Sayısı az, parası çok…
YAKIN zamana kadar herkes hayalindeki beklentiyi dile getirdi…
Sonunda takke düştü kel göründü.
Kremlin’in daha fazla uçuş hakkı vereceği, bunun daha çok turist gelmesine aracılık edeceğine ilişkin tüm beklentiler de umut edildiği gibi olmadı.
Her ne kadar Türkiye’ye THY üzerinden daha fazla uçuş hakkı tanınmış olsa da gelinen noktada savaş öncesi beklentilerin hiçbirinin gerçekleşmeyeceği kesinleşti.
Hatta o düzeydeki savaş sonrası yapılan 3,5-4 milyon turist beklentisinin dahi gerçekleşmesi imkanını görmüyor...
Üçüncü tekil şahıs kullanmamın nedeni, konuyu en iyi bilen, Rusya sahasında yıllarını turist taşımak için tur operatörlüğü ile geçirmiş kişiler olması.
Çünkü onlar bugünden bakıp geleceğe ilişkin net bir tahminde bulunabiliyor, bazı kerteriz noktaları var ki onların da yakın gelecekte oluşmasını olanaksız görüyor.
Yani Rusya’nın bir anda Ukrayna’dan çıkıp savaştığını bitirdiğini açıklaması, güzergahın yeniden açılması gibi; bu da bugün için olanaksız şeyler…
Bu noktaya işaret ettikten sonra, “İşte bundan dolayı 2,5 milyondan fazla Rus turisti kimse umut etmesin” deyip noktayı koydu.
Yani sanıldığı gibi günde 300 uçuş ile 3,5 milyon hedefine ulaşmak imkansız…
Ayrıca, Moskova da bu yıl iç turizme oynuyor, akaryakıt fiyatlarının artışıyla birlikte uçak ücretlerinin katlarla ifade edilen yükselişi de Kremlin’in planlarını destekliyor.
HER RUSÇA KONUŞAN
Beni şaşırtan ise arkadaşımın evladının düğünü nedeniyle geldiğim Antalya’da kaldığım otelde etrafımda çok sayıda Rusça konuşana rastlamam oldu.
Madem bu yıl Rus turist çok değilse bu denli çok Rusça konuşan kimler?
Yanıt dikkat çekici oldu:
“Türki cumhuriyetlerden gelenler, oradaki Rus kökenliler. Geçmişte Rusların arasında onları da Rusya’dan gelmiş gibi görüyorduk. Şimdi görünür oldular…”
AVRUPA’YA DÖNÜŞ…
Rus turistin yerini eski müşteriler almış, çevrede çok sayıda Alman ve İngiliz turist var.
Beklentileri de bu yıl açığın büyük oranda Balkanlar, Polonya- Macaristan başta olmak üzere orta Avrupa ile Almanya ve İngiltere’den karşılanacak olması.
Geçmişte ihmal edilen Avrupalı turist tekrar boy göstermiş.
Bundan turizmciler de memnun çünkü harcaması olan, geldiği otelde kalmakla yetinmeyip çevreyi de dolaşan, kültürel etkinliğe katılmak isteyen bir turist grubundan söz ediyoruz.
Ayrıca harcama konusunda da Rus turist gibi eli tutuk değil, tam tersine alışverişe de açık bir grup…
Ancak bu, Rus turistin yerini tutacak sayıda değil.
Yunanistan’da otellerin eski olmasının yanı sıra, Mısır’dakine benzer şekilde hizmet sektörünün de iyi olmaması Türkiye’yi doğasıyla ve tesisleriyle daha öne çıkarıyor.
Pandemi sürecinin ardından Rusya’nın Ukrayna saldırısı ile kış aylarında ortaya çıkan endişe de kırılmış.
Suriye meselesinin tatil bölgelerine etkisinin olmadığına ilişkin kanı da kabul gören bir gerçek haline gelmiş…
EN DÜŞÜK VE EN YÜKSEK…
Avrupalı turist ayrıca fiyata da bakıyor.
Şu an her şey dahil 5 yıldızlı bir otelin fiyatı kişi başı 70-80 Euro civarında.
Dolayısıyla Avrupalı turist bu fiyatı uygun buluyor.
Aktarıldığına göre Antalya dışına çıkıldığında havaalanından uzaklaşma mesafesine göre Alanya’ya doğru bu fiyat 40-50 Euro civarına da kadar da iniyor.
Bütün bunlardan yola çıkılarak şu söylenebilir ki, Avrupalı kalitesi daha yüksek bir turistin dönüşünün memnuniyeti var.
YERLİ NE YAPSIN?
Yabancının durumu böyle ilken, yerli turistin bu yıl tatil yapma şansı ne?
Hemen belirteyim çok umutvar değil…
Çünkü bir kişi eğer iyi bir tatil yapmak istiyorsa günlük en minimum üç veya dört yıldızlı otelde 2 bin lirayı gözden çıkarması gerekiyor.
Bunda yol giderleri de yok.
İki kişinin 5 yıldızlı her şey dahil bir oteldeki bir hafta kalmasının maliyeti ise oteline göre 20 ile 70 bin lira arasında değişiyor.
Belki bundan olsa gerek sahil kentlerinde ciddi bir ev kiralama tatiline yönelim başlamış.
Bu da bölgede çalışanları zor durumda bırakmış.
Otellerde çalışanların en büyük derdi artan kira fiyatlarına bir de yerli turistin evleri kapatmış olması eklenmiş.
Karmaşık bir durum vesselam…