Metal yorgunluğu

Yükünsürekli uygulanması sonucu metal malzemede meydana gelen bozulmanın adıdır.

Sürekli aksi yönde bükülen telin kopması da bu yorgunluktandır.

“Metal yorgunu” deyiminin insanlar için kullanılmasının nedeni de aynı işi sürekli yapmasından dolayı meslek körlüğünü ve bıkkınlığını tanımlamak içindir.

Peki, Genel Başkanı Erdoğan’ın dile getirdiği AK Parti teşkilatındaki metal yorgunluğunun nedeni ne?

Olağanüstü kongrede Erdoğan cümleyi dile getirdiğinden bu yana parti yöneticilerine aynı soruyu yöneltiyorum.

Teşkilat başkanları olmak üzere birçoğunun tespiti benzer; metal yorgunluğu il veya ilçe başkanlarının uzun süredir görev yapıyor olmasından kaynaklanmıyor.

Çünkü il ve ilçe teşkilat başkanlarının en uzun süreli olan 3 veya 5 kişi 3.5 yıl bu makamda kalmış; gerisi 2 yılı biraz aşkın süredir görevde.

Ayrıca onların yarısı da 2015 sonrası değişmiş...

Dolayısıyla birkaçı dışında 2 yıldan uzun görev yapan yok; bir de hepsinin kongre zamanı geldi...

Diğer partilerle karşılaştırıldığında tamamı “taze siyasetçi” denilebilecek il veya ilçe başkanlığı tecrübesine sahip...

Çoğunluğu da görevini gönüllü yürütüyor; asıl gelirini avukatlık, müteahhitlik yaptığı işinden kazanıyor.

SANDIK YORGUNU

Hepsi bu kadar kısa sürede görevde kalmış olmasına rağmen ciddi metal yorgunluğunun olduğunu kabul ediyor.

Nedenlerden biri bazılarının 5, çoğunun da 3 seçim, bir darbe girişimi, 3 kongre yaşamış olması nedeniyle sandık yorgunluğu.

Asıl neden ise uzun yıllar iktidarda kalan hâkim partilerde baş gösteren siyaset üretme yerine kadro yaratma sorunu.

Bunun getirdiği her şeye kadir olduğunu sanma; kitleleri başarıdan başarıya ve refaha ulaştırdığını sürekli kanıtlama ve bundan dolayı seçmenin kendisinden başkasına gönül veremeyeceğine inanma problemi...

Başarıda bükülme olduğu, seçmenin yaşam seviyesinde umulan refah sağlanamadığı takdirde karizmasının rutinleşip dinamiğini yitireceğini göremiyor.

O nedenle 7 Haziran’da olduğu gibi kırılmayla karşılaştığında bocalıyor; “Nasıl olsa Reis şapkadan tavşan çıkarır” diyerek bütün yükü Erdoğan’a bırakıyor.

AK Parti teşkilatı bu sorunu 1 Kasım’da da yaşadı; bütün yükü Erdoğan ve Binali Yıldırım omuzladı...

SİYASET ÜRETEMEME

Bu nedenle metal yorgunluğu tespiti yapılıyor, sorun kadro yenilemeyle aşılmak isteniyor...

Ancak önünde iki önemli seçim varken sahayı öğrenmiş, seçmene vâkıf olmuş kadroların uzaklaştırılacak olmasından da kaygılanılıyor.

Ayrıca toplumsal tabanının hızla değişen taleplerine uygun siyaset üretmekte zorlanan genel merkez kadroları yerinde tutulurken, onların uygulayıcılarının değişmesinin ne fayda getireceği sorgulanıyor.

Asıl değişimin hantallaşıp bireyselleşen belediyelerde olması gerektiğinin altı çiziliyor.

Bu konuda da formül üretmekte zorlanılıyor.

Çünkü belediye başkanı kendisi çekilmezse görevden alınması için bir gerekçe lazım...

Bakanlık eliyle alınması için üretilecek her gerekçe de partiyi etkiler veya muhalefete koz verir...

Bütün bunlardan dolayı AK Parti’de yapısal dönüşüm beklentisinin stresi yaşanıyor...