Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Düşünmeden konuşup, yarattığı zararından sonra düşündüğümüz dönemi yaşıyoruz...”

        AK Parti’nin önde gelenlerinden biri, son dönemin özetini böyle yapmıştı.

        Telefonda dün geçmişteki sözünü anımsattım, “Haksız mıyım?” deyip ekledi:

        “Dokunulmazlıklar konusunda geldiğimiz durum, sözümün haklılığını göstermeye yeter...”

        Haksız da değil.

        Çünkü dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda 2013’tekine benzer süreç yaşanıyor.

        Nasıl dokunulacağına formül aranıyor.

        BEND Mİ, FASIL MI?

        Partide bu konudaki son toplantı Başbakan Davutoğlu’nun başkanlığında hafta içinde gerçekleşti.

        Partinin hukukçu milletvekilleri Cemil Çiçek, Mehmet Ali Şahin, Ahmet İyimaya, Mustafa Şentop, Burhan Kuzu’nun da aralarında yer aldığı 15 kişinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda, “Nasıl dokunulmalı?” sorusuna yanıt aranmış.

        Hukukçu milletvekilleri arasında zaman zaman anlaşmazlığın yarattığı ses tonu yükselmeleriyle karşılaşılmış, sonuçta hukukçular komisyonu kurulmuş ve onların tercihli yol haritasını belirleyip getirmesine karar verilmiş.

        Bu kapsamda üzerinde durulan üç model var.

        İlki, dokunulmazlık konusunu gündemden çıkarıp dönem sonuna bırakmak.

        İkincisi, Anayasa’nın dokunulmazlıkla ilgili 83’üncü maddesinin ikinci fıkrasının, “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclis’in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz” hükmünü parçalı uygulamak.

        AK Parti içinden gelen ve eleştiri alan “Tutuklanmadan dokunulacak” yönündeki söylemler de bu görüşten kaynaklanıyor.

        Buna göre Meclis, “Şu yetkilileri uhdemde bırakıyorum” diyerek, milletvekiline nasıl dokunulacağını belirleyebilir, “Anayasa’daki ‘Tutulamaz, tutuklanamaz’ hükümleri saklı kalmak kaydıyla yasama dokunulmazlığını kaldırıyorum” diyebilir.

        Ancak bu düşünceye karşı çıkanlar olmuş, teamülde yeri olmadığı dile getirilmiş, “Yeni bir şeyler icat etmeye gerek yok, bu bizi daha da sıkıntıya sokabilir” yaklaşımı sergilenmiş.

        Buna karşın bunun da tartışılması gerektiği kararına varılmış.

        Üçüncü olarak hemen herkesin üzerinde görüş birliğine vardığı yol da dokunulmazlık dosyalarının “suça göre fasıllara” ayrılması şeklinde olmuş.

        ‘KURALINI KOYALIM’

        Çünkü 1997’de Anayasa Komisyonu’nun yaptığı gibi, komisyonda bulunan 458 dosyanın hepsinin genel kurula indirilmesi halinde Meclis’in 6 ay başka iş yapmadan dosyaları görüşmesi gerekiyor.

        Onun için suçun tespitine ve tipine göre fasıllara ayrılmasının daha uygun olacağında uzlaşılmış.

        Yani dokunulmazlığın hangi gerekçeyle istenildiğine bakılacak; konuşmalar, adli suç eylemleri ve kamuoyunda infial yaratan teröre destek faaliyetleri gibi fasıllara ayrılacak.

        Şimdi oluşturulan komisyonda görev alan 6 milletvekili, dosyaların tasnifinin nasıl olacağını ve bunlar hakkında “tutukluluk olmadan” hangi usulün uygulanması gerektiğini konuşacak.

        Ardından MKYK’ya bir yol haritası sunacak.

        Özetle, Kanuni Esasi’den bu yana tartışılan, Anayasaların hepsinde yer alan dokunulmazlık konusunda yöntem düşünülüyor.

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar