Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

İlaç ve maske konusundaki sözlerinde yanılmadı.

Literatür kadar, Covid-19 ile ilgili çıkan uluslararası yayın kuruluşlarında yer almış haberleri de sıkı takip ediyor.

Daha önce tedavi sürecimde de yer aldığı için Prof. Dr. Taner Demirer ile dostluğumuz eskiye dayanır.

Her zamanki sohbetlerden birini daha yaparken, son dönem açıklanan vaka sayılarında yer alan verilere dikkat çekerek söze girdi.

TANZANYA VE GÜNEY KORE ÖRNEKLERİ…

Bir anda başlatılan normalleşmenin getirdiği “korkutan rahatlık” durumuna dikkat çekip devam etti:

"Virüsten enfekte olanların sayısı dikkat ediyorum uzun süredir 900 civarında dolaşıyor. Bu da gösteriyor ki süper bulaştırıcı, süper yayıcılar aramızda geziyor. Gana'nın Tema şehrinde balıkhanede çalışan ve hastalık belirtisi olmayan bir işçi 533 kişiye Covid-19'u bulaştırmış. Gana'da görülen 5 bin 408 Covid vakasının tam %10'undan da bu “superspreader”, yani süper yayıcı ya da süper bulaştırıcı sorumlu. Yine Güney Kore'de bir süper yayıcı; ki kendisinde hiçbir hastalık belirtisi yok; tam 180 kişiye bulaştırmış.Bu süper bulaştırıcıların bizde de olma ihtimali yüksek..."

Süper bulaştırıcılarda enfeksiyon semptomlarının çok az olduğunu da belirterek, “Kendileri hafif geçiriyor ama etrafa da hızla yayıyorlar” dedi.

VAKAYI YAYANLARIN %45’İNİ OLUŞTURUYOR

Prof. Dr. Demirer, ilginç bir veriyi de şöyle paylaştı:

“Yapılan bütün araştırmalar gösteriyor ki vakaların ağırlıklı bölümünü, %45’ini vakayı göstermeyen, belirtisi olmayanlar yayıyor…”

Bunun için rastgele test sayısının arttırılmasını öteden beri savunan Prof. Dr. Demirer, Japonya ve Güney Kore’de bir anda yaşanan rahatlığın ikinci dalgayı beraberinde ürettiğini anımsattı.

“Benzer durumun bizde de olması kaçınılmaz” deyip ekledi:

“Millet her şey bitti sanıyor, yanlış, yanılma var, kimse dikkat etmiyor, umursamıyor, başına geldiğinde nasıl bir şey olduğunu anlıyor…”

YAŞADIĞINI BAŞKASINDA GÖRÜNCE İNANIYOR

Hastalık sürecine tanıklık etmiş dostum bir büyükelçinin yaşadıklarını, telefon konuşmalarımızdan biliyorum, kimsenin başına vermesin…

Olayı yaşayan anlar…

Keşke hasta mahremiyeti kapsamından izin alınarak hastaların o süreçte yaşadıklarına ilişkin bazı görüntüleri sağlık kuruluşları topluma izletebilse…

Sanırım o zaman daha iyi anlaşılır…

Unutmayalım ki yıllardır süren kadına şiddeti de toplum Ayşe Paşalı ve Şefika Etik cinayetleriyle ancak anlayabildi…

Yaşadığını, başka bir yerde görünce inanıyor…

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar