Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SP lideri Temel Karamollaoğlu’nun yeni turu ile tekrar gündeme geldi.

        Aranan, Millet İttifakı içinde alt ittifak; yani ittifak içi ittifak oluşturmak.

        Özetle, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday çıkarıp, milletvekili seçiminde ise Millet İttifakı içinde üçlü ittifak oluşturmayı hedefleyen formülden söz ediyorum.

        İttifak içindeki ittifakın üç unsuru olarak adı geçen de Saadet, DEVA ve Gelecek partileri.

        Karamollaoğlu, bu kapsamda önceki gün ilk olarak DEVA Genel Başkanı Ali Babacan’ı ziyaret etti.

        Birlikte olmaları halinde %3 oranını aşıp Hazine yardımını almayı kolaylaştırmanın ötesinde, 1991 seçimlerinde RP ile MÇP ve IDP ittifakında da görüldüğü gibi çok daha yüksek oya ulaşılabileceğine atıf yapmış.

        Ancak DEVA lideri Babacan geçmişte de olduğu gibi bu modele sıcak bakmamış, “Parti kurullarımızın aldığı karar gereği biz seçime bir başka partinin logosu altında girmeyeceğiz, kendi kimliğimizle seçime katılacağız” yaklaşımını yinelemiş.

        Burada dikkat çeken, bir ittifak içinde olmayacağız anlamına gelmiyor.

        DEVA Genel Başkan Yardımcısı Sadullah Ergin’in de dün telefon sohbetimizde altını bir kez daha çizdiği gibi, “muhtemel ittifaklara kapı kapatmış da değil…”

        Burada şartları bir başka parti listesinden girmemek, kendi logosuyla hareket etmek…

        Israrla bir kez daha sordum, “Sizin logonuz altında bir ittifaka açık mısınız?” diye…

        Ergin, bu seçimde üç modelin söz konusu olabileceğini anımsatıp devam etti:

        “Sadece birini dışarda bıraktık; o da bir başka partinin logosu altında girmek… Diğerleri iki seçenek, kendi başımıza ve bir ittifak içinde olma alternatiflerine açığız…”

        DEVA logosu altında üçlü ittifaka SP ve Gelecek evet diyebilir mi?

        Mesele de burada başlıyor.

        Çünkü ne Gelecek ne de Saadet partileri böyle bir alternatifi uygun görüyor, bunun şartlarının yeniden ele alınması gerektiğinin altını çiziyor.

        Bazı yerlerde DEVA, bazılarında da Gelecek ve SP listesiyle seçime girmenin söz konusu olup olmayacağına yönelik öneriyi ise Babacan arkadaşlarına bir kez daha sunacak; ancak bu aşamada kendi logosu ile seçime girme kararlılığı sürüyor.

        Hemen belirteyim, ittifak içi ittifaka, özetle üçlü ittifaka Gelecek Partisi de olumlu bakıyor.

        Hatta iki partinin tek çatı altında bütünleşmesi gerektiği konusunda gelen bazı önerilere de geçmişte Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu olumlu bakarken, Babacan reddetmişti…

        LİBERAL DİRENİŞ

        Konuşmalarımdan yola çıkarak kişisel kanaatimi söylemem gerekirse, aslında DEVA içindeki muhafazakarlar da üçlü ittifak konusunda rijit bir karşı duruş sergilemiyor; “sert hayır” duruş DEVA içindeki laik-liberal kesimden yükseliyor.

        SP ve Gelecek ile birlikte “dindar muhafazakar blok” görüntüsü vermekten kaçırıyor; üçlü ittifakın kendileri açısından girdikleri ilk seçimde seçmen nezdinde böyle bir algı yaratacağından kaçınıyor.

        O nedenle böyle bir ittifakta olmayı arzu etmiyor; ancak diğer ittifak seçeneklerine de kapıyı kapatmıyor.

        CHP, İYİ PARTİ VE DP DESTEĞİ

        Aslında bu blokta daha önce DP’nin de yer alması arzulanıyordu.

        DP lideri Gültekin Uysal’ın meşhur tweeti sonrası bundan vazgeçildi.

        Aslında DP de ittifak alternatiflerine olumlu bakıyor.

        Nitekim dün sohbetimizde DP Genel Başkan Yardımcısı Cemal Enginyurt olumlu yaklaşımını dile getirirken, “Bu ittifaktan kim koparsa millet de ona gereken cevabını ağır verir” dedi.

        CHP ve İYİ Parti’de de durum farklı değil.

        Her iki parti de üçlü ittifakın gerçekleşmesi gerektiği konusunda ısrarlı.

        Bunun iller bazında yeni bir alternatife oturtulmasının da söz konusu olabileceğine vurgu yapılıyor; ancak Milletvekili Seçim Kanunu, seçime katılacak partilerin 41 yerde aday göstermesini zorunlu kılıyor.

        Bundan dolayı üç partiden ancak ikisi için alternatifli liste olası hale gelebiliyor.

        Bir diğer model de büyük şehirlerde ortak liste, diğerlerinde kendi başına girme olarak tanımlanıyor.

        Ancak hangisinin daha fazla milletvekili çıkarabileceğine ilişkin tam bir veri olmadığı için bugünden bu kararlarda acele edilmesine sıcak da yaklaşılmıyor.

        Çünkü seçimin erken olması halinde bütün arayışların boşa çıkacağı görülüyor.

        Bu nedenle eğer zamanında bir seçim olacaksa bu sonbaharda, yani seçimden en az 9 ay önce görüleceği için bugünden tartışma yerine ortak hedeflerin belirlenmesi üzerinde durmanın daha yararlı olacağına işaret ediliyor.

        DODURGALILARIN MÜCADELESİ

        İşin ilginç tarafı ise üçlü ittifak arayışında olan üç partinin 3 Temmuz tarihinde yapılacak bir belde seçiminde kıyasıya mücadele içine girmeleri.

        Sözünü ettiğim yer Çankırı’nın Orta İlçesine bağlı Dodurga beldesi.

        Beldenin tüzel kişiliği nüfusu 2 binin altına indiği gerekçesiyle 2014 seçimi öncesinde iptal edilip köye dönüştürüldü.

        Dordurga halkı da buna tepki gösterip yargı sürecini başlattı.

        Mahkeme süreçleri Danıştay’a kadar taşındı ve sonunda Dodurgalılar hukuk mücadelesini kazandı.

        İTTİFAK MÜCADELESİ

        Ancak 2019 yerel seçiminde İçişleri Bakanlığı sisteminde hala “köy” statüsünde görüldüğü için yerel genel seçime yine giremedi.

        Bunun üzerine YSK’ya itirazda bulunuldu.

        YSK, Danıştay kararını da göz önüne alarak Çankırı Valiliğinden Dodurga Belediyesi’ne bir kaymakamı geçici belediye başkanı olarak görevlendirmesini istedi.

        Bununla birlikte seçim sürecini de başlattı.

        Karar doğrultusunda 3 Temmuz Pazar günü belediye başkanı ile birlikte 3 mahalle muhtarı ve 9 belediye meclis üyesinin seçimi yapılacak.

        Son seçimde Dodurga’da AK Parti önde çıkmış, onu İYİ Parti takip etmişti.

        Ancak bu seçimde SP ve DEVA da seçime asılıyor.

        Nitekim geçmişte Çankırı milletvekilliği de yapmış olan DEVA Genel Başkan Yardımcısı İdris Şahin dün Dodurga’da seçim çalışmasındaydı.

        Aynı anda 2021 sayımına göre 1871 nüfusu bulunan beldede Saadet Partisi de propaganda çalışması yapıyordu.

        Her ikisi de ötekine çekilmesini önermiş; ancak bir sonuca varılamamış.

        Görünen o ki geçen seçim AK Parti’nin hemen ardından en yüksek oyu alan İYİ Parti de seçime asılıyor.

        3 Temmuz Millet İttifakı bileşenleri açısından da ilginç bir deneyim olacağa benziyor.

        Cumhur İttifakı da geçen seçim burayı AK Parti’ye bırakmıştı, bu kez her iki parti de kendi kimliği ile girmeye hazırlanıyor.

        İlginç bir seçim sürecine tanıklık ediliyor.

        EN BÜYÜK KAMUOYU YOKLAMASI

        Bunun öncesinde ise 5 Haziran Pazar günü boşalan muhtarlık seçimleri söz konusu olacak.

        Türkiye’nin yüzlerce mahallesinde muhtar ara seçimi gerçekleştirilecek; büyük bir kamuoyu yoklamasına dönüşecek…

        Özetle sandık mevsimine çoktan girdik…

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar