Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İSLAMABAD

        ZAMAN tünelinden geçip Türkiye'nin 1970'li yıllarının sonuna erişmiş gibiyiz.

        Güvenlik önlemleri birbirine eklenerek o kadar genişlemiş ki sonunda herkes güvenliğin bir parçası olmuş.

        Kısa süreliğine çıktığımız kent turunda defalarca saydım; caddede dolaşan polis aracı sayısı, sivil otodan fazla.

        Kaldığımız otel ise üzeri dikenli tellerle sarılı iç içe geçmiş iki güvenlikli avlu duvarıyla çevrili.

        Oteller Beyaz Saray'dan daha sıkı korunuyor.

        Gündüz sıcaktan, gece ise terörden, sokaklarında insanın kaybolduğu Pakistan'ın başkenti İslamabad'da bu görüntüler arasında dolaşıyoruz.

        Sadece sokakları değil, siyaseti de 1970 sonundaki Türkiye gibi.

        Başbakan Yusuf Rıza Gilani, yargı kararına rağmen Pakistan'da görevdeyken hüküm giyen tek başbakan durumunda, ama görevine devam ediyor.

        Cezasına neden de suikasta kurban giden Benazir Butto'nun eşi Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari hakkında rüşvet soruşturması açılmasına izin vermemek.

        Bundan dolayı Gilani hakkında, 30 saniyelik tutuklama kararı bile çıkarılmış.

        'TUTKAL OLDUNUZ'

        İktidar ve muhalefet birbirine düştüğü için meclis ve senato çalışamaz duruma gelmiş.

        Uzun süre sonra Başbakan Erdoğan parlamentoda konuşacağı için buluşmuşlar.

        Bu da Pakistan'ın Türkiye'ye ve Erdoğan'a ilgisinin en önemli göstergesi.

        Nitekim eski Başbakan Navaz Şerif'in anamuhalefetteki partisi PLM-N'nin parlamentodaki lideri Ali Nissar Han'ın şu sözleri de bunu anlatmaya yetti:

        "Eğer bugün burada siz olmasaydınız yine bir araya gelemeyecektik. Bizi buluşturdunuz, tutkal oldunuz. Hiç kimse sizin ziyaretiniz kadar bize moral vermedi. Hiçbir halk, bizim sıkıntılarımızı Türk halkı gibi hissedemez..."

        Erdoğan ayrılınca da her şey bitti.

        YÜKSEK YARGI

        Pakistan bitmeyen seçimlerinden birine odaklanmış.

        Seçimden nasıl bir sonuç çıkacağını kestirmek zor...

        Her zamanki gibi bir tarafta Navaz Şerif, diğer yanda Butto Ailesi...

        Bir de yeni siyasetçi, eski kriket şampiyonu olan Pakistan Adalet Partisi (PTI) Lideri İmran Han var...

        Ulusalcı çizgideki İmran Han'ın oy patlaması yapması bekleniyor.

        Ancak Pakistan a yine koalisyon yolu görünüyor.

        Durum böyle olduğu için hükümet etme görevini de asker ve yüksek yargı eline almış bulunuyor.

        Ülkenin içindeki duruma en iyi örnek olarak da baraj davası gösteriliyor.

        Anlatıldığına göre yüksek yargı üyesi, evindeki musluktan su kirli aktı diye İslamabad Belediye Başkanı na barajı temizleme cezası vermiş.

        Temizlemezse hapis cezasına çarptırılacakmış.

        Afganistan'daki ABD askerleri tarafından karakolları bombalandığı için Washington yönetimiyle gerginlik yaşayan...

        Taliban terörü karşısında duvarlar ardına sığınan, demokrasi için liderlerini kaybetmiş Pakistan da insan sinmiş, devletdikleşmiş.

        Erdoğan'ın da dün vurguladığı gibi, elindeki nükleer silahın kaldırılması için de gelişmiş ülkelerin baskısından bunalmış.

        Bakalım Pakistan yönetimi Erdoğan'ın dünkü tavsiyesine uyup, "Her gün ölmektense bir gün ölürüm" restini çekebilecek mi?

        Yeniden "Cive Pakistan" diyebilecek mi?

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar