Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Büyük hayalleri olur bazı insanların.

        Nihayetinde ulaşmak istediği bir ütopyaları vardır.

        Bu ütopya onun tüm ruh halini, bugünkü davranışlarını ve tüm gelecek kurgusunu belirler.

        O ütopya aslında mutluluğunun da kaynağıdır.

        Bugün mutsuzsa bile yarın, gelecekte, yani o ütopyasının gerçek olacağı günde mutlu olacaktır.

        Bu umut ona tüm sıkıntılarla baş etmeyi, tüm acılara katlanmayı ve her şeye rağmen umutlu olmayı öğretir.

        Aslında ütopyası olan insan, gelecekten umut, mutluluk, direnme gücü, yaşama arzusu satın alır.

        Bunlar idealist insanlardır.

        Yaşamlarının değerli anlamları, ilkeleri ve hedefleri vardır.

        Onları böyle yaşamaya iten şey, gelecekteki ütopyalarıdır.

        Kuşkusuz o ütopyalarının bir kutsallığı, büyük bir değeri, manevi, milli bir derinliği vardır...

        Belki de tüm bu insanlar için küçük kıyamet, o ütopyalarının yok olmasıyla yaşanır.

        Onlar için hayat bitmiş olur.

        Sanırım bu konuda yaşanmış en büyük dramlardan biri Enver Paşa’ya aittir.

        Osmanlı’nın yıkılmasını engellemek için Turan ülküsünü kendisi için büyük bir ütopya haline getirmişti.

        O uğurda sadece kendisi değil, binlerce Osmanlı evladının da hayatını feda edebilecek bir düşe sahipti.

        Osmanlı yenildi. Enver hayallerinden vazgeçmedi. Turan’ı kurmak için arkadaşlarını Suriye’ye, Afganistan’a gönderdi.

        Kendi de Türkistan’a gitti..

        Oradaki Türkleri birleştirip büyük Turan devletini kuracaktı.

        Ama gördüğü manzara başka bir şeydir. Fakirlik, bölünmüşlük, cehalet, yoksunluk içinde bir tablo vardır önünde.

        Sanırım orada o büyük ütopyasını, bu gariban insanlarla gerçekleştiremeyeceğini anlar.

        Ütopyası orada yıkılır ve kendi için küçük kıyamet kopar.

        Belki de bu yüzden yalın kılıç atına atlayıp, mitralyözlerle kendilerini kuşatan Rus birliğinin üzerine saldırmıştır.

        Pamir dağlarının eteklerinde o mitralyözden çıkan kurşunlarla toprağa düşmüştür.

        Ütopyasını yitirmiş bir idealistin seçeceği en gururlu yoldur ölüm.

        Şehadet onun için belki de tek çıkış yoluydu...

        Peki bugün ütopyasını kaybeden idealist insanlara ne olur?

        Belki Enver gibi ölümü seçmezler ama ölü gibi yaşarlar.

        Savrulurlar...

        Sağa sola çarpan, savrulan bir hayat yaşarlar.

        Ütopyalarının onlara öğrettikleri idealler, ilkeler, fikirler yoktur artık.

        Her şeyin anlamsız aynı zamanda mubah görüldüğü bir hayat, aslında ölülerin yaşadığı bir hayattır.

        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00
        Yazı Boyutu

        Diğer Yazılar