Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Herkes iki gündür aynı şeyi konuşuyor, birbirine aynı şeyi soruyor.

        Açıklanacak müjde ne?

        Yabancı medyadan onlarca telefon aldım. ‘Bilginiz var mı, tahmininiz nedir?’ diye soran sorana…

        Nihayet bugün merak bitecek, saat 15.00’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan işaret ettiği müjdeyi açıklayacak.

        Resmi yetkililerle görüştüğünüzde Cumhurbaşkanı açıklayana kadar ser verip sır vermeme eğilimindeler ama hem hükümete yakın medyaya hem de uluslararası medyaya yansıyanlara baktığımızda Batı Karadeniz ya da Doğu Akdeniz’de bir petrol veya doğalgaz kaynağı bulduğumuz noktasında herkes hemfikir.

        İktidarıyla muhalefetiyle Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının bitme eğilimine girmesinde tüm Türkiye toplumunun mutlu olacağına inanıyorum.

        Türkiye ekonomisinin kadim cari açık probleminin temel sebebi enerji meselesi.

        Doğalgaz ve petrol ithal etmeyen veya bu ithalatı minimize etmiş ve kendi enerjisini kendi üreten bir ülke olursak cari açık problemimiz ebediyen biter.

        Türkiye ekonomisindeki temel kara delik yurtdışından ithal etmek zorunda olduğumuz enerji maliyetleri.

        Senelerdir ülkemizin sismik arama gemileri hem Karadeniz’de hem de Mavi Vatan açılımıyla Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz arıyor.

        Berat Albayrak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olduğu dönemde neredeyse her demecinde kendi petrolümüzü ve doğalgazımızı bulmamızın şart olduğuna ve bu amaçla da sismik arama gemilerinin önemine işaret ederdi.

        REKLAM

        O dönem Albayrak’ın bu gemilerin Türkiye’nin geleceği için hayati önem taşımasıyla ilgili yaptığı vurguların kıymeti bence pek bilinmezdi. Fakat bugün bu arama faaliyetlerinin yaşamsal önemde olduğunu artık herkes kabul ediyor.

        Doğu Akdeniz ve Mavi Vatan açılımlarıyla birleşen enerji mücadelesi aynı zamanda Türkiye’nin istikbal mücadelesi anlamına geliyor.

        Eğer kendimize yetecek doğalgaz ve petrolü bulabilirsek ekonomi olarak bir üst lige gerçek anlamda atlayabileceğiz.

        Zaten ülkemizin iktidarıyla muhalefetiyle temel uzlaşma içinde olduğu konulardan biri Türkiye’nin Mavi Vatan konseptiyle yaptığı Doğu Akdeniz açılımı.

        Bundan birkaç sene önce Kuzey Denizi’nde 33’üncü kuyuda Norveç açıklarında petrol bulundu ve burası şimdilerde Avrupa’nın en önemli kaynaklarından biri.

        Türkiye hem Karadeniz’de hem Doğu Akdeniz’de yani Mavi Vatan sınırlarımız içinde böyle bir kaynak bulabilir mi?

        Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün böyle bir büyük kaynağın müjdesini verirse bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçek bir dönüm noktası olur.

        BP’den Petrobras’a Exxon Mobil’den Chevron’a dünya petrol devleri bu sahalarda nasıl sürekli aramalar yapıyorlarsa Türkiye Petrolleri’nin yaptığı aramalar da uluslararası hukuk bağlamında ülkemizin hakkı.

        İnşa etmekte olduğumuz nükleer santral projelerini de ben destekliyorum. Hem nükleer santral projelerinin hem sismik arama gemi seferlerinin elbette yüksek siyasi ve ekonomik maliyetleri var.

        Fakat doğalgaz ve petrol ithal etmeyen bir Türkiye hedefinin başka türlü başarılması mümkün değil.

        Enerji sebebiyle oluşmuş bu cari açık kapanmadan Türkiye ekonomisinin düz yola çıkması da, Türkiye’nin kişi başı 9-10 bin dolar milli gelir seviyesini aşması da mümkün değil.

        Biz orta gelir tuzağında debelenip duracak mıyız yoksa böyle büyük enerji atılımlarıyla bu tuzağı aşacak mıyız?

        Şüphesiz bugünkü müjde saat 3’te açıklandıktan sonra daha da detaylı konuşacağız ama enerji konusunda dışa bağımlılığını bitirmiş bir Türkiye rüyasının bu ülkeyi gerçekten seven herkes tarafından paylaşıldığına inanıyorum.

        Yazı Boyutu

        Sürü değil salgın bağışıklığı

        Korona meselesi iyiye gitmiyor. Yalnızca bizde değil, neredeyse tüm dünyada bir gevşeklik, bir vurdumduymazlık hatta yer yer bir isyan havası dalga dalga büyüyor.

        Her konuda kendimizi ve sorunlarımızı biricik zannetme eğiliminde olan bir toplumuz. Sanıyoruz ki maske işini ciddiye almamak, kalabalıklara girmek, covid yokmuş gibi davranmak bize özgü.

        Halbuki Avrupa ve ABD’den çok daha vahim görüntüler geliyor.

        İspanya’dan bir arkadaşım aradı. Maske takmak adeta bir istisna imiş.

        Maske karşıtı protesto gösterileri devam ediyor. Arkadaşım, Madrid’de sokaklar ve toplu taşımada neredeyse hiçbir önlem alınmıyor, dedi.

        Rakamlar da korkutucu.

        Bizde günlük enfekte sayısı giderek artıyor. 1400’ü geçtik.

        Fakat Covid konusunda örnek gösterilen, Türkiye’den dönen vatandaşlarına 14 günlük karantina uygulayan Almanya’da dünkü günlük vaka sayısı kaçtı, biliyor musunuz? 1707!

        İspanya’da ise bu rakam 7000’ün üzerinde.

        İtalya’da yüzlere kadar inmişken son günlerde 800’ün üzerine çıktı ve yükselmeye devam ediyor.

        Bu gidiş Covide değil bir salgınla yaşamaya bağışıklık kazanma hali. Maalesef çok tehlikeli…

        Kalabalıklara, kurallara uymayanlara kızalım ama çuvaldızı yalnızca kendimize batırmayalım. Dünya ortak bir düşmanla mücadele konusunda çok kötü bir sınav veriyor…

        Diğer Yazılar