Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Hayat bizi imtihanlardan geçirir. Kazandığımız da olur, kaybettiğimiz de.

Acılarla imtihanı bir kenara bırakalım. Onların imtihanı başka bir mesele.

Acaba hayatta en çok zor imtihan hangisidir?

Mesela çok parası olup, dengeyi kaybedip, yoldan çıkmak?

Çok fakir olup, isyan ederek imtihanı kaybetmek?

Büyük makamlara gelip, geçmişini unutmak, dostlarını kaybetmek?

İşsiz kalıp dengeyi bozmak?

Güç sahibi olup, zayıfı ezerek, garibanı unutarak zalimleşmek?...

Bu listeyi daha da çoğaltabilirim.

Bunların çoğu zor imtihanlar değil mi?

Eminim hayatımızın bir yerinde bu ya da buna benzer bir imtihandan geçtik hepimiz.

Herkes imtihanını kazanıp kazanmadığını kendi biliyor...

Ben tüm bunların içinde yazmadığım bir imtihanın en zoru olduğunu düşünüyorum.

O da, her koşulda adil olmak.

Bence en zor imtihan; her durumda, ayrım yapmaksızın, her insana ve her olaya karşı adil olabilmektir.

Öyle düşünmüyor musunuz?

Kuran’ı Kerim’de bir ayet var:

“…Kendinizin, ana-babanızın ve yakın akrabanızın aleyhinde bile olsa, Allah için doğru dürüst şâhitlik yaparak, adâleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun! Hakkında şâhitlik yaptığınız kimse zengin de olsa fakir de olsa böyle davranın…” (Nisa 135)

Şimdi durup düşünelim lütfen.

Kendinizin aleyhine de olsa adaletten yana tavır alır mısınız?

Anne babanızın, akrabalarınızın, yakınlarınızın aleyhine bile olsa gerçekten adil olabilir misiniz?

Şöyle bir geçmişe dönelim. Kaç kere böyle bir durumla karşılaştık ve kaç defasında gerçekten adaletten yana tavır aldık?

Hepimiz bu soru karşısında biraz mahcup olduk değil mi?

Belki de insanların en çok kaybettiği imtihan bu olsa gerek: Adil olmak.

Her koşulda ve herkese karşı adil olmak.

Bırakın kendi aleyhine bile olsa adaletten yana şahitlik etmeyi, bırakın anne babası ya da akrabasına karşı bile olsa adil olmayı, bugün insanlar en küçük menfaatleri için bile adalet terazisini kolayca bozabilir.

Haksızlık karşısında sustuğumuzda, yere düşen masuma el uzatmadığımızda, acıdan feryat edene kulak tıkadığımızda, ‘yardım’ diye el uzatana sırtımızı döndüğümüzde, yaşamın adalet terazisi bozulur.

Sözü eğip büktüğümüzde, hakikati örttüğümüzde, doğruyu gizlediğimizde, yalanı görmezden geldiğimizde, hayatın dengesi bozulur.

Adaleti istemek kolaydır ama adil insan olmak zordur.

Herkes adalet istiyor, ondan şikayet ediyor.

Adil bir dünya istiyorsan, önce kendin adil olmalısın.

Adil insan olma imtihanı da zor işte.

Lakin bu imtihanı geçenler çok kıymetli insanladır.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar