Hangi CHP?
Kemal Kılıçdaroğlu, “CHP eski CHP değil” dedikçe, nedense iktidar partilerinden ziyade parti içinde “hayır CHP aynı CHP” dercesine itirazlar, tutumlar ve söylemler daha çok yükseliyor.
Geçtiğimiz hafta aynı programda ilk defa denk geldiğim 25-26. Dönem Milletvekili Dursun Çiçek en net tepkiyi vermişti yanımda:
“CHP eski CHP’dir, Genel Başkan’ın görüşü öyle olabilir”.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın kesin ihraç istemiyle Disiplin Kurulu’na sevk edilmesiyle tartışma daha da arttı.
Özcan, CHP’nin “ÖZ EVLADIYIM” diyerek CHP içindeki mücadeleyi daha da görünür kıldı.
KILIÇDAROĞLU’NUN DEĞİŞİM İSTEĞİNE DİRENÇ
Kemal Kılıçdaroğlu uzun süredir CHP’yi klasik çizgisinden daha sağa, belki de toplumun her kesimine hitap edecek bir yere çekmeye çalışıyor.
Sağ kesimden gelen isimleri milletvekili, belediye başkanı, Cumhurbaşkanı adayı göstermesi bir yanda, söylemi ve özellikle “helalleşme” çıkışıyla bu tutumunu göstermeye devam ediyor.
Geçtiğimiz grup konuşmasında muhafazakar kadınlara seslenirken, “CHP eski CHP değil” vurgusunu daha bir gür sesle yapmaya devam etti.
Bu değişim karşılık buluyor mu? Evet.
İstenilen düzeyde mi? Hayır.
Direnç var mı? Evet.
O GÜVENİ BİR TÜRLÜ VEREMİYOR
Temel Karamollaoğlu ile yaptığım röportajda, “Kılıçdaroğlu muhafazakar kesimi rahatlatmak için bir takım sözler ifade ediyor ama tam olarak güven verdiği söylenemez” demişti (23 Nisan 2022).
Ancak 6’lı masadaki liderlerin neredeyse hepsi Kılıçdaroğlu’nun samimi bir şekilde “helalleşmek” istediğini, CHP’nin eski CHP olmadığını göstermeye çalıştığına inanıyor.
Her ne kadar Dursun Çiçek yine aynı programda, “Bunlar muhafazakar seçmeni etkilemek için politik söylemler, CHP değişmedi” dediyse de, Kılıçdaroğlu’nun değişim çabasını takdir eden çok sayıda yazar, kanaat önderi ve seçmen de var.
Fakat oylarındaki stabil durum, toplumda istediği karşılığı bulamadığını gösteriyor hala.
CHP’DEKİ FARKLI SESLER
Yerel seçimlerde kurduğu oyun planı tutmuştu Kılıçdaroğlu’nun.
Bu plan sayesinde İstanbul, Ankara, Adana, Mersin başta bir çok belediyeyi kazanmıştı.
Bu özgüvenle oyun planına devam etti.
Ancak partisi içindeki itirazları durduramadı.
Yine de eskiye oranla daha güçlü ve özgüvenli bir Genel Başkan.
CHP içindeki itirazların derinden devam ettiği, “eski CHP” taraftarlarının zaman zaman seslerini yükselttiği, gazeteciler ve anket firması sahipleri aracılığı ile itirazlarını daha da sivrileştirdiği görülüyor.
Bu nedenle olsa gerek Kılıçdaroğlu bu gazetecileri ve kamuoyu araştırmacılarını isim vermeden eleştirip, “Bize muhalefet dersi veremezler” dedi.
KÜRTLERİN VE MUHAFAZAKARLARIN KILIÇDAROĞLU’NA BAKIŞI
Diyarbakır ve Mardin’de görüştüğüm Kürtlerin Kılıçdaroğlu’na karşı eski tepkilerinin olmadığını gördüm.
CHP’nin geleneksel devletçi, statükocu ve Kürtlere mesafeli tutumunun bir nebze de olsa kırıldığını söyleyebilirim.
“HDP aday göstermezse, Kılıçdaroğlu’na oy verebiliriz” diyen çok. Bunda Kılıçdaroğlu’nun sık tekrarladığı Demirtaş ve Kavala söylemleri ve Kürt sorununa karşı kullandığı dikkatli ifadelerinin etkili olduğunu söyleyebiliriz.
Bunun ne kadar büyük bir değişime tekabül ettiği, belki özel kamuoyu araştırmalarıyla tespit edilebilir.
Ancak içinde bulunduğum muhafazakar camiada halen Kılıçdaroğlu’na büyük bir baraj var.
Bunun en önemli sebebi bugüne kadar Kılıçdaroğlu’nun politik duruşu ve söyleminin derin izler bırakması olduğu kadar, klasik “CHP anlayışı” mirasının da etkisi var.
Fakat en önemli sorunun Özgür Özel gibi parti sözcülerinin arada sırada yaptığı “eski CHP” çıkışlarının etkisi daha büyük bence.
“Kılıçdaroğlu bir şey yapmak istiyor ama bu CHP değişmez” algısı bu tür söylemlerle daha da pekişiyor.
Bu yüzden, “hangi CHP?” sorusu daha çok soruluyor kamuoyunda.