Dolar bu kadar yüksekken nasıl gitsinler?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, "Gençlerin yurt dışına gitme hevesi doğal. 'Türkiye'den kaçmak istiyorlar' diye bakmamak lazım. Dünyayı tanımak istiyorlar. Dönenler, oralarda kalanlardan daha çok. Türkiye eski Türkiye değil” demiş.
Gençlerin dünyayı tanıması, yurt dışında iyi eğitimler alıp fikir dünyalarını geliştirmesi, sonra da ülkemize dönüp hizmet etmesi elbette çok kıymetli.
Fakat Sayın Bilgin’e kötü bir haberim var. Türkiye ekonomisi böyle gittikçe, dolar hızla yükseldikçe, yurt dışına okumaya gidenlerin de geri dönmek isteyenlerin de sayısı giderek azalacak.
Doların 9, Euro’nun 11 TL'yi aştığı bir atmosferde kaç aile çocuğunun yurt dışındaki eğitim masraflarını karşılayabilir ki?
Durumu gayet iyi olup da çocuğu yurt dışında üniversite okuduğu için dara düşen arkadaşlarım var.
Hadi burslu okuyor diyelim, masraflar bununla sınırlı değil ki...
Örneğin Paris’te, Londra’da, Washington’da bir üniversite öğrencisinin sadece kira veya yurt masrafı bile bizdeki üst düzey memur maaşlarına eşit düzeyde.
Borç ve sıkıntı içinde okuyup mezun olabilenler de iş arama noktasına gelince elbette Türkiye ile yurt dışı arasında kazanç ve imkân kıyaslaması yapıyor.
Türkiye’de 960 binin üzerinde üniversite mezunu işsiz varken, işe yeni başlayan gençlerin kazançları asgari ücret civarındayken neden Türkiye’ye dönmek istesinler?
Eğitimi bırakın, yurt dışına 2 haftalığına gezmeye gitmek bile pek çok genç için hayal artık.
Bakan Bilgin’in bunları iyi niyetle söylediğinden kuşkum yok ama ne yazık ki AK Parti hükümeti gençlere rahatça yurt dışı tecrübesi yaşatacak veya gidenleri geri dönmeye ikna edecek bir refah seviyesi sunmuyor bu dönemde.