Muhalefetin önündeki çoktan seçmeli sorular
2-3 partiden oluşan bir ittifakın yürümesi bile kolay değilken, muhalefet Türkiye’de demokrasi zemininin genişleyebilmesi için zor olana talip oluyor ve 6 farklı ekol bir araya geliyor.
Liderler her ne kadar masanın geleceği için özverili davransa da muhalefet açısından tablo her geçen gün daha çetrefilli hale geliyor.
Ortak adayda uzlaşsalar bile çözmeleri gereken başka sorular ve sorunlar var.
6'lı masa Cumhurbaşkanlığı seçimi için bir ittifaka dönüşecek mi? Bunun için Deva’nın şart koştuğu seçim sonrası geçiş süreci protokolünde anlaşabilecekler mi?
Diyelim bu noktada uzlaştılar, adayı da belirlediler, kabineyi de önceden açıklayacaklar mı? Bakanlar üzerinde nasıl uzlaşacaklar?
Bakanlar üzerinde uzlaşırlarsa, ekonomi, dış politika, tarım gibi belli başlı konularda ortak program açıklayacaklar mı?
Milletvekili seçimleri için farklı ittifaklar kuracaklar mı?
Bu soruların yanıtı hem partiden partiye hem de partilerin içindeki ekollere göre değişiyor.
6 LİDERLİ KABİNE KURULABİLİR Mİ?
Örneğin CHP Lideri seçimi kazanmaları durumunda kurulacak kabine konusunda daha önceki önerisini yineledi. Karar TV’ye verdiği röportajda “6 lider gerçek kabine” olmalı dedi. Bunun gösterilen adayın sözlerini tutması için bir denetim mekanizması olarak işleyeceğini anlattı.
Peki farklı partilerin liderleri cumhurbaşkanı yardımcıları mı olacak yoksa ekonomi bakanı, dışişleri bakanı gibi spesifik görevler mi alacaklar bunu anlayabilmiş değiliz.
“Cumhurbaşkanı seçilse bile yetkilerini tam kullanmaz. Başkan yardımcılarından biri Başbakan gibi hareket edebilir” yorumu da çok konuşuldu.
Erdoğan karşısında güçlü bir aday gösterilir ve o kendi kabinesini kurar seçeneği de ihtimaller dahilinde.
Özetle kurulacak hükümetin yapısıyla ilgili henüz bir uzlaşı yok.
ORTAK HÜKÜMET PROGRAMI MÜMKÜN MÜ?
Ortak bir adayda uzlaşırlarsa ekonomi, dış politika, tarım gibi belli başlı konularda ortak program açıklayacaklar mı sorusuna da liderler farklı yanıtlar veriyor.
Örneğin Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu Habertürk’te Hülya Hökenek’in programında ortak program vurgusu yaptı.
“Ekonomik problemler, enflasyon, işsizlik, dış ticaret açığı, vergilerdeki dalgalanmalar, tarım, hayvancılıkta problemler kısa dönemde ne ölçüde halledilebilir. Bu konularda ittifak sağlanmasına ihtiyaç var. Bu uzlaşmayla olacak. Bir partinin ben dedim oldu demesiyle olmaz” dedi.
Buna karşılık CHP Lideri Kılıçdaroğlu “Her parti kendi vaatlerini ayrı ayrı açıklayacak” dedi.
Liderlerin son toplantısında ortak çalışma grupları oluşturulacağı açıklanmıştı fakat konuştuğum kimi kurmaylar sürecin pek hızlı ilerlemediğini, ortak program konusunda her partinin eşit düzeyde hevesli olmadığını söylediler.
İTTİFAK İÇİNDE İTTİFAK MESELESİ
Daha bu sorular yanıt bulmamışken seçim yasasının değişmesiyle bir de milletvekili seçimleri için farklı ittifaklar kurulabileceği tartışılmaya başladı.
Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanlığı seçimi için kurulacak 6’lı ittifakı bozmadan AK Parti’den kopan seçmenin oylarına hitap edecek bir üçüncü ittifakın kurulabileceğini söyledi.
CHP Lideri ise 8 farklı seçenek üzerinde çalıştıklarını açıkladı.
Dün Cumhuriyet gazetesinde bu 8 farklı seçenek de sıralanmıştı.
Küçük partiler CHP ve İYİ Parti listelerinden mi girmeli yoksa farklı kombinasyonlar mı oluşturulmalı sorusuna yanıt aranıyor.
DEVA’DA İKİ FARKLI EĞİLİM VAR
Geçen hafta Gelecek Partisi’nden önemli bir kurmay özel sohbetimiz sırasında üçüncü ittifak seçeneğine sıcak baktıklarını söyleyerek “Zaten DEVA Partisi ile programlarımız o kadar benzer ki tabanımıza neden iki ayrı parti olduğumuzu izah edemiyoruz. Birlikte hareket edersek rahatlıkla yüzde 10’u aşarız” demişti.
Dün DEVA Partisi’nde de bu konuda bir temayül yoklaması yaptım. Ne var ki partinin kurmayları arasından konuştuğum önemli iki isim taban tabana zıt fikirler beyan ettiler.
DEVA içinde bir ekol “Bizim asıl seçmen kitlemiz AK Partililer. Muhafazakârları dışlamamalıyız. Gelecek ve Saadet partisi ile politikalarımız örtüşüyor, birlikte hareket etmeliyiz. Hatta ileride Gelecek ve DEVA partilerinin birleşmesi bile ihtimal dışı değil” diyor
Diğer bir ekol ise aksine “DEVA kozmopolit bir parti. Muhafazakar politikalar Türkiye’nin sorunlarına çözüm olamaz. Biz seçime tek başımıza girmeliyiz” diyor.
DEVA’da bu iki eğilimden hangisinin ağır basacağı muhalefetin geleceği açısından da önem taşıyor.
Son olarak İYİ Parti’nin sessizliğini de bu tabloya eklemek lazım. Merkez sağ oyları kendi bünyesinde toplamak isteyen İYİ Parti’nin küçük sağ partilerden oluşacak üçüncü ittifaka sıcak bakmayacağını tahmin etmek güç değil.
Net olan şu ki çoktan seçmeli bütün bu sorular seçmenin kafasını karıştırıyor.
Muhalefet seçimi kazansa bile istikrarlı bir yönetim kurup sürdürebileceğine dair şüpheleri arttırıyor.
- Kılıçdaroğlu neden kaybetti?11 ay önce
- Erdoğan'ın seçim vaatlerinin etkisi ne olur?11 ay önce
- Kılıçdaroğlu'nun Çanakkale ziyareti boşuna değil1 yıl önce
- CHP oyları TİP'e kayabilir1 yıl önce
- Erdoğan "Değişim" dedi1 yıl önce
- Seçimin talihsizleri1 yıl önce
- Bakan Kurum: İstanbul'a iki yeni uydu kent kuracağız1 yıl önce
- Etiket yapıştırana gözaltı niye?1 yıl önce
- İYİ Parti o bekçinin özrünü kabul etmeli1 yıl önce
- Depremde ampüte kalan çocuklarımız sahipsiz değil1 yıl önce