Siyasi irade ne yapacak?
AK Parti ile CHP arasında bir koalisyonun olup olmayacağına yarın karar verilecek.
Baştan belirteyim, her iki partide de koalisyonun kurulması için niyet var...
Ancak, sınır, süre ve daha hiç konuşulmadık bakanlık dağılımına gelince işler karışıyor.
AK Parti, 13 yıldır elinde tuttuğu bakanlıklardan herhangi birini, bir başkasıyla paylaşmak istemiyor.
“18 milletvekili eksiğimiz var diye hükümete niye başka birini ortak edeyim” yaklaşımını sergiliyor.
Sandığa kadar kamuoyuna, “Seçimden hangi sonuç çıkarsa çıksın, iktidarda hep biz olacağız” algısını yüklemeye çalışıyor.
Ancak önceki akşam Başbakanlık Konutu’nda da dile getirildiği gibi, yakın gelecekte karşısına çıkabilecek ekonomik zorlukları ve terördeki yükselişi de tek başına omuzlamak istemiyor.
Özellikle TBMM’de karşılaşacağı zorlukları da gördüğü için, bütün bu olumsuzlukları birlikte yükleneceği bir koalisyon ortağı arıyor.
CHP ile koalisyon kurması halinde hükümette tek parti gibi davranmasının olanaksızlığını gördüğü için de soğuk yaklaşıyor.
Bütün bunlardan dolayı, bir koalisyon hükümetinin bu süreçte birinci önceliği olmayan Cumhurbaşkanı’nın hangi yöntemle seçilmesi gerektiği konusunu masada tutuyor; CHP’nin TBMM’nin seçmesi gerektiği yönündeki görüşünü dillendiriyor.
Son olarak Başbakanlık Konutu’nda Kılıçdaroğlu’nun da altını çizdiği, öncesinde de CHP’den birkaç kez “Kapatılmasına kesinlikle karşıyız” açıklamasına karşın imam hatipler konusunu gündeme getiriyor.
“Paralel devlet” operasyonu sonrası bürokraside doğal ortaklaşma yoluna gittiği MHP ile sürecin daha iyi yönetilebileceğine inandığı için Bahçeli’yi ikna etmenin yöntemini arıyor.
‘RİSK ALIYORUZ’
İçeriden gelen tepkileri iyi bir şekilde donduran CHP yönetimi ise önceki akşamki görüşme sonrası ortaya çıkan tablodan hiç de umutvar değil.
Fikret Ağabey’in (Otyam) Çankaya Güzel Sanatlar Merkezi’ndeki cenaze töreninde karşılaşıp sohbet ettiğim CHP’lilerin tepkisi, sürecin bu kadar uzamış olmasına...
Siyasi iradenin, kiminle, hangi koşulda ve hangi sorunları önceleyerek koalisyon kuracağına karar vermesi gerektiğinin altını çiziyorlar.
İçlerinden etkin olanı belirsizlik sürecine dikkat çekip, CHP’nin siyasi olgunluk içinde hareket ettiğine vurgu yaptı ve şu tepkiyi gösterdi:
“CHP, ekonomide ve terörde yükselen soruna ortak olmak için risk alıyor, elini uzatıyor. Karşı taraf ise oyalıyor. Meseleyi ‘Masadan önce kalkan kaybeder’ oyununa çevirdiler.”
CHP yönetimi, sınırı ve süresi belli bir seçim hükümetine kesinlikle karşı; koalisyonlara önceden biçilen ömrün de icraatlarını tıkayacağı kanaatinde.
Dolayısıyla olacaksa, bazı alanlarda restorasyona açık uzun süreli koalisyonun sorunların üstesinden gelebileceğini vurguluyor.
Gelinen noktada bir uzlaşı şansı şu aşamada görünmüyor.
MHP’nin tavrını değiştirmediği, HDP ile de AK Parti’nin bir arada olmayı kesinlikle düşünmediği bir noktada geriye üç yol kalıyor.
MHP’nin şartlarının kabul edilmesi, seçim hükümeti veya CHP ile büyük koalisyon.
Geniş kesimin büyük koalisyona işaret ettiği süreçte, AK Parti’nin tercihini yarına kadar yapması gerekiyor.