Başlığı 5 sayfa
MECLİS, yasama ömrü boyunca ilk kez başlığı 5 sayfa tutan kanunu da gördü. Oturumu yöneten Başkanvekili Meral Akşener’in sadece başlığını okuması da 6 dakika sürdü. Başlangıçta 45 ayrı yasada değişiklik öngören yasa 61 maddeden oluşuyordu. Geçmişte aceleyle çıkardığı yasalardaki sorunları gören her bakanlık içine bir tutam yasa atınca 148 maddeye çıktı; başlığı da 5 sayfaya ulaştı. Plan Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmeleri de 38 gün sürdü.
Genel kurulda bu kadar uzun süre beklemeye zamanı olmayan AK Parti yönetimi de cinlik yapıp torba yasayı temel yasaya dönüştürdü. Bir katırın deve olarak ilan edilmesinden farkı olmadı. Oysa temel yasa denilen; Türk Ceza Kanunu, Medeni Kanun, Borçlar Kanunu gibi çok maddeli yasalarda toplu değişiklik yapılmasına verilen isimdi.
NE ARANIRSA VAR?
“Ne önemi var bunun?” diyebilirsiniz. Ancak torba yasa birçok kanunda eğer değişiklik getiriyorsa, birbiriyle ilişkisi olmayan kanunlardan beşerli paketler yapıp bunları bir arada tartışmak meseleyi aşure tarifinden zor hale getirir. En azından paketin içinde yer alan bir maddedeki aksaklığın görülmesini engeller. Ayrıca düzenlemeler, belediyelerin elindeki arsaları istedikleri kişi veya kuruma devretme gibi bir hak getiriyorsa...
Ya da Anayasa’ya aykırılığı açıkça görülen, daire başkanı ve üst yöneticiler ile emniyet teşkilatındaki yönetici ve polis memurlarının itirazı üzerine mahkemenin göreve iade kararını 2 yıl uygulamama hakkını hükümete veriyorsa... Veya iş kazaları ile günlerdir tartışılan taşeron sistemini kanunla daha kolaylaştırıcı kılıyorsa...
HİPERAKTİF DAVRANIŞ
Meclis’teki tartışmasını geçtik, bir hukukçu sadece başlığı 5 sayfa tutan, birbiriyle hiçbir ilişkisi bulunmayan 148 maddelik “temel kanunu” önüne aldığında ne yapar?
HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur’un kısa süre önce bu sütunda yer alan, kanunların 1 yıl geçmeden üç kez değiştirilmek zorunda kalınmasına yönelik eleştirisini anımsamak yeterli. Bütün buna neden de AK Parti’nin bir hiperaktif çocuk yaklaşımıyla kanun yapma üslubundan kaynaklanıyor. Kanun bir yerlerde hazırlanıyor, üzerinde yeterince çalışılmıyor.
Uygulamada yanlışları görülünce 3 ay sonra tekrar değiştiriliyor ya da Yargıtay düzenlemesinde olduğu gibi beklentisi ve sonucu farklı oluyor. Sadece Meclis’i yormuyor; hukuka da patinaj yaptırıyor. Bırakın Anayasa Mahkemesi’ndeki iptal kararı yazılmadan değişmesini, Köşk’e imza yolundaki değişimine tanıklık ediliyor. Bunun en iyi örneklerinden biri de dün Adalet Komisyonu’nda yaşandı. Son değişikliği daha 4 ay önce mart ayında gerçekleşen, müdafinin soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilmesi ve istediği belgeyi harçsız almasını sağlayan Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 153’üncü ve 157’nci maddelerinde yeniden düzenleme yapıldı; 4 ay önceki eski haline dönüştürülüp izne bağlandı. Şimdi sormazlar mı; madem ilk haline 4 ay sonra dönecektiniz niye değiştirdiniz? Bunu soran milletvekili de yaz ortasında ısrarla çalıştırılmak istenen Meclis’e gelmiyor.
Sonuçta 5 sayfalık başlığı bulunan torba yasanın geçmesi için de karar yeter sayısı için milletvekili bulunamıyor. Patinaj yapılıyor...
- Orta Doğu'nun sinir uçları…15 saat önce
- Trajik zihin…2 gün önce
- Dünyanın konsültasyon raporu...5 gün önce
- Fetvasını arayan İran…1 hafta önce
- Gençleşemiyoruz...1 hafta önce
- Mr. Fico…2 hafta önce
- Elektrikli otomobil savaşı...2 hafta önce
- Anneler günü…2 hafta önce
- Güç savurması…3 hafta önce
- Nüfus kalmayınca3 hafta önce