Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İngilizler’in “İkinci Dünya Savaşı’nın büyük kahramanı” kabul ettikleri eski başbakan Winston Churchill’in ailesine ait olan Blenheim Sarayı’ndan dün 18 ayar som altından bir klozet çalındı.

        “Klozet” denen şey mâlûm, oturarak def-i hâcet etmeye yarar ve Türkçesi “alafranga kenef”tir! Ama artık kibarlaşıp modernleştiğimiz ve çağdaşlaşma aşkı ile eski kelimeleri kullanmamaya da özen gösterdiğimiz için, asırlardan buyana telâffuz ettiğimiz “kenef” sözünü terkettik! “Kenef”in yerine bir ara eskisi gibi “helâ” demeye devam ettik, zaman geçti, “helâ”yı “tuvalet” yaptık, cinsine göre “alaturka” ve “alafranga” diye tasnife tabi tuttuk, “memşâ”yı, “müsterâh”ı, vesaireyi unuttuk, alafranga helâdaki bildiğimiz yüksekçe oturak için İngilizce’deki “closet” kelimesini benimsedik, kelimenin “klazit” olan telâffuzunu da lisanımıza uyarlayıp “klozet” dedik.

        Lâtince’de “kapalı alan” ve “etrafı çevrili özel mekân” mânâsına gelen “clausum” kelimesi “closet”e dönerek önce eski Fransızca’ya geçmiş, İngilizler kelimeyi Fransızca’dan almışlardır ama bir ayrıntıya dikkat buyurun: “Klozet” ile kastedilen “kenef” değil, kenefteki yüksek oturaktır; klozetin, lavabonun ve muslukların bulunduğu mekâna “toilet”, yani “tuvalet” derler, “helâ” mânâsında kullanılan “W.C.” ifadesinin aslı “closet”in İngilizce’deki tam şekli olan “water closet”in kısaltılmışıdır.

        Hırsızların alıp götürdükleri som altından alafranga kenefin âkıbetini öğrenmek için dünden buyana arada bir İngiliz televizyonlarına ve haber sitelerine bakıyorum. Adamlar böyle bir hırsızlığa gülsünler mi yoksa ağlasınlar mı bir türlü karar veremiyorlar fakat haberin bizde veriliş şekline baktığınızda hırsızlığın ayrıntılarını şayet yabancı basından öğrenmiş iseniz, yapacağınız tek bir iş kalıyor: Ağlamak, ama giden som altından alafranga kenefe değil, gazeteciliğimizin geldiği vaziyete yaş dökmek!

        Blenheim Sarayı’ndan iç edilen alafranga kenef güzîde basınımızın bir kesiminde yazılanlara bakarsanız Winston Churchill’in ailesine ait idi, bazılarına göre ise saraya bir sergi münasebeti ile götürülüp kurulmuştu ve basınımız kenefe bir ile 10 milyon sterlin arasında değer biçiyordu.

        BAŞKANA KENEF ÖNERİSİ!

        Haberin anlaşılamayan bir başka tarafı da vardı: Çalınan kenef birkaç sene önce Amerikan Başkanı Donald Trump’a teklif edilmişti ama teklifin ne münasebetle, nasıl yapıldığından ve neticesinden bahsedilmiyordu.

        Şimdi, toz-duman içerisindeki bu söylentilerin aslını anlatayım:

        Som altından kenefin Churchill’in, daha doğrusu Marlborough dük ailesinin sahibi olduğu Blenheim Sarayı ile alâkası yoktu, kenef mizahî heykelleri ile bilinen modern İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan’ın eseri idi. Cattelan, 2016’da hem Trump, hem de Amerika’daki gelir adaletsizliği ile dalga geçmek maksadıyla 18 ayar som altından yaptığı kenef heykeline “America” ismini vermiş ve heykel aynı sene New York’taki meşhur Guggenheim Müzesi’nin kenefinde sergilemişti. Üstelik sergilemekle kalmamış, ziyaretçilerin heykeli kullanmalarına da izin vermişler ve 100 bin sanatsever, müzenin beşinci katında kapısında silâhlı muhafızların beklediği kenefe girip “America”nın içine etmişti!

        Altın kenef ile Donald Trump’ın ilişkisi, Trump’ın sergi sırasında müzeye bir mektup göndermesi üzerine gündeme geldi…

        Başkanlar, Amerika’daki müzelere arada bir müracaat edip müzelerin kolleksiyonlarındaki eserlerden bazılarını bir müddet için Beyaz Saray’a isterler ve bu talepleri genellikle yerine getirilirdi.

        Donald Trump da 2017 Eylül’ünde Guggenheim Müzesi’ne bir mektup gönderdi, Hollandalı meşhur ressam Vincent Van Gogh’un 1888’de yaptığı ve Guggenheim’de bulunan “Kar Manzarası” isimli tablosunu Beyaz Saray’a, eşi Melania ile müştereken kullandıkları odaya asmak istediğini söyledi.

        Müzenin kuratörü Nancy Spector’un Trump’a cevabı hem Başkan’ı, hem de Beyaz Saray’ı hayli şaşırttı: Spestor “Van Gogh’un tablosunu veremeyiz, ancak elimizde hoşunuza gidecek bir başka eser var: Altın Kenef… İsterseniz hemen gönderelim” diyordu ama Donald Trump bu teklife karşılık vermemeyi tercih etti.

        Blenheim Sarayı’nda teşhire konup ziyaretçilerin içine etmeleri maksadıyla İngiltere’ye götürülen, değeri bir milyon sterlin olan ama dün çalınan altın kenefin hikâyesi işte böyle… Kenefin macerasına gülmek yahut basınımızın, özellikle de dış haberciliğimizin düştüğü melâl dolu vaziyete ağlamak ise sizin tercihinizdir!

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar