Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

CUMHUR İttifakı bileşenlerinin siyasetini bir süre daha İYİ Parti odağında sürdüreceği açık.

Önce MHP lideri Bahçeli’nin “eve dön” çağrısı, ardından AK Parti Genel Başkanı olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Sayın Bahçeli'nin Akşener'e daveti benim yadırgadığım bir davet değildir, en makul seviyede davettir. HDP ile, terör örgütleriyle el ele olmak milli ve yerli olduğunu düşündüğümüz İYİ Parti'ye hiç uygun düşmeyebilir” yönündeki sözleri geldi.

İYİ Parti Sözcüsü Ağıralioğlu’nun, arkadaşım Mehmet Akif Ersoy’un Habertürk’teki sorusu üzerine, “Ait olduğumuz değerler dünyası itibarıyla AK Parti ve MHP’nin değerler dünyasına aitiz” ve ardından gelen, “Ne AK Parti’nin düşmanıyız ne de Tayyip Bey'in hasmıyız” cümleleri kafaları karıştırdı.

İYİ Parti lideri Meral Akşener’in dün Kırşehir, Kırıkkale gezisi sırasındaki açıklamasına kadar da bu karmaşa devam etti.

Sanki Cumhur İttifakına da göz kırpılıyor gibi okundu.

“DEĞERLER DÜNYAMIZ FARKLI”

Anlaşılan bu ikiliğe meydan veren okuma İYİ Parti yönetiminde de sıkıntıya yol açmış.

İYİ Parti’nin cumartesi akşamı yapılan GİK ve milletvekilleri ile gerçekleştirdiği ortak internet ortamı toplantısında bazı üyeler konuyu gündeme getirip, Ağıralioğlu’nun sözlerini eleştirmiş.

Milletvekili Ahat Andican, “Bizim değerler dünyamız Cumhuriyet ilkelerini ve insanı önceleyendir; sizin ileri sürdüğünüzle alakası yok” yaklaşımı göstermiş.

Andican dünkü sohbetimizde bu sözlerini doğruladı ve şunları söyledi:

“MHP devleti önceler, bireyi ardına koyar, AK Parti’nin değerler dünyası ile de hiçbir benzerliğimiz yok. Biz insanı önceleriz, Cumhuriyetin değerlerine inanırız. Onların değer dünyasıyla özdeş değiliz”

“YENİ MC PEŞİNDE DEĞİLİZ”

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı da sorum üzerine cumartesi günü internet ortamında toplandıklarını doğruladı, polemik yerine, partinin genel ilkelerini sıraladı:

“Bizim değerlerimiz Türk insanının ortak değerleridir. Yeni Milliyetçi Cepheler kurup ayrıştırma yapmaktan değil, bütünleştirmeden yanayız. Gelir adaletini sağlayarak, acıyı da mutluluğu da birlikte paylaşarak, bütünleştirerek ülkeyi en iyi noktaya ulaştırma hedefindeyiz…”

Andican ve Paçacı bunun ötesinde bir paylaşımda bulunmadı.

Ancak partinin milletvekilleri ile sohbetimde anladım ki konu gündeme gelince ortam bazen ısınmış.

Bir ara Akşener’e, “Daha net bir açıklama yapmamız gerekir, hatta bir bildiri ile akılda soru bırakmayacak netlikte açıklama yapmalıyız” talebi iletilmiş.

NİYE AÇIKLAMA YAPAYIM?

Akşener’in buna yanıtı net olmuş:

“Böyle bir açıklamayı niye yapayım? Bugüne kadar bir kadın olarak onlara karşı verdiğim mücadeleyi bütün Türkiye ezbere biliyor. Niye çıkıp bir açıklama daha yapacağım? Benden şüpheniz mi var?”

Akşener’in bu sözü ortamı yumuşatmış, Ağıralioğlu da cümlesini daha iyi bir kontekste kurabileceğini belirterek, “Yanlış algılanmama neden oldu, sözüm kastı aştı” yaklaşımı göstermiş.

Yurt gezilerinin olacağını, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile de Perşembe günü İzmit Belediye Başkanı’nın davetinde bir araya geleceğini, oralarda da gerekli açıklamalarda bulunacağını belirtmiş.

PARLAMENTER SİSTEM İÇİN Mİ?

Nitekim bu kapsamdaki ilk açıklamasını Akşener dün yaptı ve “Başkanlık sisteminden vazgeçip, parlamenter demokratik sisteme geçiş için kendilerinden bir destek bekleniyorsa bunu sağlayabileceklerini” söyledi.

AK Parti ve MHP’nin Türkiye’nin içi ile ilgili oluşan sorunlara karşı sayısal çoğunluğunun bulunduğunu, dış politikada da her zaman herkesin destek verdiğini anımsattı, “Bize ihtiyaçları yok” dedi.

Son cümlesi de Millet İttifakında kalma kararlılığını gösteriyordu:

“İYİ Parti olarak milletimizin çıkarlarına, menfaatlerine, değerlerine aykırı davranılmadığı süre içerisinde yola çıktığımız hiçbir insanı yolda bırakmadık…”

Şurası açık ki bu yanıtı Cumhur İttifakı bileşenleri de bekliyordu.

İKİ AYAKLI STRATEJİ

Kurulan strateji de İYİ Parti’nin yönetiminden çok tabanına yönelik.

Burada da iki hedef var…

Kılıçdaroğlu karşısındaki Akşener’in elini Millet İttifakı içinde güçlendirip, Gelecek ve DEVA partileri karşısında pazarlık gücünü arttırmasını sağlamak.

Bu noktada oluşacak çatlakları genişletmek…

İkinci olarak da İYİ Parti tabanına, “Biz yerli ve milli yapıda olan Cumhur İttifakının iktidarını paylaşmayı teklif ettik, ama onlar HDP ile birlikte hareket eden CHP ile olmayı tercih etti” mesajını vermek.

Getiremediği parti yöneticileri yerine, tabanını yanına çekmek, en azından ittifak çatlatmak…

ÇAĞRI GEREKLİ MİYDİ?

AK Parti kadrolarında siyaset yapan isim ile dün sohbet ederken yapılan çağrıya değinip şu ilginç tespitte bulundu:

“Anket şirketlerinin AK Parti ve MHP oylarının düştüğünü söylediği dönemde niye bu çağrıyı yapıyoruz? “Zor durumdayız, gel bizi kurtar’ algısını yaratıyoruz. Kendi elimizle İYİ Parti’yi büyüttük, milliyetçi oyları oraya gidebilir, zararı yok noktasına getirdik. Bu çağrı ne denli gerekliydi?

Siyaset bazen iki taraflı yoldur; bazen götürdüğünden fazlasını getirir, bazen de gelmesini beklediğinden fazlasını götürür…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar