Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet

Bolu Belediye Başkanı’nın çocuğu olmayan bir kadın hakkında söyledikleri, bir ruh halinin dışavurumunun ikinci göstergesidir.

“Öteki” için bilinç altında yatan gerçeklerin, “şaka, bir anı anlatımı, rahat bir ortamda konuşmada” gün yüzüne çıkmasıdır olan biten.

“Öteki” dediğim, kendinden olmayan, kendine benzemeyen biri demek.

Bir kadın, bazı erkekler için ötekidir.

Başörtülü bir kadın, bazıları için saçı açık kadınlar için de “ötekidir”.

Tanju Özcan, kurduğu cümlelerle “öteki” için düşündüklerini, bilinç altında tuttuklarını böyle dışa vurdu aslında.

Daha önce de onun için “öteki” olan mülteciler hakkında duymuştuk fikirlerini.

Suyuna zam yaparak, adeta susuz bırakarak, onunla aynı şehirde yaşamasını engellemeye çalışmıştı.

Bu aslında bir ruh halidir.

“Öteki” ile bir arada yaşama şeklini, “öteki” ile iletişim şeklini gösteren, bilinç altı göstergeleridir bunlar.

Bir kadının çocuk yapmak için yardım talebini Tanju Özcan gibi algılamak, o kadının başörtülü olduğunu özellikle vurgulamak ve bunu itici bir gülmeyle anlatabilmek, sıradan bir tutum değildir.

Eğer bu mide bulandırıcı şakayı başka biri yapsaydı, belki bu kadar üzerinde konuşmazdık. Ancak “öteki” konusundaki fikirlerini mülteciler üzerinde test ettiğimiz biri bunu yapıyorsa, bunun bir dil sürçmesi değil, bir bilinçaltı kaçağı olduğunu söylememiz gerek.

Tanju Özcan’ın “öteki” konusundaki ruh halinin bir prototip olduğunu, onun gibi düşünenlerin bulunduğunu, “öteki”ni konumlandırmalarının benzer olduğunu da görmeliyiz.

Sorunlu bir ruh hali, sorunlu bir bilinçaltı ve bir arada yaşamamıza engel olacak sorunlu bir bakış açısına sahiptir bu insanlar.

Ne acıdır ki bu olayı tartıştığınızda klişelere saplanmadan, basmakalıp cümleler kurmadan da edemiyorsunuz.

Başörtüsü konusu öylesine sömürüldü ki, öylesine yanlış insanlar bundan siyasi rant elde etmeye çalıştılar ki, Tanju Özcan’ı eleştirirken, “yine başörtüsü sömürüsü” demekten geri durmadı bazı insanlar.

Ama bu köşeyi takip edenler, belki de ilk defa başörtülü bir kadının uğradığı haksızlık ve hakareti dile getirdiğimi bileceklerdir.

Zira benim ağırlık noktam, kadının başörtülü olması değil, “öteki” konumuna düşürülmesi ve ona reva görülen davranış şeklidir.

Tıpkı “öteki” mültecilere reva görülen susuz bırakma davranışı gibi.

Mini etekli birini “öteki” görüp, ahlaki imtihana tabi tutan, dışlayan biri ile başörtülü kadını “öteki” görüp, yardım talebini ahlaksızca anlayan biri bana göre aynıdır.

Adalet, ikisine de eşit tepki göstermektir bence.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar