'Keşke olmasaydı...'
MARDİN
FOTOĞRAFINI medyada görünce kendi haline şaşırmış.
“Gençlik yıllarımdaki gibi olmuş...” diye söze girdi.
Ortaya çıkan görüntüsünden hoşnut kalmadığını söyledi.
“Bilirsin ben bu tür eylemlere karışmam, ama...” diye devam etti.
Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk dün sohbet ederken fotoğrafın ortaya çıktığı Suruç bölgesindeydi.
Kobani’deki IŞİD saldırısından Türkiye’ye doğru kaçanların sınır boyuna geldiği 3 gündür de buradaymış.
Sınır boyunda oturma eylemine katılmış.
Polis ve askerin müdahalesiyle karşılaşınca da çevresindeki gençlerle birlikte eyleme başlamış.
Bir anda yerdeki taşa sarılıp atmış.
“Gençlik yıllarımdakine benzedi ama hoş olmadı. Keşke olmasaydı, rahatsız oldum” dedi, savunma içgüdüsüyle böyle bir tavır sergilediğini belirtip ekledi:
“Attığım taş da bir yere değmedi... Keşke olmasaydı. Ama insanların gözümüzün önünde yaşadıkları karşısında bir öfke patlaması oldu. Kim olsa yaptığımı yapardı. Ama keşke olmasaydı. Oysa bu eylemlerde çok dikkatli olan birisiyimdir.”
KOBANİ ROJAVA’DIR
Bölgeden gelenleri Türkiye’ye almak için didinen asker ve polise karşı bu tavrı göstermiş olmasının tepki topladığını vurguladım.
“Kendimi savundum...” demekle yetindi.
Son dönemde yaşananların çözüm sürecine etkisi üzerinde de konuştuk.
Özellikle de PKK’nın askeri kanadı Halk Savunma Merkezi (HPG) komutanı Murat Karayılan’ın dün medyaya yansıyan sözlerini sordum.
“Kobani’nin kaybı, Rojava’nın kaybı demektir” tespitini yaptı.
Suriye içinde PYD kontrolündeki bölgenin kaybedilmemesi için ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı.
Karayılan kadar karamsar bir tablo çizmedi ama uyardı: “Türkiye yeni bir kararla karşı karşıya. Ya IŞİD’e karşı durup Rojava’ya yardım edecek, ya da bu süreç bitecek.
Türkiye’nin IŞİD’e açık desteği yok ama IŞİD çetelerinin Türkiye’ye gelip gidişleriyle ilgili bir sorun var. Öyle olunca çözüm süreciyle ikisi bir arada gitmiyor. Bu tarihi fırsat umarım bitmez...”
ACIYI CANLANDIRDI
Tuğluk ile sohbetimizin özü bu sözlerden ibaretti.
Ancak bölgede Suriye’den kaçıp gelen Araplar ve Ezidilerin sınırdan geçişinde karşılaşılan tepkinin ötesinde bir durum var.
O gün onlar için vicdani bir acıma duygusu vardı.
Ancak Kobani’den gelenler bölge halkının doğrudan canını acıtmış; çünkü saldırıya uğrayanlar doğrudan birinci derece akrabaları.
İleriye dönük beklentilerin siyaseti de bu acıya eklenince öfke kabartılmış, öngörülmedik bir noktaya doğru yön almış.
Şaşırtıcı olan, Mahmur’da IŞİD’e karşı duramayan peşmergeyi içine düştüğü durumdan kurtaran PKK’nın, benzer cevvaliyeti Kobani’de sergileyememiş olması...
Bir de bir zamanlar Esad yönetimine ve IŞİD’e karşı savaşan Özgür Suriye Ordusu’nun ortalarda gözükmemesi...
Bunlar bir araya gelince yaratılan bahanelerin gölgesinde gerçekçi olmayan dedikodulara kapı aralanmış, yeni sorunlar içeri taşınmış.
Bunun önlenmesinin tek yolu da iddiaların gerçekçi olmadığı konusunda kamuoyunun ikna edilmesi. Yoksa bölgede acıyla yoğurulan öfke daha da yükselir...
- Orta Doğu'nun sinir uçları…28 dakika önce
- Trajik zihin…1 gün önce
- Dünyanın konsültasyon raporu...4 gün önce
- Fetvasını arayan İran…1 hafta önce
- Gençleşemiyoruz...1 hafta önce
- Mr. Fico…1 hafta önce
- Elektrikli otomobil savaşı...2 hafta önce
- Anneler günü…2 hafta önce
- Güç savurması…3 hafta önce
- Nüfus kalmayınca3 hafta önce