Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

YAKIN tarihinin en acı günü, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından zorunlu olarak ilan edildi.

İki yıllık uygulamasının ardından 18 Temmuz 2018’de Olağanüstü Hal Uygulamasına kısmi olarak son verildi.

Kamu görevini sürdürenlerin tamamen temizlenmesi, kalan işlerin bitirilmesi ve Türkiye’nin en kripto yapısının tamamen çözümlenmesini sağlamak amacıyla bazı uygulamalarının devamına iki kez karar verildi.

Bunlardan ilki 2018’de OHAL uygulamasının sonlandırılması sonrası gerçekleşti, bazı maddeleri 3 yıl uzatıldı.

İkincisi de ilk uzatmanın süresinin bitiminin ardından geçen yıl gerçekleşti.

GEÇEN YILIN KARARI

AK Parti, bu kapsamda 25 maddelik bir paketin içinde OHAL ile ilgili üç önemli madde getirdi ve şu üç konuda sürenin 2024’e kadar üç yıl daha uzatılmasını istedi.

Bunlar TMSF’nin kanun yetkisinin devamı, terör örgütleriyle mücadele kapsamında kamu görevlilerinin görevden uzaklaştırılması, ihracı, rütbelerinin geri alınması, mesleğe ilişkin unvanlarının kaldırılması ve terör gözaltı uygulamalarında 12 günlük sürenin uygulanmasına devam edilmesi şeklinde sıralandı.

Kamuoyundan, özellikle de AK Parti içinden gelen tepkiler dikkate alınarak, TMSF dışındaki diğer iki maddede, yani gözaltı ve ihraçla ilgili sürenin bir yıla indirilmesine karar verildi.

Teklif de bu düzenleme kapsamında geçen yıl 30 Temmuz itibarıyla yasalaştı.

GÖZALTI 12 SAATE İNİYOR

Türkiye bugün itibarıyla OHAL sürecinden kalma iki konuda daha normale dönecek…

Bundan böyle bakanlıklarda kurulu bulunan OHAL komisyonları terörle iltisaklı oldukları gerekçesiyle kamudan ihraca karar veremeyecek.

Benzer şekilde OHAL uygulaması kapsamında gözaltı süresi de 24, terör veya toplumsal huzuru bozacak nitelikteki suçlarda ise 48 saati aşamayacak.

Bu kişi en geç 12 saat içinde de hakim karşısına çıkarılacak.

Toplu suçlarda ise sorgulamanın güçlüğü de dikkate alınarak birer günden en çok 3 gün uzatmayla toplamda 4 günü aşmayacak.

Başlangıcında sürenin 90 gün olduğu, son uygulamasıyla 12 güne geldiği anımsanırsa, aradaki fark daha iyi anlaşılır.

127 BİN KİŞİYE SORGUSUZ İHRAÇ

Benzer durum kamudan ihraçlar için de söz konusu…

Çünkü bakanlıklarda oluşturulan bir komisyon karar veriyor, sonrasında OHAL Komisyonu’na başvurulup oradan çıkacak karar bekleniyordu.

Bu kapsamda bir süre önce Adalet Bakanı Bozdağ’ın verdiği rakama göre 127 bini aşkın kişi hakkında kamudan ihraç işlemi yapıldı.

Bu sürede ihraç edilenlerle ilgili kararları içeren 36 KHK yayınlandı.

En çok ihraçlar da ilk iki yılda gerçekleşti.

OHAL Komisyonu’nun verilerine göre 5 bin 705’i akademik kadro olmak üzere 7 bin 80 kişi üniversitelerden atılırken, 3 bin 213 kişinin de rütbesi alındı.

Bu sürede OHAL Komisyonu’na gerçekleşen başvurulardan 17 bin 265’i kabul edilip görevine iade edilirken, 106 bin 970’i kişinin başvurusu da uygun bulunmadı.

Geçen yıl TBMM’den çıkan OHAL kanunu uzatması kapsamında komisyon aracılığıyla kamudan ihraç süreci bugün itibarıyla bitti…

GÜVENLİK GÜÇLERİNİ ZORLAR

Bu süreç büyük olasılıkla güvenlik güçlerinin işlerini biraz daha zorlaştıracak.

Son dönem gittikçe girift bir hale gelen suç örgütlerinin yapılanmaları karşısında 24 saat içinde bir meseleyi çözmesine büyük olasılık yardımcı olmayacak.

Hatta bölgede yaşanan son gelişmeler ve başka ülkelerin istihbarat örgütlerinin vekalet işlerine giriştiği bir dönemde bu denli kısa sürede birçok konuyu çözmelerine olanak sağlamayacak.

Ancak bugüne kadar elde ettiği bilgi birikimi sayesinde bunları da aşacağından şüphe yok.

MUHALEFETİN BEKLENTİSİ NE?

Bütün bunlardan dolayı sürece ilişkin tartışmanın devam etmesi de kaçınılmaz görünüyor.

Hatta o denli ki muhalefete de kalsa, amaç farklı olmakla birlikte onlar da devamını ister mesajlar veriyor.

Kısa süre önce FETÖ ile ilgili süreçleri yakından takip eden emekli askeri hakim Ahmet Zeki Üçok verdiği bir demeçte Emniyet’e 30 Haziran’a kadar ellerindeki ihraç dosyalarının tamamlanması talimatının gittiğini ileri sürmüştü.

Bu duruma muhalefet milletvekillerinden gelen şu yorum, siyasi bakışın hangi düzlemde ilerlediğini görmek açısından önemliydi:

“Hükümet gelecek yıl Haziran ayında iktidarı kaybederse OHAL uygulamasından iktidara yeni gelenin yararlanıp bürokraside düzenleme yapmasının önüne geçmek istiyor…”

Böyle bir beklenti iddiası karşısında söylenecek ne var bilemiyorum.

Öyle olsa, iktidar partisi TMSF ile ilgili uygulamayı da 2024’e kadar uzatmaz, onu da bir yılda bitirirdi.

Her ne olursa olsun, bugün demokratikleşmenin yeni bir evresine geçiliyor…

Altı yıldır devam eden olağanüstü iki uygulamaya son veriliyor, normalleşmenin önü açılıyor.

Ne yapılsaydı yani, demokratik olmayan bu süreci biraz da muhalefet sürdürsün mü denilseydi?

Başta da belirttiğim gibi Türkiye ağır bir sürecin yarasından daha kurtuluyor…

Bir daha yaşanmaması dileğiyle…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar