İttifakların 41 sorunu…
SİYASİ Partiler ve Seçim kanunlarında değişiklik yapan düzenleme dün yürürlüğe girerken, ittifakların önüne 41 sorunu da bıraktı.
Sanılmasın ki bu düzenleme tek başına muhalefetin oluşturduğu Millet İttifakı açısından sorun üretecek.
İstisnasız bugün için var olan veya gelecekte kurulması olası bütün ittifaklar açısından bazı ince siyasi mühendisliklerin yapılmasını mecbur hale getirecek.
O nedenle geçmiş sandık oylarına bakarak bugünü okumaya veya onun üzerinden kayıp, kazanç hesabı yapmaya kalkan yanılır.
Çünkü yapılan değişiklikler seçim kanunlarının bütününde bir düzenleme getirmedi; geçmişte ittifaklar öngörülüp ona göre ruhu oluşturulmuş bazı maddeleri olduğu gibi bıraktı.
DÜNÜN GÜNEŞİ İLE BUGÜNÜN ÇAMAŞIRI
Bundan dolayı, merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in dediği gibi, “dünün güneşi ile bugünün çamaşırını kurutmaya kalkan yanılır...”
Seçim yasaları ile ilgili ilk teklif TBMM’ye sunulduğu gün burada yayınladığım simülasyona benzer bir tabloyu, 2018 seçimlerine dayanarak dün AK Parti de yayınladı.
Başta da belirttiğim gibi bu tabloyu baz almak doğru değil…
Çünkü geçen seçim iki partinin birlikte seçime girmesine ve birbiri ile rekabet etmemesine dayalı bir sandık sisteminde gerçekleşti.
Cumhur İttifakı içinden gelen açıklamalara dayanarak, eğer birbirlerinin listesinden seçime girmeleri söz konusu olmayacaksa ayrı girmeleri nedeniyle oy bölünmesi kaçınılmaz hale gelecek.
DAHA AZ TEMSİL
Şu örnek de durumu özetlemeye yeterli.
Diyelim ki üç milletvekili çıkaran bir seçim bölgesi var.
A Partisi 100, B partisi 25, C partisi 40, D partisi de 41 oy almış olsun...
Var sayalım A ve B de geçen seçim ittifak yapmış olsun…
Geçen seçimde A+B toplamı 125 olduğu için üç milletvekilini de kazanmış olacaktı.
D’Hondt sistemine göre A+B toplamı 125 oy önce bire, sonra ikiye sonra da üçe bölünecekti.
Her üç halde de kendisinden sonra gelen C partisinin üzerinde oya sahip olacağı için üç vekilliği hanesine alıp, ardından kendi içinde pay ediyordu.
İttifak içi paylaşım sonucunda A partisine iki B partisine de bir vekillik düşüyordu.
Oysa yeni durumda A partisi iki vekillik alırken, D partisine de bir vekillik düşecek.
Bu da ittifaktan yeni yapılan yasa nedeniyle ayrılması gereken partiler açısından yeni bir sorun yaratacak; daha çok partinin TBMM’de temsilinin önüne geçecek.
Oysa mevcut parlamentoda temsil ittifaklar sayesinde %98 oranına ulaşmış ve sandığa katılım en yüksek seviyede gerçekleşmişti.
DP VE BBP’NİN MECBURİYETİ
Yeni sistemin en önemli bir diğer noktası, geçen seçime bir başka partinin listesinden seçime girmiş partiler…
Milletvekili Seçim Kanunu’nun 14’üncü maddesi partilerin illerin en az yarısında, yani 41 yerde seçime katılmasını zorunlu kılıyor.
Madde, iller toplamından yarısından bir fazlasında listesini eksik vermiş ise YSK’nın o partiyi uyarıp, tamamlaması için talepte bulunması gerekiyor.
Tamamlamaz ise seçime katılma yeterliliğini iptal ediyor; seçime katılmamış kabul ediyor.
Bu da Kanuna göre seçime katılmayan partiler bir sonraki seçimde sandık kurullarında yer alamıyor, en az %3 oy alması halinde kazanacağı Hazine yardımını kaybediyor.
Bu da geçen seçim İYİ Parti listesinden giren Demokrat Parti ile AK Parti listesinden giren Büyük Birlik Partisi'ni bu seçim kendi kimliği ile katılmaya itiyor…
Bazı parti yöneticileri iki kez üst üste seçime katılmaması halinde sonraki seçime katılmasının olası olmadığı gibi bir kanıda bulunsa da AK Parti Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz’un dünkü sohbetimizde altını çizdiği gibi bu sadece kongreleri için geçerli. Yani iki kez seçime katılamayan parti değil, iki kez kongresini yapmayan partiler seçime katılamayacak.
Ara formül olarak SP’nin geçen seçim yaptığı gibi en az 41 ilde parti kimliği ile seçime girip, geri kalan yerlerde başka partinin listesinden katılmaları da olası...
Veya “tavşan aday kullanımı” diye de isimlendirilen, asıl milletvekili adaylarının başka parti listesinden, hiç tanınmayan veya oy alması mümkün olmayan adayların da parti listesinden gösterilerek Kanun’un etrafından dolanma yönüne de gidilebiliyor.
ÜÇÜNCÜ İTTİFAKIN ORANI
Yeni kurulan partiler açısından ise ilk kez sandığa gideceklerinden dolayı böyle bir zorunluluk yok.
Üçüncü ittifakı dile getirenler de seçime yeni katılacak partilerin var olan gücünü sınaması, seçime katılma hakkını bir kez de olsa kaybetmemesi, hem de ittifak içinde güçlü hale gelerek milletvekili kazanması formülü üzerinde duruyor.
Bunun için son dönem gerçekleştirilen 12 anket sonucunun ortalamaları üzerinden yapılan simülasyonlar dikkat çekiyor; DP- Deva -Gelecek ve Saadet dörtlüsü üçüncü ittifak içinde olması halinde %7’yi geçiyor ve 14 milletvekilinden fazlasını çıkarıyor.
Bunlara daha sonra tablolar ile değinmek üzere burada bırakıyorum…
SANDALYEDE 301 SORUNU
Bir başka sorun ise partilerin seçimden sonraki durumu…
Soru şu:
İttifaklar TBMM’de yasaları değiştirebilmek için 301 veya Anayasa’yı referandumlu değiştirmek için 360 vekile sahip olamaz ise ne olur?
Bu yeni bir sorunu yasama organının ve sistemin önüne koyacak…
TBMM’de yasa yapmanın zorluğu ortaya çıkacak ki bu da ister istemez ittifaklar harici Meclis koalisyonlarını zorlayacak…
Bir yasada yapılan değişikliklerin sandık sonrası nelere mal olabileceğini göstermesi açısından da önem arz ediyor.