Hedef tercihi

Geçmişteki eylemlerinde de hedef seçiminde aynı yolu izledi.

İstanbul’da İngiltere Konsolosluğu, HSBC, sinagog saldırılarında da Suruç, Diyarbakır, Ankara’da canlı bomba eylemlerinde de hedef fayda beklentileri değişmedi.

Toplumun bir kesiminde ötekine olan kızgınlığı, nefreti veya aymazlığı öne çıkarıcı eylemlere yöneldi.

Bu sayede taraftar topladı.

Geçmişten bugüne gelen davranış kalıbından yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki, benzer eylemlerini sürdürecek.

2 gündür sohbet ettiğim güvenlik birimlerinden etkin isimler de benzer kaygıyı taşıdıklarını, tedbirlerini buna göre aldıklarını söyledi.

İstanbul’da yaşanan olayla ilgili olarak da bazı detay bilgiler aktardı.

İBADET YERLERİ

Örneğin, eylemi gerçekleştiren Nabil Fadli hakkında bugüne kadar hiçbir ihbar veya istihbarata dayanan bilgi oluşmamış; 5 kişi bir eve yerleşmiş, diğer 4’ü aranmaya başlanmış.

IŞİD’in büyük bir kentte turistik bölgeyi hedef alacağına dönük bilgiye de bir süredir sahiplermiş.

Bundan sonra olası eylem beklentileri, azınlıkta kalan dini kesimlerin cami, kilise, sinagog gibi ibadet yerleri olacağı noktasında.

IŞİD buna dönük ilk adımı kısa süre önce Ankara’da atmak istemiş; Caferilerin gittiği camiyi hedef almış.

2 IŞİD elemanı, uzun süre cami ve çevresinde keşif yapmış, cemaatinden biri gibi namaz kılıp vaaz dinlemiş.

Terörle mücadele ekiplerinin başarılı operasyonuyla, patlayıcı düzenekleri ve silahlarıyla bir evde ele geçirilmiş.

ÇOKLU MÜCADELE

Yaşananlar güvenlik güçlerinin yeteneğini de artırmış, büyük olay yaşanırken, diğerlerine de odaklanma yetileri artmış.

Buna en iyi örnek de İngiltere Büyükelçisi Richard Moore’un kısa süre önceki demecinde anlattığı şu olayda görülüyor:

“Türk polisinin, diğer bütün çalışmalarını askıya alarak, tüm kaynaklarıyla o saldırıya (Ankara saldırısı) odaklanmasının kesinlikle mazur görüleceği o acı günde, kendilerine harekete geçebilmeleri için sadece 40 dakika gibi kısa bir süre sağlayabilmiş olmamıza rağmen, Birleşik Krallık’tan 2 küçük çocuğuyla birlikte gelen bir kadını durdurmayı başardılar.”

Mücadele çok yönlü yapılmadığı, birine yapılanın diğerinde tepkisizlik yaratması durumunda sonuç alınması olanaksız.

KAMPTAN DEĞİLLER

Burada Türkiye açısından dikkat çeken bir durum da eylemi yapanların Türk vatandaşı da olsa dışarıdan gelmesi.

Yani Suriye’den gelip eylemini yapıyor olması.

Bir de Doç. Dr. Haldun Yalçınkaya’nın da sohbetimizde vurguladığı, “Teröre bulaşanların bir tekinin dahi Türkiye’deki sığınmacıların yaşadığı kamplardan çıkmaması”...

Çünkü bu durumda terörü Türkiye’de yaşayan soydaşlarına bulaştıramıyor.

Ancak şu noktanın da çok iyi dikkate alınması gerekiyor, IŞİD bilinçli bir şekilde hedef kitlesini seçiyor; bunun karşılığında da eleman devşiriyor.

Yani eylem yaptığı ülkenin hem içinden eleman kazanıyor hem de içine büyük darbe vuruyor.

Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrası, Türkiye’ye gelen turistin geri kalan yüzde 36’sını oluşturan Almanlara yönelerek turizme darbe atağı da bunun en iyi göstergesi...