Bu kez özgürlük ve hukuk seferberliği fırsatı kaçmamalı
‘Ekonomi ile hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz.
Böyle bir mücadelede senlik benlik kavgasına hele tembelliğe ve kibre asla yer yoktur.
Her kim kendini bunun dışında görüyorsa bilsin ki o artık partimizle yollarını ayırmıştır.’
Beni çok heyecanlandıran bu sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait.
Erdoğan çok güçlü vurgularla yeni bir dönemi ateşlemek istiyor.
Beştepe’deki tüm kadrolara bu yönde kuvvetli telkinler yapıyor.
Ülkedeki atmosferi özgürlükler ve rahatlama yönüne çevirmeye çalışmaları talimatını veriyor.
Son günlerde Ankara’dan temas ettiğimiz her siyasetçi ve bürokratta Türkiye’nin daha özgürlükçü, daha demokratik ve hukukun üstünlüğü prensibine doğru daha çok ilerlemesi yönünde bir hava var.
Hatta önceleri gayet otoriter ve şahin tonda konuşanlar bile bir anda özgürlükçü ve güvercin bir tona büründüler.
Her ne sebeple olursa olsun bu hava değişiminden özgürlükçü-demokrat bir yazar olarak çok memnunum.
BU ÖZGÜRLÜK HAVASINA DİRENMEYE ÇALIŞANLAR
Diğer yandan da Türkiye özgürlüklerin vanalarını açarken direnmeye çalışanları da ibretle izliyorum.
Hukuk devleti olma hedefini reddeden ve hala devletin hukuku geçerli olsun isteyen bir zihniyet de Tayyip Erdoğan’ın ısrarla verdiği mesajlara karşı durma gayretinde.
Devlet hukuka uysun denmesi gerekirken tam aksini savunan, ‘Devlet kafasına koyduğunu uyduruk iddianamelerle istediğini tutuklar, savcılar ve hakimler de gerekçesini açıklar’ diyen devlet içindeki o kafa Erdoğan’a direnmeye çalışıyor.
Benim tek endişem var…
O da Tayyip Bey’in başlattığı bu haklı reform ateşinin AK Parti içi savaşlara kurban gitme ihtimali.
İslami kesimin içinde benim boyutlarını anlamakta zorlandığım seviyede bir iç savaş var.
Kim kimi tasfiye edecek kaygısı ve korkusuyla kimse sağlıklı düşünemez hale gelmiş.
Herkes her an saf değiştiriyor. Herkes konumunu ve makamını korumak için her an boyut değiştiriyor.
İş öyle bir iç iktidar mücadelesine dönüşmüş ki kimse meselelerin esasına bakmaz hale gelmiş. Herkes kendi safının ayakta kalması derdinde. Mesela normalde özgürlükçü eğilimde gördüğüm bir köşe yazarı ile konuşuyorum. İşin özüyle ilgilenmiyor. Onlar kazanırsa beni tasfiye ederler diye kaygılanıyor ve korkuyor.
Tüm bunları aşabilecek tek kişi yine Recep Tayyip Erdoğan.
Daha fazla özgürlük ve hukuk yönünde ilerlerken bir yandan da AK Parti ve Devlet içindeki kavgaların da durulması ve sakin sulara dönülmesi gerekiyor.
Türkiye’nin özgürleşmesi ve demokratikleşmesi için elimize geçen bu fırsatı heba etmeyelim.