Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

SALGININ yayıldığı ilk günlerdi.

Arayıp sohbet etmeye başladığımda kimsenin varlıklarından çok da bilgi sahibi olmamasından dolayı hayıflanma içindelerdi.

Yakın gelecekte önemlerinin anlaşılacağını söylediğimde ise memnun kaldılar.

O günden bu yana da neredeyse haftada bir kez sohbet ettik…

Sözünü ettiğim Veteriner Fakültelerinin bir alt dalı olan viroloji bölümü öğretim üyeleri; diğer adlarıyla virologlar…

Geçmişte kuş gribi, kene ısırmasıyla yaşanan Kırım Kongo, HIV gibi hastalıklarla mücadele süreçlerinde de epey konuştuk.

Pandemi süreci yaşanmasa Kırım Kongo için de aşı geliştirmeleri an meselesi olduğundan söz ettik.

Bu süreçte de önce virüsü insan vücudundan çıkarıp dışarıda izole etmeyi başardılar.

Bunu yapmanın kendileri açısından çok da önemli olmadığını, Ankara Üniversitesi ile Erciyes Üniversitesi Veteriner fakültelerinin bu konuda çok iyi olanaklara sahip olduğunun altını çizdiler.

Bu süreçte virüsün mutasyona uğrayıp uğramadığını da izlediler.

Yaptıkları araştırmalar tüm bilim insanları için önemli bir veri kaynağı oluşturdu.

Aşı için de bu süreçte kolları sıvadılar.

YAPILAN ÖLÜ AŞI

Nitekim bundan bir ay kadar önce de aşı için gereken ne varsa her bir adımı hayata geçirdiler.

İzole ettikleri virüsü hücre kültüründe geliştirip ilk inaktif aşıyı da geliştirdiler.

Bir süredir Dünya Sağlık Örgütü ve etik kurallardan izin almayı bekliyordu.

Sonunda izinler çıktı ve dün itibarıyla ilk aşıyı yaptılar.

Yukarıda da belirttiğim gibi bu bir inaktif denilen, “ölü aşı” adı da verilen aşılar.

YAZ BAŞINDA HERKESE YAPILIR

Böyle denilmesinin nedeni de fiziksel veya kimyasal yöntemlerle öldürülmüş mikroorganizmaları içermelerinden kaynaklanıyor.

Canlı aşı diye nitelenenlere göre bağışıklık süreleri kısa süren aşılar olarak biliniyor.

Ancak bunun hemen ardından canlı aşı diye de bilinen diğerinin geleceğinin de altı özenle çiziliyor.

Bunun biran önce üretilmesindeki amaç toplumun geniş kesimlerinin en azından gelecek yaz başlamadan aşılamak ve 2021 kışına girerken salgını frenleyebilmek.

44 KİŞİYE 5 HAFTA GÖZETİM

İlk dozu dün vurulan aşıdan, klinik uygulama merkezi tarafından sağlık durumları göz önüne alınarak seçilen, Covid-19 geçirmemiş sağlıklı 44 kişiye yapılacak.

Her bir aşı olan kişi önce 3 gün karantinada kalacak, 5 hafta süresinde her gün kan alınarak aşının vücutta oluşturduğu seyir incelenecek.

Eğer Faz-1 diye tanımlanan süreçte 44 kişinin üzerinde etkili olursa, ardından Faz-2 aşaması denilen 300-1000 arasındaki kişiye yapılacak.

Faz-2 uygulamasının ardından da bin ve daha yukarı sayıdaki kişiye yapılacak Faz-3 aşaması gelecek.

5 BİN KİŞİ YETERLİ

Bunun nasıl bir yol izleyeceği konusunda henüz kesin yöntem tayin edilmiş değil.

Hükümetin belirlediği bir firma tarafından güvenli sağlık ortamında üretilecek aşının şu an Türkiye’de de Faz-3 çalışması yapıldığı gibi başka ülkelerin vatandaşlarında da denenmesi söz konusu olacak mı, kesin bir veri yok.

Ancak olması için çaba gösterildiğinin altı çizildi.

Olmasa da inaktif aşıların Faz-3 aşamasında 5 bin kişi üzerinde denenmesinin yeterli olacağı görülüyor.

Dolayısıyla Türkiye aşıda ilk adını dün atmış bulunuyor.

Dilerim çok sayıda firmanın, hatta bizzat fakültelerin üretim sürecine katılması sağlanır.

Hıfzıssıhha’nın yarattığı boşluğun doldurulması için devlet-üniversite-özel sektör ortaklığında yeni bir yapı oluşur.

Bu konuda Koç Üniversitesi ile İş Bankası’nın önemli bir adım attı, umarım diğerleri de gelir…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar