Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE, uçağının düşürülmesi sonrası 22 Haziran itibarıyla Suriye'ye karşı angajman kurallarını değiştirdi.

        "Suriye tarafından sınıra yaklaşan her askeri unsuru tehdit olarak kabul edeceğini" duyurdu.

        Gereğini de anında yaptı.

        Akçakale'ye düşen top mermisinin ardından Suriye tarafını top atışına tuttu.

        Sınıra yaklaşan her Suriye helikopter ve uçağına karşı jetler havalanıp önlemede bulundu; geri çekilmesini sağladı.

        Ancak son bir hafta içinde Suriye uçakları Türk sınırının bırakın 5 km yakınını, sıfır noktasına kadar gelip bomba yağdırdı.

        'SINIRI İHLAL EDENE...'

        Şam yönetiminin Türkiye'nin angajman kurallarını tanımadığı anlamına gelen eyleme karşı alınacak tedbirler de önceki gün Başbakan Erdoğan'ın başkanlığında Ankara'da yapılan önemli bir zirvede ele alındı.

        Toplantıdan çıkan sonuca ilişkin en önemli veri, dün Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'dan geldi:

        "Sınırlarımızı ihlal eden Suriye uçaklarına veya helikopterlerine gereken cevap verilecektir. Sınırlarımızı ihlal edene..."

        Devamındaki cümle de önemliydi:

        "Oradaki birliklere de anında müdahale etme yetkisi verilmiştir. Yetki olay yerindeki yetkili komutanlara devredilmiştir... "

        Bakan Yılmaz, arkadaşlarımızın ısrarlı soruları karşısında, "Hayır değişmedi" dedi, ancak açıklaması açık bir şekilde Türkiye'nin angajman kurallarına yeni bir formül getirildiğini gösteriyor.

        Bunun en önemli verisi de Bakan Yılmaz'ın iki kez yinelemek zorunda kaldığı, "sınırımızı ihlal edene" cümlesinde yatıyor.

        Çünkü 22 Haziran'daki açıklamada net bir şekilde "sınıra yaklaşan her unsurun tehdit olarak algılanacağı" belirtilmişti.

        Bugün ise "sınır ihlalinden" söz ediliyor.

        KARARIN NEDENİ

        Bu yeni durum Suriye Ulusal Konseyi'nin kurulduğu sırada Ankara'nın gerilimi tırmandırmadan sonuç alma politikasına desteği olarak görülebilir.

        Nitekim kısa süre önce Türkiye'nin "stratejik ortağı" bir ülkenin diplomatı, Türkiye'nin Suriye politikasına ilişkin soruyu yanıtlarken, iki elinin parmaklarını açıp aşağı doğru pompalarken, "Biraz sakin, sakin... Sakin... " demişti.

        Bir diğer neden olarak ise Cumhurbaşkanı'nın da dile getirdiği "kimyasal bir saldırıya" karşı koyabilecek savunma sisteminin oluşturulması gösteriliyor.

        Yani NATO'nun Patriot füzelerinin sınıra yerleştirilmesi...

        Burada da karşısına NATO'nun basın üzerinden gönderdiği şu mesaj çıkıyor:

        "Patriotlar için resmi bir talep yok. Ancak biz Türkiye'nin sınırlarını her zaman koruruz... "

        Ankara Strateji Enstitüsü'nden Doç. Dr. Mehmet Akif Okur'a göre bu mesajın anlamı şu:

        "Ben ancak senin sınırlarını korurum, yeni angajman kurallarınla belirlemiş olduğun Suriye'nin içini de kapsayan bölgeyi koruyamam; çünkü görev alanım değil. Böyle bir sorumluluğu da üstlenmem... "

        Doç. Dr. Okur'a göre Ankara da bunu dikkate alarak yeni pozisyonunu ilan ediyor.

        Bağdat'ın, Kerkük, Musul'u alevlendirme çabasına başladığı, Gazze'nin yeniden ısıtıldığı süreçte bölgede yeni bir hareket başlıyor.

        ABD seçimlerinin ardından bölgede yeni bahar hesapları yapılıyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar