Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SON bir haftadır İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Karadeniz gezisi tartışmasına 6’lı masa nasıl bakıyor?

        Muhalefetteki 6 partinin yöneticilerine dün bu soruyu yönelttim…

        Baştan belirteyim, CHP’deki bakış neyse, diğer 5 partinin yaklaşımı da farklı değil…

        Öncelikle Karadeniz gezisinin amacının ne olduğu üzerinde yoğunlaştılar…

        Altını çizdikleri ikinci konu ise Cumhurbaşkanlığı seçimi ile belediye başkanlığı seçiminin birbiriyle aynı olmadığıydı.

        Bütününden aldığım şu ki, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığı sürecinde yaşanan kamuoyu oluşturma sürecinin bu sistemde çalışmayacağına yönelikti.

        Masanın da konusu olmayacağını hepsi de üzerine basarak söyledi…

        MASADA BELİRLENECEK ZORLA SAHADA DEĞİL…

        Bir ortak cümle daha vardı:

        “Cumhurbaşkanı adayı 6 partinin ortak kararı ile belirlenecek; tek parti tabanı da seçmeyecek. Masada belirlenecek, zorlama ile sahada değil. O masadan birinin itirazı sorun yaratır…”

        Partilerin genel yaklaşımı böyle…

        Bunun yanı sıra seçmen psikolojisini bilmeden çıkılan yolda sorun yaşanacağına vurgu yapan da vardı.

        Toplumun bir bölümünde “arena psikolojisinin” hakim olduğuna, bunun da gittikçe sorunlu bir hal aldığına vurgu yapan da mevcuttu.

        “RİCAT İLE DOSTLARA GİTMELİ…”

        Dikkatimi çeken yaklaşım ise CHP’den geldi…

        Partinin etkin ve yetkin isimlerinden biri, şivesini Karadenizli gibi yaparak, “Ha bu bize ders olsun…” diye söze girdi.

        Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi bunların yaşanıyor olmasının önemine vurgu yaptı.

        Partiden kopuk bir strateji geliştirmenin sonucu olarak gördü.

        CHP’de İmamoğlu’ndan beklenen, bu konuda geri adım atması ve ardından bir zayiat raporu çıkarıp durum değerlendirmesi.

        Bu aşamada Fenerbahçe Başkanı Ali Koç başta olmak üzere, sivil toplum ve kanaat önderleri ile İstanbul’a hizmet kapsamında tekrar bir araya gelip, kırılan gönülleri yeniden onarması…

        Ancak bunun olabilirliği konusunda da hala CHP’de soru işaretleri olmasına karşın cümlesini şöyle tamamladı:

        “İmamoğlu’nun zayıflaması bizim için de sorundur. Yarın hepsi gidecek, halk ile biz baş başa kalacağız…”

        KILIÇDAROĞLU KARIŞMAZ

        Peki, CHP lideri bu duruma müdahale eder mi?

        Veya kendisini arayıp bazı önerilerini dile getirir mi?

        Her iki soruya verilen yanıt da aynı oldu, “Karışmaz bu aşamada…”

        Özetle CHP’deki bakış, İmamoğlu’nun ricat yaptıktan sonra, kâr zarar tablosunu çıkarıp, kırdıkları ile barışması.

        Bu kapsamda geziye katılanlarla ilgili yorumlara da sıcak bakmıyorlar.

        Referans verdikleri de 6’lı masada yer alan isimler.

        “Bir yandan helalleşelim deyip, diğer taraftan da o niye geldi, bu niye gitti; onunla niye oldun diye bakarsak, 6’lı masayı dağıtmamız lazım… Oysa toplumsal barışta önemli bir adım atıldı…”

        MERKEZ SAĞ BAKIŞ

        Dikkatimi çeken ise Saadet Partisi’nde de benzer yaklaşımın olmasıydı...

        Başka partilerden isimlerin de İmamoğlu ile benzer davranış sergilemesi halinde 6’lı masanın işinin ne denli zorlaşacağına işaret de etti.

        İYİ Parti’deki bakış ise İmamoğlu’nun aceleci davrandığı ve sonuçta hiç istemeyeceği bir durumla karşı karşıya kalmış olması.

        DEVA Partisi’ndeki yaklaşım da aslında diğerleri ile aynı; bir farkla:

        “Çözüm yerine, hatalar seti ile yola çıkınca böyle oluyor. Ötekini derinleştiren bir adım atıldı. Yaptığı yanlış değildi ama üslubunda sorun vardı. Buna karşın eleştirilerde de haksızlık yüksek. Herkesin kendi mahallesine gitmesi, iktidardan indirmek istediğine yarıyor.”

        DAHA ÇOK VAR…

        Bütün bunlara karşın her şey bitti mi?

        Eğer zamanında yapılacaksa sandığa 13 ay var..

        Dolayısıyla 13 ay sonrasında kimin ne olacağı, hangi kararların alınacağı ve toplumsal duyarlılığın bugünden nasıl farklılaşacağını kestirmek kolay değil.

        Zamanından önce yapılacaksa da 6 aydan daha fazla süre var ki, bu da az bir zaman değil.

        Ayrıca masanın şeklinin ittifak içinde ittifak mı, yoksa herkesin kendi başına girmesi mi veya iller bazında ittifak şekliyle mi olacağı henüz belli olmamışken…

        O nedenle bugün yaşananları sanki sandığa yarın gidilecek gibi yorumlamak da gerçekçi sonuç üretmez.

        Kastamonulunun dediği gibi, “du bakali…”

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar