Düşmanımın düşmanı...
ABD Başkanı Barack Obama, Irak’ta bir daha muharip asker bulundurmayacaklarını açıklamıştı. Ancak son iki gündür IŞİD’e karşı mücadelede gerekirse bu kuralı değiştirebileceğinin sinyalini veriyor. Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı’nın ardından önceki gün de Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı Ben Rhodes’in sözleri de bunun teyidi. Eğer yakın gelecekte böyle bir gelişme yaşanırsa Türkiye güvenlik politikasını bir daha gözden geçirmek zorunda kalacak. Çünkü Washington IŞİD’e karşı mücadeleyi Irak ile sınırlı tutmayıp Suriye içinde de sürdürme kararlılığında.
SAHADAKİLER
Peki, bunu kendi başına mı yapacak? Rhodes, bu yöndeki soruya yanıt verirken, “Çeşitli araçların birlikte kullanılması” diye söze başladı ve “Hava saldırıları yoluyla askeri eylem, istihbarat, sahadaki güvenlik güçleriyle işbirliği de dahil” dedi. Dikkat çeken ise “sahadaki güvenlik güçleri” tanımlaması oldu...
Çünkü saha desteği olmadan verilecek mücadelenin işe yaramayacağını ABD Afganistan’da gördü. Ancak sahada IŞİD’e karşı mücadele edebileceği seçenek de oldukça sınırlı. Suriye’de IŞİD’e karşı savaşan tarafta yer alanlardan biri Esad güçleri ki, Rhodes, “Politikası IŞİD’in orada barınmasını sağladı... Esad sorunun bir parçası” diyerek kapıyı tam da olmasa kapattı. Diğeri çok daha düşük bir olasılık da olsa Türkiye ve Kuzey Irak yönetiminin desteğiyle Suriye’de doğrudan müdahalede bulunmak. Uluslararası güç oluşturulmadan böyle bir oluşumun içerisinde Türkiye’nin bulunmasının olanaksızlığı da görülüyor. Son bir seçenek ise PYD veya ona destek vermek için Suriye’de çatışan PKK güçleri. Üstelik sonuncusu da en geçerli formül olarak duruyor. Orada da ABD’nin önüne “PKK’yı terör örgütü listesinden çıkarmak” gibi Türkiye’nin de olurunu almak zorunda kalacağı bir durum çıkıyor.
BİRLİKTE MÜCADELE
Sorunun aşılması halinde de ABD’ye NATO ve stratejik ortaklık gereği en azından istihbarat desteği sağlayacak. Türkiye dolaylı da olsa ilk kez PKK ile birlikte bir başka düşmana karşı ortak savaşan konumda kalacak. Böyle bir pozisyon absürt gelebilir ama diğer taraftan birçok sorunun çözüm sürecini de kolaylaştırır. Güvenlik alanında çalışan bir uzmanın dün söylediği gibi son dönemde PKK Türkiye topraklarını kendisi için çok daha güvenli yer olarak görüyor.
Bir zamanlar en güvenli bulduğu bazı Avrupa ülkelerinde bile başına nasıl bir iş gelebileceğini öngöremiyor. Son IŞİD saldırısının gösterdiği gibi Mahmur bile PKK için başı sıkıştığında sığınma amaçlı güvenli kamp olmaktan çıktı. Bugün bazı yerlerde heykel gerginliği dolayısıyla lümpen model eylemler gerçekleşiyor olsa da son bir yıldır bölgede bir tek merminin patlamamasının en çok yararını Cumhurbaşkanlığı seçiminde Demirtaş gördü.
HEP, DEP’ten bu yana ulaşmayı bile hayal etmediği psikolojik eşiği aşabileceğine dönük oy oranına çatışmasızlık sayesinde ulaşabildi. Dolayısıyla bugün ne Türkiye bölgede farklı bir yöne, ne de PKK yeni maceralara yelken açabilir.
- Orta Doğu'nun sinir uçları…17 saat önce
- Trajik zihin…2 gün önce
- Dünyanın konsültasyon raporu...5 gün önce
- Fetvasını arayan İran…1 hafta önce
- Gençleşemiyoruz...1 hafta önce
- Mr. Fico…2 hafta önce
- Elektrikli otomobil savaşı...2 hafta önce
- Anneler günü…2 hafta önce
- Güç savurması…3 hafta önce
- Nüfus kalmayınca3 hafta önce