Kabil yollarında…
Saatim sabah saat 06.03’ü gösteriyor. İstanbul’dan çok uzaklardayım. Gece henüz ağarmamışken bindiğim arabada tarihe tanıklık etmeye gidiyorum.
Günler süren hazırlığın ardından Pazar akşamı beni çok heyecanlandıran bir yola çıktım. Kameraman arkadaşım Özgür Balaban ile birlikte İslamabad’a uçtuk. Buradan hedef Kabil.
Sevgili Akif Habertürk ekranlarından ABD çekilirken ve Taliban büyük bir hızla ülkeye hakim olurken Afganistan’daki tarihi geçiş sürecini adım adım günler boyu anlattı.
Şimdi ben de Kabil’de yeni hükümetle birlikte değişenleri, kadın gözüyle bu korkuyla bakılan coğrafyadaki yaşamı ve yol hikayelerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
Pazartesi sabah çok erken saatlerde Pakistan’ın başkenti İslamabad’a vardık. Bildiğiniz gibi Kabil uluslararası uçuşlara halen kapalı. Afganistan’a ulaşım sadece karayolu ile mümkün.
BM’nin insani yardım uçakları zaman zaman kalkıyor bu uçaklara çok yüksek ücretlere yolcu da alındığı iddia ediliyor ancak konfirme edilmiş bir bilgi değil bu. Kısacası tek somut alternatif araçla sınırı geçmek.
İslamabad’dan Torham sınır kapısına gidiyorsunuz. Ancak Torham’dan çıkış için Pakistan Enformasyon Bakanlığının bir izin kağıdı vermesi gerekiyor. O izni almak da İslamabad’da bir gün demek zira bürokrasi çok fazla ve iletişim her zaman çok sağlıklı olmuyor. Pakistan’dan çıktıktan sonra Afganistan’a giriş için Taliban’dan izin kağıdı gerekiyor. Onu İstanbul’da iken aldık.
Biz pazartesi öğleden sonra Özgür'le birlikte prosedürleri bitirmiş ertesi sabahki yolculuğa hazırlanmaya başlamışken sınırın kapandığı haberi geldi. Afganistan sınırdan geçmek isteyen Afganları almayan Pakistan’a misilleme olarak tüm geçişleri durdurdu diyordu kaynaklarımız. Önce bunu teyit edemedik, ancak akşamüzeri durum netleşmişti.
Fakat bu coğrafyada bilgi netleşse de sonuçlar her zaman değişkenlik gösterebiliyor. Kabil’deki kaynaklarımız doğru bağlantı ve biraz bastırma ile geçebileceğimizi söylediler.
Biz de riski alıp sabah 04.30’da İslamabad’dan hareket ettik. Peşaver’i biraz önce geçmiş durumdayız.
Peşaver, Pakistan’ın Taliban üssü. Şehre girmek ve gazeteci olarak bulunmak ayrı bir izne tabi.Taliban’ın çıktığı medreseler burada. Şehir uluslararası terörün de en önemli merkezi kabul ediliyor.
Peşaver’den sonra iki saatlik yolumuz daha var. Sınırdaki karmaşayı atlatabilir ve her şey planlandığı gibi giderse akşam saatlerinde Kabil’de olacağız. Sınırdaki durumu ve bizim yaşadıklarımızı bir sonraki yazıda anlatacağım…
- Mülteci kampında doğmuş Filistinli Prof. Hanafi: Gazze'de yaşanan BM'nin tanımına göre bir soykırım3 gün önce
- Bu tahliye vicdanlara sığmaz1 hafta önce
- Atatürk filmini izlemek isteyen yabancılara kötü bir haberim var1 hafta önce
- Roma'daki kayıp çanta2 hafta önce
- 100. Yıl resepsiyonundan notlar…3 hafta önce
- Bir Bab-ı Ali efsanesi Rauf Tamer'in ardından…4 hafta önce
- Hamas ve İsrail arasında 18 yıl arabuluculuk yapan Dr. Gershon Baskin: Savaş Netanyahu'yu daha da zayıflattı1 ay önce
- Sivil kayıpların milleti ve dini olmaz!1 ay önce
- "Kaybetmek üzerine düşünüp strateji kurmamak doğruydu, kaybetmeyi düşünürseniz kaybedersiniz"1 ay önce
- Sel bölünmüş Libya'yı birleştirir mi? Trablus Hükümeti ne diyor?1 ay önce