Yeniköy'de imzalanan uğursuz bir anlaşmanın unutulan yıldönümü
BOĞAZİÇİ'nin sakin semtlerinden Yeniköy'deki bir yalıda bundan tam 100 sene önce, 1914'ün 8 Şubat'ında sessiz-sadasız bir anlaşma imzalandı ve Türkiye doğu vilâyetlerinin iki yabancı müfettiş tarafından idaresini kabul etti.
ANADİLDE SERBESTLİK
Tarihlere "Şark Vilâyetleri Islahatı" yahut "Yeniköy Mukavelesi" diye geçen ve bir devletin bazı topraklarını yabancı memurların idaresine terketmesi demek olan bu anlaşma, aslında Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk teslimiyet belgelerinden idi. İmparatorluk, doğudaki yedi vilâyetinin idaresini bu anlaşma ile Avrupalı genel müfettişlere bırakıyor, bu müfettişlerin taleplerini derhal kabul edeceği taahhüdünde bulunuyor ve müfettişlik mıntıkalarındaki resmî yazışmaların da o bölgelerde yaşayanların anadillerinde yapılmasını kabul ediyordu.
SENELER SÜREN GÖRÜŞMELER
Sadrazam Said Halim Paşa'nın Yeniköy'deki yalısında Paşa ile Rusya'nın İstanbul'daki maslahatgüzarı Constantin Goulkevitch tarafından imzalanan "Yeniköy Mukavelesi"ne uzanan gelişmeler, daha eski senelerde yaşanan yenilgilerin ve felâketlerin neticesi idi.
Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya arasında 1876'da çıkan, "93 Harbi" diye bilinen ve Osmanlı tarafının feci şekilde mağlûp olması üzerine Rus birliklerinin Ayastefanos'a, yani Yeşilköy'e kadar gelmelerinin ardından Ayastefanos'ta 3 Mart 1878'de imzalanan anlaşmanın 16. maddesi, Osmanlı Devleti'nin doğu vilâyetlerinde idarî reformlar öngörüyordu. Anlaşmanın oldukça sert olan bazı maddelerini hafifletmek için Berlin'de düzenlenen konferansın ardından yine 1878'in 13 Temmuz'unda imzalanan Berlin Anlaşması'nın 61. maddesinde de reformlar aynen yeralıyordu.
Avrupa'nın Doğu Anadolu'da reforma gidilmesi yolundaki baskılarının ardındaki asıl sebep, Rusya'nın bu vilâyetlerde yaşayan Ermeniler üzerinde daha fazla etki sahibi olma arzusundan kaynaklanıyordu. Reformların ne şekilde olacağı konusu Bâbıâlî ile Avrupa Devletleri arasında seneler boyunca görüşülmüş ama tam bir metin üzerinde mutabakata varılamamıştı. Konu, 1913'teki Bâbıâlî baskınının ardından iktidara gelen İttihad ve Terakki ile Avrupalı diplomatlar arasında da aylarca görüşüldü ve Rusya'nın İngiltere ve Fransa'nın da desteğini alarak hazırladığı metin, 1914'ün 8 Şubat'ında Sadrazam Said Halim Paşa'nın Yeniköy'deki yalısında imzalandı.
MÜFETTİŞ İTHALİ
Türkiye, Yeniköy Mukavelesi'ne göre Erzurum, Trabzon, Sivas, Van, Bitlis, Harput ve Diyarbakır'ın iki ayrı müfettişlik bölgesi hâline getirilmesini kabul ediyor, bu bölgelerdeki bazı haklarından feragat ediyor ve müfettişlerin Avrupalı olmalarını kabul ediyordu.
Van, Bitlis, Harput ve Diyarbakır'ın oluşturduğu bölgenin başına genel müfettiş olarak Norveçli Binbaşı Nicolas Hoff; Trabzon, Erzurum ve Sivas'ın teşkil ettiği ikinci bölgeye de Hollanda'nın sömürgesi olan Doğu Hind Adaları'nda sömürge idareciliği yapan Louis Westenenk getirildiler. Zamanın hükümdarı Sultan Reşad tarafından birkaç gün sonra yayınlanan fermanla müfettişlere dörder yüz altın aylık bağlandı, mükellef ikametgâhlar tahsis edildi ve kendi yaverlerini yabancı askerler arasından kendilerinin seçmeleri kabul edildi.
Binbaşı Nicolas Hoff, fermanın ardından hemen Van'a gitmiş, Louis Westenenk ise İstanbul'daki hazırlıklarını tamamlayamadığı için görev yerine hareket edememişti.
SAVAŞ ÇIKTI, LAĞVETTİK
Yeniköy Mukavelesi uyarınca kurulan ve devletin topraklarının bir bölümünde hâkimiyetten vazgeçmesi anlamına gelen genel müfettişlikler on ay boyunca fiilen bir gelişme gösteremeseler de, resmen vâroldular. Kadrolar, Osmanlı İmparatorluğu'nun Birinci Dünya Savaşı'na girmesinden hemen sonra 31 Aralık 1914'te yayınlanan bir fermanla lâğvedildi ve müfettişler memleketlerine gönderildiler
Gücünü neredeyse tamamen kaybetmiş ve başka devletlerin oyuncağı haline gelmiş imparatorluğun ilk teslimiyet belgelerinden olan Yeniköy Mukavelesi'nin maddelerini bu sayfadaki kutuda okuyabilirsiniz.
