitasyon merkezleri gibi kurumların mültecilere uyarlanması son derece hızlı olmuş. Mülteci alan pek çok ilde yokken Gaziantep’te Göçmen İşleri Müdürlüğü var. Mülteciler sağlık, ulaşım gibi hizmetlerden ücretsiz faydalanıyor ama bir taraftan da mülteci akışının kentte yarattığı iş, barınma gerilimini giderecek adımlar da atılmış. İşverenlere mülteci çalıştırma konusunda kota konmuş ki, ucuz işgücü kullanma fırsatında nefsine hâkim olamayacak işverenler hem mültecileri suiistimal etmesin hem de kentin yerlileri işsiz kalıp mültecilere karşı bilenmesin.
Savaşın ne kadar süreceğinin belirsizleştiği ortaya çıktığı anda mültecilerin eğitimlerine ağırlık verilmiş. Fatma Şahin, Belediye Başkanı olduğunda 107 bin çocuktan sadece 3 bini sistem içindeyken, valilikle ortak hareket edilip ilgili bakanlıkla görüşülerek yönetmelik değiş- tirilmiş ve mülteci çocukların okullaşma oranı % 67’ye çıkarılmış. (Türkiye ortalaması % 30.) Şimdi Gaziantep’te 60 binin üzerinde mülteci çocuk okullu.
TAHNİT USTALARI
Kentin çeşitli yerlerine dağılmış 8 kuruluş, kadın-erkek yetişkin mültecilere de dil dersi veriyor. Mültecilerin % 85’i kentte yaşadığı için oluşan konut krizinin, şehrin kuzeyinde belediye tarafından inşa edilen 50 bin konutla aşılması planlanıyor. Mülteciler için değil kentteki konut sayısını dengeleme amaçlı olarak yapılıyor binalar.
Ancak sayılan işler arasında en önemlisi, Şahin’in mültecilerin kapasitelerinin kente/ ülkeye kazandıracak adımlar atması ve Suriyeli-Türk ortak şirketler kurulmasını teşvik etmesi. Bu şekilde 900 ortak şirket kurulmuş. Bunun 40 tanesi sanayi şirketi. Suriyelilerin çoğunun İngilizce sorunu olmadığı, tekstil, gıda üretimi, taş işleme, kadın ayakkabısı ve tahnit gibi işlerde başarılı pek çok ustanın da mülteciler arasında olduğu ve çoğunun Ortadoğu’daki çeşitli pazarlar için üretim yaptığı keşfedilince yerli ortak bulmak zor olmamış. Kentin bütçesi artmadığı halde % 20 büyüme sağlanması bununla ilgili olsa gerek. Hatta çok yakında Gaziantep’te açılacak zooloji müzesinin, Gaziantep’e göçen mülteci tahnit (hayvan doldurma) ustalarıyla ilgili olduğu bile söylenebilir.
Gaziantep’te nefret söyleminin, ırkçılığın alıp başını gitmemesi, Fatma Hanım’ın aldığı ekonomik denge tedbirleriyle yakından alakalı.