Çağdaş yazı
“CHP ile haftalardır görüşen
AK Parti heyeti,
Dün öğleden sonra
Başbakanlık Konutu’na çıktı veeee...
Davutoğlu’na bilgi verdi.
Bu yazıyı yazdığım sırada
Konuttaki toplantı sürüyordu.
Ne karara varacaklarını sorarsanız,
Pek merak etmiyorum!
Koalisyon olacak mı,
Yoksa olmayacak mı?
Ne bileyim ben?
Belki anlaşırlar, belki de...
Anlaşamazlar...
Erken seçim konusunda ise...
Sadece iki ihtimal var:
Olabilir de....
Olmayabilir de...
Peki, erken seçim işe yarar mı?
Onu da bilemem!
Hem zaten bana ne?
Yararsa yarar, yaramazsa yaramaz...
Zaten havalar çok ısındı...
Valla, felâket sıcak var!
Yeni başlayan diziler bile öyle pek
Serinletmiyor!
Bak güzel kardeşim:
Manken Dürdane’yi gördün mü?
Eeeeyyyy şeref kavgası yapan
arkadaş!
Boşver, takma kafanı,
Dürdane’ye bak Dürdane’ye!”
*
Nasıl yazmışım, beğendiniz mi?
Hiç şaşırmayın, köşe yazısında trend artık böyle! Cümleler üç-dört kelime, her cümle de tek bir satır olacak ve ortaya kekeler gibi birşeyler çıkacak!
Köşenin yarıdan fazlasını dolduran ve serbest vezinle birşeyler karalamaya çalışmış acemi şairin gevelemesini andıran satırları yanyana getireyim, bakın ne oluyor:
“CHP ile haftalardır görüşen AK Parti heyeti, dün öğleden sonra Başbakanlık Konutu’na çıktı ve Davutoğlu’na bilgi verdi. Bu yazıyı yazdığım sırada konuttaki toplantı sürüyordu. Ne karara varacaklarını sorarsanız, pek merak etmiyorum! Koalisyon olacak mı yoksa olmayacak mı, ne bileyim ben? Belki anlaşırlar, belki de anlaşamazlar. Erken seçim konusunda ise, sadece iki ihtimal var: Olabilir de, olmayabilir de... Peki, erken seçim işe yarar mı onu da bilemem! Hem zaten bana ne; yararsa yarar, yaramazsa yaramaz... Zaten havalar çok ısındı, valla felâket sıcak var! Yeni başlayan diziler bile öyle pek serinletmiyor! Bak güzel kardeşim: Manken Dürdane’yi gördün mü? Eeeeyyyy şeref kavgası yapan arkadaş, boşver, takma kafanı, Dürdane’ye bak Dürdane’ye!”
Farkettiniz değil mi? Satırları altalta değil de yanyana getirdiğinizde normal bir köşenin ancak beşte birini doldurabiliyorsunuz, dolayısı ile yazdığınızın daha dört kat fazlası lâzım...
Ama ne gerek var, neden yorulacaksınız ki? Fikir, düşünce ve bilgi bakımından içi boş, bomboş satırları altalta karalayın, hattâ mümkünse her satırınız sadece tek bir kelime olsun, sonra “Ne yazmışın yahu, elim kırılsın abiiii!” diye kendi kendinize hayranlık krizine tutulun ve “Gönder” tuşuna basıp şâheserinizi gazeteye yollayın!
Aslında çok zamandır ben de böyle “trendy” üslûpta yazmak, yani kekelemek istiyorum ama patron “Sana tenbellik etmen için mi para veriyorum?” deyip kapının önüne koyacak olursa hâlim ne olur?
- İşte, Samsun yolculuğunun ardındaki isme ait çok önemli bazı ses kayıtları...5 gün önce
- Çok cahiliz, çoook!2 hafta önce
- Ermenistan ile dostluk hoş ama boş bir hayaldir!2 hafta önce
- 125 sene öncesinin TOGG'u...1 ay önce
- İşte, gerçek İngiliz Hasta1 ay önce
- Üç devletlûdan üç kitap1 ay önce
- Nurtopu gibi bir merkez sağ parti doğuyor: CHP1 ay önce
- Bu kadına "yazar" demek gerçek yazarlara hakarettir!2 ay önce
- Köfte, diyet ve çiğlik2 ay önce
- Geveledikleri ucuz hakaretleri kendi adlarıyla yayınlamaya cesaret edemeyen ödlekler, Neyzen Tevfik'e musallat oldular!2 ay önce