İşte, ilk 'teslimiyet belgemiz' olan Yeniköy Mukavelesi'nin maddeleri
SADRAZAM Said Halim Paşa'nın Yeniköy'deki yalısında Paşa ile Rusya'nın İstanbul'daki maslahatgüzarı Constantin Goulkevitch arasında 8 Şubat 1914'te imzalanan anlaşma, topraklarımızın bir bölümünü yönetme hakkımızın tamamen elimizden çıkması ve Avrupalı müfettişlere teslimini öngörüyordu.
Anlaşmanın aşağıda kısaltarak naklettiğim maddelerini, Rus Elçiliği'nin baştercümanı olan ve metni kaleme alan André Mandelstam'ın Paris'te 1917'de yayınladığı "Le Sort de l'Empire Ottoman" yani "Osmanlı İmparatorluğu'nun Kaderi" isimli eserinden aldım.
1869'da dünyaya gelen Mandelstam uluslararası hukuk doktorası yaptıktan sonra Rus Dışişleri Bakanlığı'na girdi, uzun seneler İstanbul'daki Rus Büyükelçiliği'nin baştercümanlığını yaptı ve Bolşevik Devrimi'nin ardından Fransa'ya yerleşti.
Mandelstam, İstanbul'da bulunduğu senelerde çıkan Ermeni olaylarında sıkı bir Ermeni taraftarı olarak bilindi, sürgün senelerinde insan hakları üzerine çalışmalar yaptı, bu alanda önemli bir aktivist olarak tanındı, çok sayıda eser verdi ve 1949'da Paris'te öldü.
İşte, mevcudiyetini şimdi sadece birkaç uzmanın hatırladığı uğursuz teslimiyet belgesinin André Mandelstam'ın yayınladığı maddeleri:
* Doğu Anadolu'da iki bölgenin başına Avrupalı iki genel müfettiş getirilecektir. İlk bölgeyi Erzurum, Trabzon ve Sivas, ikinci bölgeyi de Van, Bitlis, Harput ve Diyarbakır teşkil edecektir.
* Genel müfettişler başında bulundukları vilâyetlerin mülkîye ve adliye mensupları ile polis ve jandarma teşkilâtını kontrol edeceklerdir. Güvenlik kuvvetlerinin yetersiz kalması hâlinde, bu vilâyetlerdeki askerî birlikler de müfettişlerin emrine verilecektir.
* Müfettişler, ehliyetsiz olduklarına karar verecekleri memurları azletme, suç işledikleri takdirde mahkemelere sevketme ve yerlerine yenilerini tayin hakkına sahiptirler. Önemli görevlere getirilecek olan yüksek bürokratları da yine müfettişler seçecek ve atamalar hükümet tarafından yapılacaktır.
* Memurların gerektiği durumda işten el çektirilmeleri yetkisi müfettişlere aittir. Müfettişler lüzum gördükleri takdirde valilerin azledilmelerini de isteyebilecekler, azil talebi İçişleri Bakanlığı'na gönderilecek, bakanlık tarafından derhal bakanlar kuruluna götürülecek ve dört gün içerisinde karara bağlanacaktır.
* Kanunlar, emirler ve resmî duyurular her bölgede o bölgenin yerel dili ile yayınlanacak, mahkemelere yapılacak başvurular da müfettişlerin uygun görmeleri halinde bu dillerde olabilecek, kararlar Türkçe yazılacak ve gerektiğinde tarafların anadillerine tercüme edilecektir.
* Başında genel müfettişlerin bulunduğu vilâyetlerin eğitim bütçeleri halkın genel eğitim bütçesine ve vergilere katılmaları oranında belirlenecek ve hükümet cemaatlerin okullarını kendilerinin idare etmelerine engel olmayacaktır.
* Müfettişlik mıntıkasında yaşayan her Osmanlı, askerlik hizmetini barış veya savaş zamanında kendi bölgesinde yapacaktır. Ancak, hükümet Yemen, Asir ve Necid gibi uzak bölgelere gerektiği durumda diğer bölgelerin nüfusuna göre alınacak askerlerin oranına uygun şekilde müfettişlik bölgelerinden de asker sevkedebilecek, deniz birlikleri için de yine bu bölgelerden asker alabilecektir.
* Hamidiye Alayları yedek süvari birlikleri haline getirilecek, silâhları depolara kaldırılacak, ancak seferberlik yahut manevra dönemlerinde dağıtılacaktır.
* Müfettişlik bölgelerinde bir sene içerisinde nüfus sayımı yapılacak, bölge halkının dini, mezhebi, milliyeti ve anadilleri doğru şekilde belirlenecektir. Van ve Bitlis'teki yerel meclisler ile encümen üyeleri şimdilik Müslümanlar ile gayrımüslimlerden ve yarıyarıya teşekkül edecektir.
* Meclislerde ve encümenlerde Müslümanlar ve gayrımüslimler arasında uygulanacak olan yarıyarıya teşkil kuralı, müfettişler bir mahzur görmedikleri takdirde öncelikle polis ve jandarmada, daha sonra diğer bütün kamu görevlerinde tatbik edilecektir.
* Bu mukavele, Gulkeviç ve Said Halim arasında 8 Şubat 1914 tarihinde İstanbul'da imza edilmiştir.