Davutoğlu da 'Bulun 276'yı' derse

MERHUM Demirel dizisini yazarken o meşhur söz birkaç kez karşıma çıktı.

“Bulun 226’yı düşürün...”

Bu, hükümeti kurarken de geçerliydi, “Bulsunlar 226’yı kurdurmasınlar” anlamına geliyordu.

Anayasa’nın ilgili maddesi değişmediğinden, o gün 450 milletvekili olduğu için geçerli olan durum, bugün de 550 milletvekili için geçerli.

Çünkü güvenoyu için gereken 276 oyu, Cumhurbaşkanı’nın ilk görevi vereceğini açıkladığı AK Parti Genel Başkanı Davutoğlu’nun bulması gerekmiyor.

Ayrıca 276 oyun bulunması gibi bir zorunluluk da yok; 276 ancak bütün milletvekillerinin oturuma katılması halinde olması gereken bir rakam.

Bunu hem Anayasa, hem de TBMM İç Tüzüğü düzenliyor.

Dolayısıyla güvenoyunun yapılacağı gün Genel Kurul salonunda, toplantı yeter için gerekli 184 milletvekilinin bulunması ve yarıdan bir fazlasının oyunun alınması yeterli.

Bu durumda AK Parti 258’le de bir hükümet kurabilir veya CHP’nin anlaşacağı bir parti 212 milletvekiliyle koalisyon oluşturabilir.

Önemli olan güvenoylamasının yapıldığı gün Genel Kurul’da kaç milletvekilinin bulunduğudur.

ANAYASA HÜKMÜ

Daha net görmek için Anayasa’nın Bakanlar Kurulu’nun kuruluşunu düzenleyen 109, 110 ve 111. maddelerine bakmak yeterli.

Anayasa’nın 110. maddesi “Bakanlar Kurulu’nun programı, kuruluşundan en geç bir hafta içinde Başbakan veya bir bakan tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde okunur ve güvenoyuna başvurulur” diyor.

Devamında gelen 111. madde de, “Güven istemi, ancak üye tamsayısının salt çoğunluğuyla reddedilebilir” hükmünü taşıyor.

Yani güvensizlik oyu ancak karşı tarafın 276’yı bulmasıyla söz konusu olabilir.

Nitekim TBMM İç Tüzüğü’nün 125’inci maddesi de bu konuda daha açık hükme sahip:

“Başkanlık, iki yüz yetmiş altı (276) milletvekili güvensizlik oyu kullandığı takdirde, Bakanlar Kurulu’na güvensizlik oyu verildiğini, aksi halde Bakanlar Kurulu’nun güvenoyu aldığını bildirir.”

HDP’NİN DESTEĞİ

Bu aşamada Ankara’da tartışılan senaryolardan biri, HDP’den bir grup milletvekilinin güvenoyu günü Genel Kurul salonuna girmeyerek AK Parti’nin azınlık hükümetini kurmasına olanak tanıması.

Bunun öncesinde de yeni “Anayasa, çözüm süreci ve seçim barajı” konularının HDP ile bir protokole bağlanması.

Bu görüş AK Parti Mersin Milletvekili Muhsin Kızılkaya tarafından dile getirilmiş, seçimden yeni çıkıldığı için partide üzerinde durulmamıştı.

Yani, Genel Kurul’a katılanların yarısının bir fazlasına ihtiyaç duyulacağı için AK Parti’nin sayısının iki katının bir eksiğine ulaşmak yetiyor; bu da 515 milletvekilinin salonda bulunmasının yeterli olacağı, HDP’den 40 kadar vekilin gelmemesinin yeterli olacağı anlamına geliyor.

Ancak HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ parti olarak bir bütünlük içinde hareket edeceklerini “içeriden veya dışarıdan bir desteklerinin olmayacağını” günlerdir açıklıyor...

TBMM Başkanlık seçimi de dahil her bir formül üzerinde yığınla tez yazılırken, bol aritmetikle dolu, bizim için de bir o kadar keyifli dönemin ilk gongu bugün vuruluyor.