Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AK Parti’nin dünkü aday tanıtım ve seçim beyannamesi toplantısında alışık olduklarımızın dışında bir ortam vardı.

        Öncelikle partinin itekleyici gücü Tayyip Erdoğan’ın söylemlerinin kitle üzerinde yarattığı aura yoktu.

        Partililerin sürekli zıpladığı salondan söz etmek de olası değildi.

        Durum böyle olunca adaylar bile bir süre sonra sıkılıp dışarıda sohbeti tercih etti.

        Salonda bir diğer olmayan da Abdullah Gül’dü...

        Partinin ilk Başbakan’ı, Cumhurbaşkanı olmasına karşın, geçen büyük kongrede olduğu gibi dünkü toplantıda da Davutoğlu dahil Gül’ün adını anan olmadı.

        ALKIŞA TAKILDI

        Kongreden bu yana geçen 8 ayda kürsü hitabetini güçlendiren Davutoğlu’nun konuşmasında ise dikkat çeken bazı noktalar vardı.

        Muhalefete yüklenirken, taktiksel olup olmadığı anlaşılmayan bir yöntemle rakibinin propagandasını yaptı.

        Altı kez CHP’nin “alkış” üzerine oturtulmuş propagandasından söz etti; böylece rakibinin propagandasının etkisini kabul etmiş oldu.

        Benzer bir diğer yaklaşımı, CHP’nin adaylarını önseçimle belirlemiş olması konusunda gösterdi.

        CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun İzmir’den önseçime girip aday olmasına göndermede bulunup “Tek kazandığı seçim önseçim” dedi.

        Toplumda kabul görmüş, destek bulmuş CHP önseçimini, hem de aday tanıtım töreninde kitlelerin düşünsel ardılında canlandırdı.

        EŞİĞİ % 55’E ÇIKARDI

        Hemen ardından “% 35 oy almayı bekliyoruz” sözü nedeniyle Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken, kendisini de “% 55 oy oranına” bağladı.

        Oysa kısa süre önce arkadaşımız Habertürk TV Ankara Temsilcisi Veyis Ateş’in sorularını yanıtlarken, “birinci parti çıkmaması halinde siyaseti bırakacağını” belirtmişti.

        Eşik yükseltti...

        HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ı eleştirirken de, “Yeni Türkiye Kitapçığı”nı okurken de dikkat çeken en önemli unsur, “çözüm süreci”nden hiç söz etmemesi oldu.

        Olmayan bir başka süreç de Avrupa Birliği idi...

        MERKEZ BANKASI

        Davutoğlu dile getirdiği gibi 100 maddelik yeni Türkiye hedefinin içinde başkanlık sistemini 9 maddede sıraladı.

        Ancak “Türk tipi başkanlık sistemi” yerine ABD’dekine benzer bir yapıyı arzu ettiğini de sıralı maddelerde sergiledi.

        Seçim beyannamesinde dikkat çeken ise Cumhurbaşkanı’nın eleştirdiği “Merkez Bankası para politikası araçlarını doğrudan kendisinin belirleyeceğine” ilişkin taahhüdün verilmesiydi.

        AK Parti’nin bu seçimdeki aday listesinde dikkat çeken en önemli unsur ise geçmiş seçimlerin aksine bu listede sürpriz yeniler ve ünlülerin olmamasıydı.

        Bu dönem listesini hazırlarken gösterdiği aşırı titizliğin, öteden beri her platformda kendisini savunan güvendiği tanınmışlar ile fazla öne çıkmamış olanları tercih etmesine neden olduğu anlaşılıyordu.

        Ayrıca diğer partiler gibi AK Parti de “öze”, yani doğal kaynağına dönmüştü.

        Seçim müziklerinde de benzer tutum vardı; Türk musikisi tonlu, mehter marşlı öze hitap eden makam ve tınılar hâkimdi.

        Bu konuda oldukça yetenekli isimlerle çalışmış olsalar da, geçmiş seçimlerdeki gibi ne Guatelli Paşa’nın hareketli notaları, ne “Efsane”nin etkisi, ne “Haydi Anadolu”nun koşturması, ne de “Dombra” nın coşkusu vardı...

        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar