İYİ Parti'nin karar günü…
MİLLET İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için SP lideri Karamollaoğlu’nun ziyareti sonrası CHP Genel Merkezi’nde yüzler gülüyordu.
Hem CHP hem de SP tarafıyla konuştuğumda aldığım hava şöyle...
Karamollaoğlu’nun aday belirleme turunda diğer üç partinin lideri de adaylar arasında Kılıçdaroğlu’nun adını da zikretmiş; hatta bazısı da başka bir isim önermemiş…
İki tarafın da iddiasından yola çıkılırsa, ortak aday kararlılığı sürüyor ve beş parti liderinin Kılıçdaroğlu adı üzerindeki mutabakatı iddialarına göre sağlanmış görünüyor.
Bu aşamada Cumhurbaşkanı Yardımcılığı konusunda da uzlaşıya varılmış; görüş ayrılığı kalkmış...
Cumhurbaşkanı’nın yetkisinin paylaşılmasına yönelik bir sorun da kalmamış; tam yetkili olması gerektiği görüşünde birleşilmiş…
Zaten bu iki konu geçen Zirve'de de karara bağlanmıştı, ancak yol haritası konusu netleşmemişti...
Buna karşın, dün görüşme sonrası daha ileri iddialar Ankara kulislerine yayılınca, akşam saatlerinde SP Basın Müşaviri Hacı Murat Uygur, lideri Karamollaoğlu'nun görüşmelerini genel başkanlara duyduğu saygı gereği mahrem yürüttüğünü, ileri sürülen iddiaların doğru olmadığını bildirdi.
Ancak, hatırlanacağı gibi DP lideri Gültekin Uysal geçmişte aday tercihi olarak doğrudan CHP liderinin adını vermişti.
SP’nin de öteden beri Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak baktığı biliniyor...
İYİ PARTİ’NİN KARARI
Durum böyle olsa da bütün bunlar İYİ Parti açısından bir sonuç doğuracak gibi durmuyor…
Çünkü İYİ Parti’nin durduğu nokta ve kararlılığında en küçük değişiklik yok…
Baştan beri, “Kazanacak aday…” söylemini sürdürüyor, "kaybetmenin neye mal olacağının bütün liderler tarafından görülmesi gerektiğinin" altını çiziyor.
Millet İttifakı’nın diğer 4 partisi ile görüşmesini tamamlayan SP lideri Karamollaoğlu, yarın da İYİ Parti lideri Meral Akşener’i ziyaret edip, diğer liderden aldığı tercihini aktaracak.
Akşener’in yakın çevresi, Cumartesi günkü Karamollaoğlu görüşmesinde bir kararın çıkması olasılığını görmüyor...
Neden de Akşener’in öteden beri kararı yetkili kurullarına danıştıktan sonra, birlikte alacağına yönelik öteden beri dile getirdiği açıklaması…
Ancak partinin yetkili kurullarının ne zaman toplanacağı konusu bu aşamada önem arz ediyordu.
İYİ Parti’nin en üst karar organı Genel İdare Kurulu’nun (GİK) 13 Şubat’taki liderler zirvesi sonrasına kalabileceğine yönelik beklenti hakimdi.
Aday isimlerinin 13 Şubat’taki Zirve’de belli olması sonrası GİK’e bu isimlerin getirilmesinin daha uygun olacağına vurgu yapılıyordu.
Bu da 13 Şubat sonrası yeni bir mekik diplomasisi ve yeni bir Zirve anlamına geliyordu.
Kamuoyunun beklentisinin bu kadar uzatılmasının da soruna yol açacağına vurgu yapılıyordu.
11 ŞUBAT KARARI
Belki de bundan olsa gerek Akşener, GİK toplantısını 13 Şubat sonrasına bırakmadı....
İYİ Parti lideri Akşener’in basın danışmanı Murat İde’ye dün toplantının ne zaman yapılacağını sorduğumda 10 dakika sürmeden geri dönüş yaptı ve GİK’in 11 Şubat Cumartesi günü toplanacağını bildirdi…
Bu toplantıdan adaya dönük bir karar çıkar mı?
Akşener yetki alıp iki gün sonraki Zirve’ye bu yetki ile mi gider?
Yoksa karar için yeniden bir GİK'e ihtiyaç mı duyar?
Bunları söylemek için erken, çünkü Akşener bugüne kadar partiyi hep istişare ile yönetti ve GİK’te nasıl kararın çıkacağı da belli değil…
KILIÇDAROĞLU DİSİPLİNİ
Ancak CHP çevrelerinde dün kiminle konuşsam, İYİ Parti’nin kaygılarının anlayışla karşılandığını, bunların giderilmesi için de gereken her türlü çabanın gösterileceğini belirtiyordu.
Şurası açık ki, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu’nun açıklaması sonrası yaşanan krizin ardından CHP lideri partisine hakim oldu ve o tarihten sonra da CHP’den tek kelime söz eden olmadı.
O denli ki demeç vermeye çok istekli olanlar da dahil, hiç biri özel sohbetlerinde dahi tek kelime etmemeye özen gösterdi.
MECLİS’TEKİ ÇOĞUNLUK
Ancak mesele adayın belirlenmesiyle bitmiyor…
Öteden beri burada yazdığım gibi hem Cumhur hem de Millet ittifakı açısından en önemli konu milletvekili seçimi olacak…
Çünkü Cumhurbaşkanı seçimini almasına karşın, parlamentodaki 301 çoğunluğunu karşıya kaptıran hangi ittifak olursa olsun sıkıntıya düşer...
Hele ki bu Millet İttifakı olduğunda sıkıntı daha da büyür; 301’i elinde tutan Cumhur İttifakı, “Madem parlamenter sistem istiyordunuz, getirin hemen değiştirelim ve hükümet kurma görevini bize verin” deme hakkını güçlü şekilde elde eder…
Tersi durumda da Millet İttifakı çıkardığı yasalarla Cumhurbaşkanı kararlarına bloke koyar, istediği şekilde yasaların çıkmasını veya değiştirilmesini sağlar.
İŞİN EN ZOR KISMI
Görünen o ki her iki tarafta da gerçekleşen turların; yani Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MHP lideri Bahçeli’yi ziyaretinin veya Karamollaoğlu’nun Millet İttifakı liderleri turunda liste ittifaklarının da ele alınma ihtimali güçlü görünüyor.
Zaten Millet İttifakı’nın ortak liste komisyonu da dün SP’nin ev sahipliğinde buluşup nerelerde, hangi yöntemle birlikte seçime girilebileceğinin formüllerini görüştü.
Partiler, hazırlıklarını birbiriyle paylaştı…
Anlaşılan o ki en az 28, en çok da 38 yerde liste ittifakı kaçınılmaz görünüyor.
Bu sayı partilerin kendi kimlikleri ile seçime girme arzusu nedeniyle kanun gereği 41 ili geçemiyor…
Özetle turpun büyüğü hala heybede duruyor; çünkü işin en zor kısmı liste yapımında yaşanır…
Her bir yerden isyan ve elveda naraları yükselir…