Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AK Parti 2023 seçim takvimi yaklaştıkça sosyal yardımlara ve projelere ağırlık vermeye başladı.

        2023’te sosyal yardım bütçesi 2022’ye kıyasla yüzde 73,5 arttırılacakmış.

        Bunun önemli yansımalarından biri olan toplu konut projesine milyonlarca kişinin ilgi gösterdiğini gördükçe kapsamını da genişletmeye başladılar.

        Dün Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, eşi vefat eden dul kadınlara 300 bin TL konut desteği sağlayacaklarını açıkladı.

        Tam bir seçim yatırımı olan proje kapsamında sembolik bir tercih de yapılmış, 2 bin 23 adet konut temini sağlayacaklarmış.

        Fakat başvuru için getirdikleri kriterler arasında son derece ilginç bir madde var; yalnızca eşi vefat eden ve 18 yaş altında en az üç çocuğu olan kadınlar başvurabilecek.

        Üç çocuk şartının bir sosyal yardım kampanyasına kriter olarak konulmasını son derece kaygı verici buldum açıkçası.

        Ne yani 3 çocuk doğuramayan kadınlar yeterince kadın değil midir?

        Kaldı ki her fırsatta dindar olduğunu vurgulayan bir siyasi anlayış, çocuk sahibi olmanın sadece kişinin kendi arzusu değil aynı zamanda Allah’ın takdiri olduğunu kabul etmiyor mu?

        3 değil de iki çocuğu olan veya hiç çocuğu olmayan kadınlar da ihtiyaç sahibi olamaz mı?

        Devletler elbette genç nüfusu arttırmak için çok çocuk politikasını teşvik edebilir ama bunun bir sosyal yardım kampanyasının koşulu haline getirilmesi tam manasıyla bir ayrımcılık ve haksızlık gibi geliyor bana.

        Ayrıca maksat mağdur kadının yanında durmaksa neden boşanmış ve çalışamaz durumdaki kadınları kapsamıyor?

        Niyet iyi olsa da kaş yapayım derken göz çıkarmak böyle bir şey olsa gerek.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Hem AK Parti hem de siyaset ve medya adına güzel bir açılım

        Hem AK Parti hem de siyaset ve medya adına güzel bir açılım
        0:00 / 0:00

        Dün öğleden sonra telefonum çaldı, arayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Tanıtım ve Medya Başkanı Hamza Dağ’dı.

        28 Ekim’de AK Parti’nin “Türkiye Yüzyılı” başlıklı vizyon belgesini açıklayacağı özel programa davet etti.

        Habertürk TV alandan yayın yapacağı için zaten gazeteci olarak akreditasyon yaptırdığımı söyledim.

        “Hayır Kübra Hanım sizi gazeteciler için ayrılan bölümde değil ön bölümde davetliler arasında misafir etmek istiyoruz” dedi. Memnuniyetle kabul ettim.

        Sonra öğrendim ki AK Parti yakın tarihi içinde devrim niteliğinde bir karar almış ve lansmana muhalif gazetecileri de davet etmiş.

        İnanın bu sadece medya adına değil başta iktidar olmak üzere Türkiye siyaseti adına çok güzel bir gelişme.

        İnsanın “Oh be” diyesi geliyor.

        Bu tavır değişikliğine kim vesile olduysa tebrik etmek gerekir.

        İnşallah devamı gelir ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da bundan böyle her kesimden gazetecinin sorularını yanıtlar.

        Dahası umarım önümüzdeki süreçte iktidara yakın kimi gazeteciler veya kalemşorler mevzi kaybettikleri düşüncesine kapılarak bu girişimi sabote etmezler.

        Zira yıllardır süre gelen yanlış medya politikası AK Parti’yi son derece dar bir alana hapsetmişti.

        Kabul edelim sadece iktidar değil muhalefet partileri de kendi etki alanları içinde gazetecilere akreditasyon uyguluyor.

        Daha iktidara gelmeden sadece kendilerine yakın gazetecileri davet etme eğilimindeler.

        Oysa siyasi partiler belli mahallelere hapsolarak en başta kendi ayaklarına kurşun sıkıyorlar.

        Bu açılım hem medya hem de siyasete çok iyi gelecek.

        Diğer Yazılar