İzlem tasarımı paydaş çözümlemesi
BAŞLIKTAKİ tatsız, âhenksiz ve takır tukur sözlerin hangi dilden olduğunu merak edenler için söyleyeyim: “Kurumca”nın, yani Türk Dil Kurumu’nun uydurduğu yapay ve gereksiz lisanın zevksiz kelimeleridir.
Bu ifadeleri Kurum’un gazeteye gönderdiği bir yazıdan aldım. Tam olarak ne demek istediklerini kelimelerin şifrelerini çözemediğim için pek anlayamadım, “paydaş” kelimesini görünce, bir kooperatiften yahut şirketten sözedildiğini sandım ama sonraki sahifelerde ankete benzer birşeyler görünce yanlış düşündüğümü farkettim.
Derken, aklıma birilerinin bizimle dalga geçtiği geldi ama gönderdikleri yazı antetli kâğıda basılmıştı ve yine antetli bir zarfın içerisindeydi; demek ki gerçekti ama tuhaf bir gerçek! Kurumdakiler “İzlem Tasarımı hazırlıklarına başladıklarını” söyledikten sonra parantez içerisinde “Stratejik Planlama” yazıyor ve “paydaş çözümleme” dedikleri birşeylerden bahsediyorlardı.
SORMACA, SORDURMACA
Bize gönderdikleri ve hâlâ anket olduğunu zannettiğim kâğıtlara yazdıklarından “sormaca” diye bahsediyorlardı. Bir de “tekil sormacalar” vardı ma bu ifade ile neyi kasdettiklerini maalesef çözemedim, Türkçem anlamama kifayet etmedi.
Şaka bir tarafa, mesele şudur: Atatürk’ün dil konusunda araştırmalar yapması ve Türkçe’nin gelişmesini sağlaması maksadıyla kurduğu ama 40 küsur seneden buyana üç-beş kişinin biraraya gelip bir takım zevksiz kelimeler uydurduğu tuhaf bir topluluk olmaktan öteye geçemeyen ve seksen küsur senedir hâlâ bir etimoloji sözlüğü bile yayınlayamayan Türk Dil Kurumu’nun vaziyeti, artık daha da vahimdir. Kurum’un 12 Eylül öncesindeki yönetimi, bir kesim tarafından “Türkçe’nin içine ettikleri” iddiasıyla yıllarca suçlanmış, sonra eski yönetim gitmiş, yerlerine aralarında suçlayanların da bulunduğu başkaları gelmiştir ama gelenler tatsız-tuzsuz kelimeler uydurma konusunda gidenlere rahmet okutmuşlardır.
Bir zamanlar gayet müzikal, âhenkli ve düzgün şekilde konuşulduğunda ruhlara sükûn veren Türkçe, artık mâlûm Kurum sayesinde bir kakofoni yığını hâlindedir. Kurum, bazı yabancı kelimelere karşılık olarak “elmek”, “yelleç”, “tutu”, “geçgeç”, “emmeç”, “tüytop”, “burgaç” ve “ası” gibisinden zevksizlikleri ve komiklikleri ortaya atmaktan çekinmeyerek işin zıvanadan nasıl çıktığını göstermektedir ve bunun böyle olduğunun son isbatı da “izlem tasarımı paydaş çözümlemesi”dir!
TÜY, BÖYLE DİKİLİR!
Kurum ve Türkçe’nin canına okunması bahislerinde ciddî tartışmaların yapıldığı 70’li senelerde yeni uydurulan kelimelerle dalga geçmek için aruzla yazılmış, elden ele dolaşan, ama kime ait olduğu bilinmeyen bir şiir vardı ve hatırımda kaldığı kadarıyla şöyle idi:
“Tad verdi nedenler ve betiklerle yapıtlar
Şişmiş görünüptür televizyonda karınlar Ussal ve dörütsel yaşamın öykülerinde
İnsalcıla sığmaz bu koşutlarla yapıtlar
Dersin: ‘Ulusun istemi toptan egemendir’
Öyleyse bayım, işbu yapıtlar ne dümendir?
Vazgeçmez ise işbu kurum böyle tutumdan
Artık bizim her işimiz sağ ve esendir”
Aynı vezinle, şimdi ben de bir beyit söyleyeyim:
“İzlek tasarımındaki paydaş çözümüyle
Tüy dikti Kurum Türkçe’ye bu son yönelimle!”
mbardakci@htgazete.com.tr
- İşte, Samsun yolculuğunun ardındaki isme ait çok önemli bazı ses kayıtları...1 hafta önce
- Çok cahiliz, çoook!2 hafta önce
- Ermenistan ile dostluk hoş ama boş bir hayaldir!2 hafta önce
- 125 sene öncesinin TOGG'u...1 ay önce
- İşte, gerçek İngiliz Hasta1 ay önce
- Üç devletlûdan üç kitap1 ay önce
- Nurtopu gibi bir merkez sağ parti doğuyor: CHP1 ay önce
- Bu kadına "yazar" demek gerçek yazarlara hakarettir!2 ay önce
- Köfte, diyet ve çiğlik2 ay önce
- Geveledikleri ucuz hakaretleri kendi adlarıyla yayınlamaya cesaret edemeyen ödlekler, Neyzen Tevfik'e musallat oldular!2 ay önce