Dikkat! Kutuplaşma bitti, cepheler inşa ediliyor
Türkiye hain saldırıyla sarsıldı salı günü. Suruç İlçesi’ndeki Amara Kültür Merkezi’nin önü kan gölüne döndü. 32 kişi öldü, 29 kişi yaralandı. İstanbul ve Ankara’dan Kobani’ye destek için giden 300 kişilik ESP’li gençler özel olarak hedef alınmışlardı. ESP, aynı zamanda HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın partisi. Katliama neden olan intihar bombacısının IŞİD’e mensup Abdurrahman Alagöz olduğu iddia ediliyor. IŞİD eşzamanlı gerçekleşen Kobani saldırısını üstlenirken Suruç ile ilgili bir açıklama yapmadı. Ama Suruç hadisesinin yaşanmasından sorumlu olduğu konusunda şüphe yok.
IŞİD ya da DAİŞ. Dilerim ki Kobani’ye destek için yola çıkan gençleri ateş buharına yuvarlayanlar gün yüzü görmesinler.
Beddua literatürümüzü gün geçtikçe genişleten IŞİD’i kaç kez lanetledik hatırlamıyorum. Arkadaşlarım da benden farksız. Kaldı ki ben Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin IŞİD’e karşı kara operasyonu yapması gerektiği hakkında ardı ardına üç yazı yazmış biriyim. Ama bir terslik var. Zira bakıyorum HDP ve kendisini HDP ile aynı koalisyon hükümetinde hayal edip MHP yüzünden istediğine kavuşamamış olan CHP ve yandaşları, PKK’nın misilleme olsun diye gidip Ceylanpınar’da 2 polisi öldürmesine karşı gık diyemiyor. Böyle biraz mahcup, etrafa bakınma resmiyle, mumya gibiler. Neden “Biz baharız, biz barışız deyip Adile Naşit’li sosyal medya kampanyaları yaptınız, şimdi nasıl insanları evlerinde kendi usulünüze göre katlediyorsunuz?” diye sormuyorlar? Neden “PKK bir terör örgütü değildir, diye konuşan HDP’liler hesap versin” demiyorlar?
Maalesef bugüne kadar yaşanan kutuplaşmaları, “Boğaz’da rakı mı ayran mı?” tartışmalarını filan özleyebileceğimiz bir ayrışmanın eşiğindeyiz.
IŞİD, PKK ile savaştığı için İslamcı Kürtlerden, milliyetçi Türklerden ve hatta her dem partileme sevdasında olan kimi yuppie’lerden bile sempati topluyor.
PKK/PYD de İslamcılarla savaştığı için, özgürlük adı altında dini değerlerin içini boşaltabildiği için laik /sekülerist Kürt ve Türk solculardan destek buluyor.
Bu ayrışma, eğer önlem alınmazsa “cephe”ler kurup mahalle mahalle mevzilenmeye kadar gider.
Kimse bu ayrışmayı “MİT TIR gönderdi de ondan oldu”ya bağlamasın. Türkmenlere bir TIR gittiyse Kobani’ye TIR’lar gitti, yardımların her türü gitti, Kobani düşmesin diye peşmergenin gitmesi organize edildi, oradan gelenler kucaklandı, tedavi edildi. De, yine Recep Tayyip Erdoğan suçlu oldu, gariptir.
Yok, öyle bir lahzada olmadı bu iş. Gezi’den Taksim kalkışmasına dönüşen o “şey”de ekildi, ‘paralel yapı’nın yolsuzluk susturucusu takan ve hükümeti “dürüstlük-meşruiyet” konusunda açıkta bırakan darbesiyle marine edildi; “Esed’in kalması gerektiğine” karar veren dünya sisteminin PYD-PKK’yı Suriye’de ideal partner olarak seçmesiyle kıvamına ulaştı. Demirtaş’ın ve dahi Rojava Devrimi diye bir şey tutturmuş Türk ve Kürt solunun profesyonel propaganda tezviratlarıyla servis ediliyor.
Ne diyor Demirtaş?
“Ülkenin Cumhurbaşkanı ailelere baş sağlığı dilemiyor.”
Yalan. Kameralar huzurunda patlamada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet, yaralılara acil şifa ve yakınlarına başsağlığı diledi Cumhurbaşkanı. Görmemiş olsak neyse... “...
Çünkü IŞİD’in eli soğusun istemiyor. Bunlar yani IŞİD’i besleyen zihniyet bu zihniyet. ...IŞİD barbarlarına tek bir laf yok.”
Yalan.
Türkiye, DAİŞ’i 2013 yılının ekim ayında terör örgütleri listesine aldı. IŞİD, Cumhurbaşkanı, Başbakan dahil bütün yüksek profilli ağızlardan defalarca kınandı.
“ ... Samimiyseniz uyuyan IŞİD hücrelerine operasyon yapın bir görelim, inanalım” diyor Selahattin Bey.
Bu da yalan.
IŞİD’le bağlantısı tespit edilen yabancı uyruklu bin 600 kişi sınır dışı edildi bugüne kadar. 15 binden fazla kişiye ülkeye giriş yasağı konuldu. Ve geçtiğimiz 15 günü bazı IŞİD ve El Kaide mensuplarının kaldığı yerlere yapılan polis baskınlarını okuyarak geçirmedik mi?
Kalıcı barış için önce insaf lazım ey HDP’liler, Türk ve Kürt solu, ey.
IŞİD tehlikesini ülkeyi cephelere bölmek için kullanmak gibi bir amacınız yoksa eğer, yalanı bırakmalısınız ki, bu tehdide karşı el ele savaşmak mümkün olabilsin.
Yüce Allah’tan ölenlere rahmet, kalanlara sabır diliyorum.