Yeni dönem
Avrupa’da demokrasinin en eski uygulayıcısı Fransa’nın ardından Türkiye de olağanüstü hal (OHAL) ile yeniden tanıştı.
Fransa IŞİD saldırıları dolayısıyla 3 aydır uyguladığı OHAL’i dün 6 ay daha uzatma kararı alırken, Türkiye türü farklı olsa da bir başka teröre karşı 3 ay süre ile başladı.
Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan OHAL kararının “demokrasi ve hukuka karşı olanların tehdidine karşı alındığını” duyurdu.
Demokrasi ve hukuktan uzaklaşılmayacağını defalarca yineledi.
OHAL’in gelmesiyle Silahlı Kuvvetler’in yönetime el koymasının söz konusu olmadığının, tam tersine valilerin emrinde olacaklarının da altını çizdi.
Cumhurbaşkanı’nın Anayasa’nın 120’inci maddesine göre “şiddet olaylarına karşı” ülke genelinde ilan ettiklerini açıkladığı OHAL Kanunu da zaten tüm yetkiyi valilere bırakıyor.
GEÇMİŞTEN FARKLI
Ayrıca AK Parti’nin iktidara geldiğinde ilk icraatlarından biri olarak kaldırdığı OHAL’in, 14 yıl sonraki uygulaması da bazı yenilikleri beraberinde taşıyor.
Şöyle ki...
Bundan önceki OHAL uygulamaları hep Güneydoğu ve Doğu Anadolu ile sınırlı tutulmuştu, ilk kez Türkiye’nin tamamında uygulayacak.
En son OHAL 4 aylık sürelerle uzatılıyordu; 30 Kasım 2002’de o zaman TBMM’de bulunan AK Parti ve CHP uzatılmasına onay vermeyince son bulmuştu; bu kez 3 aylık süre için istendi.
MGK’nın tavsiyesi ile alınan ve en kısa sürede TBMM’nin onayına sunulacak OHAL kararında Meclis süreyi kısaltabileceği gibi uzatma hakkına da sahip.
Eğer hükümetin önerdiği gibi 3 aylık süreyi onarsa, ekim sonunda son bulacak.
Hükümet, bu tarihte son buldurabileceği gibi, devamını uygun görürse Anayasa gereği süresi 4 ayı geçmemek üzere yeniden uzatma hakkına da sahip.
Ayrıca ilan edilen bu OHAL de şiddete karşı, ekonomik konuları kapsamıyor.
MUHALEFET TEPKİLİ
Bununla birlikte Meclis’te CHP ve HDP baştan OHAL’e karşı; MHP’nin kesin kararı ise bugün belli olacak.
Muhalefetin karşı çıkmasının nedeni OHAL ile Meclis’in devre dışı kalacak olması.
Çünkü OHAL Yasası hükümete kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi veriyor.
Böylece kanuna gerek duymadan, sadece TBMM’nin onayına sunarak, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı kararlar çıkarma hakkını hükümet elde ediyor.
BÖLGE VALİLERİ GELİYOR
Bu uygulamaların denetimi ve kontrolü de kanun gereği Olağanüstü Hal Koordinasyon Kurulu’nun yetkisine bırakılıyor.
Koordinasyon kurullarının iller bazında da oluşması gerekiyor. Bunun için de “bölge valilikleri”nin kurulmasını OHAL Kanunu’nun 14. maddesi şu hükmüyle zorunlu kılınıyor:
“Birden fazla bölge valisinin görev alanına giren illerde veya bütün yurtta ilan edilmesi halinde koordine ve işbirliği Başbakanlık’ça sağlanmak suretiyle bölge valilerine aittir. Gerekli işlemler onlar tarafından yürütülür...”
Türkiye 15 Temmuz’da yaşadığı olağanüstü duruma karşı, Olağanüstü Hal Kanunu’na ihtiyaç duydu.
Ancak Türk halkının hafızasında OHAL’in hiç de iyi bir yerinin olmadığı da unutulmamalı.
Cumhurbaşkanı’nın birkaç kez altını çizdiği gibi özgürlük ve demokratik haklara engel oluşturmamalı.