Telabyad'dan Menbiç'e...
YPG güçleri Türkiye sınırında Kobani’nin ardından IŞİD’in en önemli merkezlerinden biri olan Telabyad’ı aldığında her şey hazırdı.
Çünkü PYD, Telabyad’ı almadan hemen önce yönetim yapısında kimlerin olacağını çoktan belirlemişti.
Hatta yönetimde Arap ağırlığına yer verdiğini söylemekle birlikte, etnik olarak öyle olsa da hepsinin kendisine yakın isimler olduğu biliniyordu.
Dolayısıyla önceki gün itibarıyla IŞİD’den temizlenmiş Menbiç’te yaşanacakların Telabyad’dan farklı olmayacağı söylenebilir.
Ayrıca işin doğası gereği hiç çatışıp kan dökerek elde ettiğini başkasına kolay götürüp teslim etmez.
Menbiç’te de bu kuralın işlemesi muhtemel...
Hatta mesele burada da kalmayacak, bölgeden gelen haberlere bakılırsa ağırlığını YPG’nin oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri, Menbiç’in 50 km kadar uzağında bulunan El Bab’a doğru hareketlenmiş.
Eğer El Bab’ı da alırsa sınırın 25 km kadar altında Türkiye’nin bugüne kadar “Suriye’deki en kalın kırmızı çizgisi” olarak ilan ettiği, PYD’nin doğu-batı birleşmesinin tamamlanmasına az bir mesafe kalacak.
Buna Ruslarla birlikte Şam güçlerinin Halep’teki ilerleyişi ve önceki gün Türkiye’nin desteğiyle kurulmuş Atme Kampı’nın kontrol noktasında bavul içine yerleştirilmiş bombanın patlamasını da eklemek gerek.
Patlama sonrası 10 kişinin ölümü ve aralarında Türklerin de bulunduğu 30 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayın sakin bir bölgede gerçekleşmiş olması gelecekte olacakların işareti.
CHP’DEKİ KAYGI
Görünen o ki hükümet ve muhalefet de bu konuda aynı kaygıyı paylaşıyor.
Nitekim Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, dün İsrail’le yapılan anlaşmanın TBMM’deki onayı konusunda muhalefet partilerinden destek aramak için gerçekleştirdiği ziyarette de konu gündeme gelmiş.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, Çavuşoğlu’nun dünkü ziyareti 15 Temmuz sonrası ortaya çıkan havanın devamı açısından önemli.
Başta anamuhalefet olmak üzere muhalefet partilerini uluslararası anlaşmalar hakkında bilgilendirme sürecine dönülmesi de normalleşmeye katkı sağlar.
Ayrıca ziyarette Suriye konusu da açılmış, CHP’den yansıyan bilgiye göre bölgeyi iyi bilen Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz bazı kaygılarını sıralamış.
Türkiye’nin kırmızı çizgisinin 25-30 km kadar aşağıdan delindiğine dikkat çekmiş; Bakan Çavuşoğlu da ABD’nin bu konuda kendilerine verdiği sözü anımsatmış.
ANLAŞMAYLA AF
Görünen o ki anamuhalefetteki kaygıyı gidermeye yetmemiş.
Ziyaretin asıl konusuna gelince.
Muhalefet, İsrail’le imzalanan ve bir unsuru TBMM’ye gelecek anlaşmayı ilk kez görmüş.
Bunun maddelerinden birinin “Mavi Marmara baskınını yapan İsrail askerlerinin yargısal süreçlerden muaf olacağı” hükmünü taşımasına CHP’den itiraz gelmiş.
Kurbanların ailelerinin İsrail askerleri aleyhine Nevşehir ve Kayseri’de açtıkları davaların sonuçlandığını ve yargı sürecine anlaşmayla nasıl müdahale edileceği sorgulanmış.
Bakan ailelerden bazılarıyla konuşulup ikna edildiğini söylese de bunun anlaşma hükmü olması CHP’de eleştiri konusu olmuş.
CHP, madde metni konusundaki görüşünü daha sonra aktarmaya karar vermiş.
Bütününe bakıldığında iktidar da muhalefet de memnun.
Dilerim kesintisiz devam eder...